SON TV

Bozdağ: Hiç kimsenin Türk yargısını kendi şamar oğlanı gibi görmesine izin vermeyiz

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk Milleti adına adli süreçleri işleten, karar veren hakim ve savcılarına bu dille saldırma hakkına, gücüne, kudretine sahip değildir. Hiç kimse Türk yargısını kendi şamar oğlanı gibi göremez, görmeye cüret de edemez. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir şey olması mümkün değil olmasına da izin vermeyeceğiz” dedi.

Bozdağ: Hiç kimsenin Türk yargısını kendi şamar oğlanı gibi görmesine izin vermeyiz

Adalet Bakanı Bozdağ, İzmir’de Yargı Teşkilatı Toplantısı’na katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bozdağ, şunları söyledi:

Yargının bu kadar hırpalanması, verdiği kararlar nedeniyle kararı bilmeden gerekçeyi okumadan, dosyadaki delilleri görmeden, hakimin veya savcının ne dediğine bakmadan, sadece sosyal medyada yahut da gazetelerde yahu uzakta siyasi taraftarlık terazisinde tartılan değerlendirmeler çerçevesinde yargıya saldırmak çok büyük bir haksızlık. Esasında adalete saldırmaktır bu aynı zamanda. Yargıya güven duygularının zedelenmesine destek vermektir. Adalete güvenin ortadan kalkmasına destek vermektir. Elbette yargıya güveneceğiz. Kime güveneceğiz? Elbette yargının verdiği kararlarla ilgili bizim de eleştirilerimiz olacak ama demin de söyledim. Bunları hakaret etmeden, şahsileştirmeden, siyasallaştırmadan, hukuk içinde ve hukuka uygun biçimde bizim ahlak ve kültürel değerlerimizde bağdaşır bir biçimde yapmamız lazım. Ama maalesef Türkiye’de bunu yüksek düzeyde yapanları görüyoruz. Sekiz milyon sadece adli yargıda görülen davayı göz önüne aldığımızda bunların içerisinde iki elin parmağını geçmeyecek o da siyasi taraftarlığa uygunluğa göre değerlendirilen anayasa, hukuk, kanun ve delil terazisinde değerlendirilmeyen, dosyadan bihaber kişilerin yaptıkları haberler, yorumlar ve değerlendirmeler çerçevesinde yargıya saldırmak çok büyük bir haksızlık.

SİYASİ TARAFTARLIK TERAZİSİNDE TARTILAN DAVALAR TARTIŞILIYOR

Dosyası televizyonlardan sosyal medyadan, gazetelerden, her yerden takip ediyoruz. Türkiye’de sekiz milyon dosya varken eleştirilen dosya sayısı kaç? 5 mi? 10 mu? Daha fazlasını sayan yok. Ben bu rakamları bilerek söylüyorum. Bazen soruyorum. Say bakalım. Bazılarına böyle eleştiriyi yükseltene eleştirilen kaç tane dosya var? Kaç tane karar var? O zaman da diyorum ki bir ülkede sekiz milyon dosya görülür. Bunların yaklaşık altı milyonu hakkında karar çıkar da biz yargıyı karalarken, karar verenleri kötülerken, onlara hak etmedikleri şekilde saldırırken, eleştirirken, görülen 8 milyon dosyadaki kararı görmüyor, sadece 3 dosyada, o da doğru mu, eğri mi bilmediğiniz karar üzerinden saldırıyorsunuz. Bu, vicdanlı bir yaklaşım mı? Bu hakkaniyetli bir yaklaşım mı?  Bu adil bir yaklaşım mı? Kaldı ki o davalar da demin söyledim. Siyasi taraftarlık terazisinde tartılan davalar. Benim istediğim kararı verirse Ankara’da hakim var, savcı var. Benim istemediğim kararı verirse sarayın hakimleri sarayın savcıları. Bu dil sadece yargıya saldırı dili değil, yargıya düşmanlık dilidir aynı zamanda. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk Milleti adına adli süreçleri işleten, karar veren hakim ve savcılarına bu dille saldırma hakkına, gücüne, kudretine sahip değildir. Herkes haddini de bilecek, yerini de bilecek, yurdunu da bilecek, ağzından çıkan sözü kulağı da duyacak.

KARARLAR ANAYASA, KANUN VE HUKUKA UYGUN VİCDANİ KANAATLERİNE VERİLİR

Yargıya saldırmak hakim ve savcılarımızı yasal yaklaşımlar eksende eleştirmek kararların eğriliğine, doğruluğuna bakmadan artık onlara hakaret etmek Türk milletine de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne de, yargımıza da, adaletimize de yapılmış bir saldırı ve en büyük kötülüktür. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Buradan bir kez daha eleştiri yapan, yapacak olanlara sesleniyor ve diyorum ki lütfen temiz bir dille konuşun. Lütfen hukuki değerlendirmelerle eleştiriniz varsa yapın. Lütfen kararları eleştirin, hakim ve savcılarımızla, şahsileşen bir dille saldırı içerisinde olmayın. Gelen oradan yapıştırıyor. Giden oradan yapıştırıyor. O zaman nasıl bir adaleti ayakta tutacaksın? Hiç kimse Türk yargısını kendi şamar oğlanı gibi göremez, görmeye cüret de edemez. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir olması mümkün değil olmasına da izin vermeyeceğiz. İstedikleri kadar konuşsunlar. Hiç kimse Türk yargısının anayasadan aldığı yetkileri ve görevleri anayasa, kanun ve hukuka uygun vicdani kanaatlerine göre kullanmasına engel olamaz, olması da mümkün değildir.