SON TV

Telefon dolandırıcılığı

Bu hafta Hukuki Gündem köşesinde, Telefon ile aranarak, dolandırılan kişilerin mağduriyetlerine değinilecek. Dolandırıcılar hangi yollar ile mağdurlara nasıl ulaşıyor, kendilerini nasıl tanıtıyor ve paralarını nasıl alıyor? Hepsi hakkında kısa açıklamalar, dolandırılmamak için dikkat edilmesi gerekenler ve o anlarda izlenmesi gereken yollar. Aşağıda birkaç ana başlık altında hepsine değinilecek.

DOLANDIRICILAR MAĞDURLARA NASIL ULAŞIYOR?

Mağdur vatandaş telefondan aranıp, kendisine ismi ile hitap ediliyor. İsminin karşı tarafça bilinmesinden dolayı savunma mekanizmasında zafiyet hisseden vatandaş, karşısındaki kişiye inanabiliyor. Ancak burada özellikle belirtmek isterim ki, şahsi telefon numaranıza günümüzde hemen hemen herkes ulaşabilmektedir. Bir sürü 118 devamlı operatör, birçok firmaya verdiğimiz bilgi broşürleri, aldığımız her üründe şahsi bilgilerimiz arasında telefon numaralarımız da kayıt altına alınmakta olduğundan, birçok yerde iletişim bilgimiz mevcuttur. Bu sebep ile ilk olarak kimlerin ne niyet ile aradığı noktasına değinmek gerekecektir.

KENDİLERİNİ NASIL TANITIYORLAR?

Dolandırıcılar telefon ile aradıklarında ilk olarak kendisini Polis Memuru, Jandarma Personeli, Astsubay ya da Subay, Hakim veyahut Savcı Katibi ya da şoförü gibi Kamu Kurumunda Adli Büroların birinde çalışıyor gibi tanıtıyorlar. Özellikle Terörle Mücadele Bürosu, Kaçakçılık, Dolandırıcılık Büro Amirliği gibi Bölüm isimleri kullanılarak mağdurlardan bir kaç farklı teknik ile menfaat temin etmeye çalışıyorlar.

HANGİ AMAÇLA NASIL PARA İSTENİLİYOR?

Avukatlığını üstelendiğim birkaç dosyadan örneklere değineceğim. Bu sayede karşılaşılması muhtemel riskleri daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.

İlk teknik “Korkutma”;

Adli Makam ile mağdur arasında olduğu iddia edilen bir sorun bahane edilerek para karşılığında dosyanın ya da olayın kapanacağı vaadinde bulunuluyor.

Mağdur şahıs özellikle Güney Doğu kütüklü ise, kendisine Terör ile Mücadele Şubesinden aradıklarını, bir soruşturma dosyasında adının “şüpheli” olarak geçtiğini, kendisine dava açılacağı hatta uzun süre tutuklu kalabileceğini, ancak kendisinin masum olduğunu anladıklarını ancak, dosyadan çıkartılabilmesi için belli masrafların olduğunu ve belli bir ücretin “bağış adı altında” verilmesi gerektiğini söylemektedirler.

Örneklerden bir diğeri ise, mağdur şahsa; kendisini savcı şoförü olarak tanıtmaktadır. Mağdur kişinin oğlunun, Savcı Beyin kızına sarkıntılık ettiği, bu sebep ile oğlunun başına birtakım işler gelebileceği, hiçbir şey olmasa emniyete alıp sabaha kadar döveceklerini söyleyerek korkuttukları, lakin belli bir ücret karşılığında arayı bulabilecekleri ve olayın kapanacağını söylemek sureti ile belli bir paranın verilmesi gerektiğinin söylenmesi olayıdır.

İkinci teknik “Vatana Hizmet”;

Mağdur vatandaş, telefon ile aranır. Kendisine emniyetin … … biriminden oldukları söylenir. Birkaç farklı vaat ile kişiden bilgisi verilecek olan hesaba belirtilen miktarda para yatırılması gerektiği anlatılır. Para yatırma işleminin zaruri olduğu, hesap sahibi kişilerin kaçakçı, dolandırıcı, terörist, veyahut bu tarz bir suçtan aranmakta olduğu y ada suçüstü yapılabilmesi için bu paranın yatması gerektiği söylenerek, mağdur vatandaş, vatan hizmeti yapmaya davet edilir. Bu konuda ki hem emniyete, hem de milletine, devletine olan sevgi ve güveni kullanılmak sureti ile kişiden menfaat elde edilmektedir.

Yine ilgilenmekte olduğum bir dosyadan örnek vermek istiyorum;

Mağdur vatandaşın evi aranır. Evde olmadığından telefona eşi çıkar. Kişi eşinin burada olmadığını, işte olduğunu söyler. Telefonun karşı tarafındaki dolandırıcılar, kendilerini Polis olarak tanıtır ve eşinin cep telefonu numarasını isterler. Ve mağdurun eşine “telefonu birazdan eşine bağlayacağız, kendisine evde 4 tane polis var ve bana 8000,00 TL verdiler demeni istiyoruz” derler. Telefon ile mağdura bağlanılır ve eşi de telefonda istenileni söyler. Mağdur kişi bunun üzerine evinde 4 polisin olduğunu ve eşine 8.000,00 TL verdiklerini düşündüğünden, yürütülmekte olan bir operasyon ile ilgili olduğu söylenen 8.000,00 TL parayı istenilen hesaba yatırır. Evine gider ve malum gerçeklerle karşılaşır. Evinde ne polis nede verilmiş 8.000,00 TL vardır. Vatandaş dolandırılmıştır. Kişinin cehaleti ve bilgisizliği kullanılmış, zarara uğratılmıştır. Tabi artık olan olmuştur. Para hesaptan aktarılmış ve sonrasında çekilmiş olduğundan gerekli plokaj işlemide yapılamamıştır.

Üçüncü teknik “Vergi, SGK, Maliye Borcu”;

Kişiler burada özellikle işçi veyahut emekli vatandaşın güvenini kötüye kullanmaktadır. Devlet dairesinden aramışçasına bilgi verilen mağdur vatandaşa, SGK’sında sıkıntı olduğu, ya da maaşının bir ay sonra kesileceği, acil olarak belli bir meblağı belirtilin hesaba yatırılması gerektiği gibi nedenler ile dolandırmaktadırlar.

Örnekler ve benzer olaylar bu şekilde sürüp gitmektedir. Bu konuda da birçok benzer olay ve dava vardır. Ancak örnekleri çoğaltmaktan ziyade nasıl davranılması gerektiğine değinmek istiyorum.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR VE İZLENİLMESİ GEREKEN YOLLAR.

Örnekler bu şekilde artıp gidiyor dediğim gibi. Burada dikkat edilmesi gereken birkaç ana hat var. Öncelikle şunu iyi bilmek gerekir;

Günümüz şartlarında bu ülkede rüşvet ile iş yürümez. Geçmiş ile ilgili bir yorumda bulunmak istemem ancak günümüz şartları bunu kabul etmemektedir. Nedense memleketimiz vatandaşında hatır, gönül ve tanıdık kişiler ile iş yapma mantığı bir hayli yaygın. Tabi bunun getirisi de şahsi menfaatler. Biz kendimizi o kadar çok hatır gönül ile iş yapabileceğimize inandırmışız ki, bizi arayan alelade birisinin bizden rüşvet adı altında para istemesini dahi yadırgamıyoruz. Ve bu şekilde dolandırılıyoruz. Değerli vatandaşım, kusuruma bakmayın ancak hatanın büyük kısmı sizde, devletten biri sizi arayarak para karşılığı aklanacağınızı vaat ediyor ve siz bu şansı değerlendirmekte mahsur görmüyorsanız bu mağduriyetlerin oluşması kaçınılmazdır.

SON SÖZ OLARAK; Devletimiz yeteri kadar güçlüdür. Dünyanın en iyi teknik takip ve teknolojisine sahip adli birimleri mevcuttur. Hiçbir devlet kurumu sizden “Vatani Hizmet” için para istemez. Bunu çok açık bir şekilde izah edebilirim. Devlet, birine para yatıtaracak ise, gizli personeline kendi eli ile yaptırır. Siz bir olayın mağduru olmadıkça, kimse sizden şikayette bulunmanızı, para yatırmanızı ya da herhangi bir işlem yapmanızı isteyemez.

Ya da devletin hiçbir personeli, devlet kurumundan bağımsız bir yere ödeme yapmanızı istemez. En iyi niyetli hali ile bile bu konu rüşvet suçunu oluşturacağından, kamu personeli böylesi bir riske girmez. Devlet sizden para istiyor ise, ya maliyeye, ya da hazineye ödenir. Devlet personeli sizden iyilik istiyor ise de, telefon ile ifade alamaz, işlem yapamaz. Kısacası Emniyete çağrılmadığınız her arama açıkça yalandır. Gerçek saymak gafletine düşülmemelidir. Saygılar…