SON TV

Suriyeli sığınmacılara tepkiler büyüyor

Kahramanmaraş’ta Suriyelilerin çeşitli parklarda araçların camlarını silme bahanesiyle para istemeleri, kırmızı ışıklarda kağıt mendil, kalem vs. satmak için araçlara yanaşmaları, arabaların önüne kendilerini atmalarından uzun zamandan beri rahatsız olan vatandaşlar, bu konuyu protesto ettiler.

Bu gerginlik pazar gecesi Kahramanmaraş’ta tehlikeli boyutlara ulaştı. Kıbrıs Meydanı’nda Suriyeli bir grupla, Kahramanmaraşlı başka bir grup arasında çıkan kavga sonucunda Suriyelilere tepki göstererek yolları ulaşıma kapatan grup ile polis arasında gerginlik çıktı.
Kentte son günlerde Suriyelilerin suç işleyip huzursuzluğa yol açtığını ileri sürerek, kentten gitmeleri amacıyla sosyal medyada örgütlenen çoğunluğu genç yaklaşık bin kişi, pazar günü öğleden sonra Kıbrıs Meydanı’nda ellerinde Türk bayraklarıyla ‘Suriyelileri istemiyoruz’ sloganı atarak Çadırkente yürümek istedi.
16 bini Çadırkentte olmak üzere, Kahramanmaraş’ta toplam 52 bin Suriyeli mülteci yaşıyor, kentin muhtelif yerlerinde işyeri açmaları, devletin her türlü imkanlarından yararlanmalarına rağmen, zaman zaman gergin anlar yaşanması, hadiselerin patlak vermesi, geliyorum diyen tehlikenin boyutunu gösterirken, Kahramanmaraş halkı, tepki göstermeye devam ediyor.
Büyük bir grubun kimisinin mülteci, kimilerinin sığınmacı, kimilerinin de misafir dediği Suriyelilere karşı adeta ayaklanan Kahramanmaraşlılar, yerel yöneticiler ve bürokratlar aleyhine de tezahüratta bulunmaları aslında hiç alışık olmadığımız bir durum.

Suriyeli sığınmacıların sayıları 1,5 milyona civarında olması ve özellikle Anadolu’da ticari ve sosyal yaşamda boy göstermeleri ciddi bir sıkıntı oluşturmaya başlamış görülüyor.

Geçen hafta Gaziantep, Mersin bu hafta ise Kahramanmaraş’ta Suriyeliler aleyhinde gösteri yapılması gerçekten üzücü ve çok düşündürücü bir durum.

Türkiye’nin birçok kentlerinde Çerkez, Pomak, Abhaz, Arnavut, Boşnak köyleri kasabalarını görmek mümkündür. Bu köylerin 60-70 yıl önce Balkanlar’dan ve Kafkasya’dan gelen misafirler tarafından oluşturulduğunu unutmamak gerekiyor. Biz dün Balkanlar ve Kafkaslar’dan gelen soydaş, dindaş kardeşlerimizi nasıl bağrımıza bastıysak, bugün de bize sığınmak zorunda kalan bu kardeşlerimizi gelenek ve örflerimize binaen bağrımıza basmalıyız.

Suriyeli sığınmacıların pozisyonu ve durumlarının tabii ki sıkıntı arz eden tarafları vardır, fakat meselenin bu boyutu ile hükümet ve bürokrasinin daha dikkatli temkinli bir şekilde meseleye yaklaşması zaruri bir hal almıştır.

Suriye sığınmacılarının durumunun provoke edilmeye çok müsait olduğunu unutmayalım.