SON TV

Brunson Dosyası – Varan 1

Rahip Andrew Craig Brunson dosyası varan 1! SON.TV sahadaki istihbarat savaşlarının Rahip Brunson’a kadar uzanan yansımalarını sizler için analiz etti.

Brunson Dosyası – Varan 1

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Brunson soruşturması ve sonrasında acılan dava, uluslararası istihbarat dünyasında ana gündem maddesi. SON.TV, sahadaki istihbarat savaşlarının Rahip Brunson’a kadar uzanan yansımalarını sizler için analiz etti.

Rahip Andrew Craig Brunson ile ilgili analizimizde uluslararası istihbarat örgütlerinin üçüncü ülkelerde yıkıcı ve bölücü psikolojik harp faaliyetlerini nasıl yürüttüklerini mercek altına alacağız.

Önce şuradan başlayalım:

  • Kim bu Brunson?
  • ABD için neden bu kadar çok önemli?
  • ABD’nin tutuklandığı ilk günden beri Trump’ın adeta isyan etmesine sebep olacak ne özellikleri var?
  • Brunson, Çin ve İran İstihbarat teşkilatları için ne anlam teşkil ediyor?
  • Ya Brunson bu iki devletin istihbarat teşkilatlarının eline geçse ne olurdu?
  • Ve analizimin en çarpıcı odak noktası olan ABD ve İsrail devletleri Brunson soruşturmasından neden bu kadar çok korkuyor?

ABD için kıyamet senaryolarını andıran Brunson dosyasını açıyoruz.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmanın ilk safhalarında casuslar âleminin bir numaralı istihbaratçısı Brunson yüzünden ABD ve Türk istihbarat örgütlerinin karşı karşıya geleceğini de hesap etmemişti. Savcılık, kendisine intikal eden ihbar ve ilk araştırmalarla, Andrew Craig Brunson’ın 25 yıllık Türkiye geçmişi olan bir ABD vatandaşı olduğu, dini motifli misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu, Fethullahçı üst düzey imamlarla ilişki kurduğu ve PKK Terör Örgütü mensuplarına yönelik insani yardım paketleri dağıttığını tespit etti.

Brunson hakkındaki ilk adli soruşturma, 15 Temmuz 2016’dan hemen sonra gizli bir tanığın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelerek bazı dokümanlar vermesi ve ihbarda bulunması üzerine açıldı.

GİZLİ TANIK DUA DEŞİFRE EDİYOR

Brunson hakkındaki iddialar pek yenilir yutulur iddialar değildi. İhbarı yapan ‘Dua Kod’ adlı gizli tanık, Rahip Brunson’ın, üzerinde ciddi şekilde durulması gereken uluslararası bir örgüte casusluk faaliyetleri yaptığını iddia ediyordu. Gizli tanık iddialarını belgeler ve fotoğraflarla da kanıtlıyordu. Savcının kafası biraz karışmıştı, acaba bir meczup bu iddiaları hayal ürünü olarak mı uyduruyordu! Ancak gizli tanığın iddiaları o kadar net ve berrakça ortaya konulmuştu ki bunlar araştırılmaya değerdi. Gizli Tanık ‘Dua Kod’ Brunson’un yanında bulunacak kadar ona yakındı. Yıllarca Türkiye’nin çeşitli illerinde kilise papazı maskesi adı altında, insani yardım derneklerinde birlikte faaliyet göstermişlerdi.

‘CASUS BELLİ’

Gizli tanığın verdiği ifade üzerine araştırmayı adli soruşturma şeklinde derinleştiren Başsavcılık, konunun, teyit edilmesi maksadıyla derhal MİT ve Emniyet birimleri tarafından araştırılmasını istedi. İstihbarat birimlerinden gelen ilk bilgiler gizli tanığı teyit eder mahiyetteydi. Brunson artık soruşturmada olağan şüpheliydi! Yani “Casus Belli”ydi. (Latince ‘Savaş Nedeni’ anlamanı gelen Casus Belli deyimi Türk istihbarat çevrelerinde casusun tespiti manasında da kullanılıyor.) Gelen teknik istihbarat bilgilerine göre şüpheli, bir kilise papazından beklenmeyecek kadar aktifti sahada!

Görevi İzmir’de bir kilisede din adamlığı olan Brunson Şanlıurfa Suruç ilçesine yüzlerce kez seyahat etmişti. Güneydoğu’nun her karış toprağını adım adım biliyordu.

MİLLİ İSTİHBARAT BAŞKANLIĞI TAKİPTE!

Bu arada takip altındaki Rahip Brunson, ikamet iznini uzun dönem ikamet iznine çevirmek istemesi nedeniyle başvuruda bulundu. Bu başvuru üzerine 23 Ağustos 2016 tarihinde İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Yabancılar Daire Başkanlığı’na yazı yazılarak Brunson’a uzun dönem ikamet izni verilmesinin uygun olup olmadığı soruldu. Yazışmalar sonucunda konu Milli İstihbarat Başkanlığı’na kadar uzandı.

MİT Başkanlığı,

  • Andrew Craig Brunson isimli yabancının 2010-2013 yılları itibari ile Kürt orjinli vatandaşlara yönelik ayinler düzenlediği,
  • İzmir’deki Protestan Kilise önderlerinin katılımıyla, 9 Ekim 2013 tarihinde gerçekleştirilen ‘Önderler Toplantısı’nda’ FETÖ/PDY ile bağlantılı bir oluşum ile diyalog kurulmasının faydalı olabileceğini belirttiği,
  • Şanlıurfa Suruç’ta 2015 itibariyle Suriye/Ayn El Arap’tan ülkemize gelen sığınmacılara insani yardım sağlamak suretiyle misyonerlik faaliyeti yürüttüğü”nü belirtti.

MİT Başkanlığı’nın bu cevabi yazısı üzerine Brunson’ın varlığı artık ulusal güvenliğimize tehdit görüldüğünden, Türkiye’de uzun süreli ikamet etmesi uygun görülmeyip sınır dışı edilmesi için gerekli çalışmalar başlatıldı. Brunson’ın Türkiye aleyhine yürüttüğü değerlendirilen espiyonaj faaliyetlerinin istihbari açıdan dikkat çekmemesi için basit bir idari yaptırımla ülkesine gitmesi istendi.

KURUMSAL İSTİHBARAT SERVİSİNİN TEMSİLCİSİ

Doğal şartlarda genel istihbarat prensiplerine uygun olarak Brunson’ın dışişleri diplomatı olmasa da casusluk faaliyetleri çerçevesinde ‘Persona Non Grata’ (İstenmeyen Adam) ilan edilerek verilen süre içerisinde derhal sınır dışı edilmesi gerekiyordu. Türkiye aslında rahip kamuflajlı Brunson’ın espiyonaj (casusluk) faaliyetlerini uzun zamandır hissediyor ya da biliyordu. Ancak Brunson yüzünden olası bir istihbarat savaşı da istemiyordu. Brunson’ın sessizce idari gerekçeler öne sürülerek sınır dışı edilmek istenmesi aslında taktiksel bir istihbarat anlayışının ürünüydü. ABD’ye “Casusunu tespit ettim” demekti aynı zamanda. Amaç ABD’nin ülkemizdeki Brunson’la iltisaklı askeri ve sivil istihbarat kanallarını geriye doğru deşifre etmekti.

Ancak cumhuriyet savcısı Berkant Karakaya bir gizli tanığın verdiği ifadelerden yola çıkarak Brunson hakkında ifade verecek birden fazla tanığa da ulaşmıştı. Gizli tanıkların söyledikleri ve savcılığa verdikleri belgelerde Brunson, kurumsal istihbarat faaliyeti yürütmüş tüzel bir kurumun Türkiye temsilcisi gibi duruyordu.

YIKICI BÖLÜCÜ FAALİYETLERİ YÜRÜTTÜ!

Brunson, Türkiye aleyhine kullanılmak üzere askeri casusluk faaliyetleriyle suçlanmıyordu sadece. Bunun ötesinde iki ayrı terör örgütü FETÖ ve Kuzey Suriye’de konuşlu bulunan PYD üzerinden ülkemize yönelik yıkıcı faaliyetler gerçekleştirmeye çalışmakla da suçlanıyordu.

Tanık Dua Kod, FETÖ’nün Ege Bölge İmamı Firari Bekir Baz ile Brunson’ın yoğun temas içinde olduğunu söylüyor ve Bekir Baz’ı fotoğraflarından da teşhis ediyordu.

DARBE OLACAĞINI ÖNCEDEN BİLİYORDU!

Brunson’a yöneltilen suçlamalardan iki alıntıyı değerlendirirsek, İlki 21 Temmuz 2016 tarihli bir WhatsApp yazışması. Gönderici Andrew Brunson. Cümleler şunlar: “Merhaba Dan. Sana cevap veremediğim için üzgünüm. Türkleri sallayacak bazı olayları bekliyorduk. İsa’ya dönmek için gerekli koşullar oluşmuştu. Darbe teşebbüsü bir şoktu. Birçok Türk geçmişte de olduğu gibi askeriyeye güvendi ancak bu sefer çok geçti. Ve darbe teşebbüsünden sonra başka bir sallama. Sanırım olaylar daha da kötüye gidecek. Sonunda biz kazanacağız”

İkincisi ise Brunson’ın, Kobani’deki şiddet olaylarının ve Diyarbakır Sur’daki hendek kalkışmalarının olduğu zaman diliminde İzmir’de görevli olmasına rağmen Sur ilçesine gitmesi Türkiye aleyhine yıkıcı faaliyetlerinin bir parçası olduğu iddiası. Casusluk iddianamesinin soyunduğu zorlu işin, yani Brunson’ın casus olduğunu savlama amacını gösteren önemli bir faktör bu.

ABD’nin, Trump da dâhil en yetkili ağızlardan “Rahibi serbest bırakın, yoksa ekonomik yaptırım uygularız” tehditlerinden yola çıkarak Brunson’ın ne denli önemli bir şahsiyet olduğunu söyleyebiliriz. Brunson, en az beş asırlık geçmişi olan misyonerlik maskeli Türkiye karşıtı casusluk faaliyetlerin sembolü olarak görülen ve bu doğrultuda hakkında adli süreç başlatılan ilk isim. Yani Türkiye Cumhuriyeti bu soruşturma ile Brunson’ın şahsında ABD’ye ve tüm Batı istihbarat servislerine, “Artık bu tür faaliyetlerinize göz yummayacağım” demiş oldu.

GAYRİNİZAMİ HARP KOMUTANI

Brunson olayı istihbarat dünyasında her açıdan bir ilk. ABD’nin, olaydan böylesine rahatsız olmasının birden fazla sebebi var. Peki nedir bu sebepler?

*Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin ipuçları takip edildiğinde ucu Pentagon’a kadar dayanıyor. Brunson’dan ele geçirilen dijital kayıtlarda, Türkiye’deki tüm demiryolları güzergâhları ve istasyonlarının güncel haritası çıkıyor. Dijital kayıtlarda ayrıca Devlet Demir Yollarında çalışan yaklaşık 800 resmi görevlinin kimlik bilgileri ve nerede görev yaptıkları gibi belgeler ele geçiriliyor. Ayrıca tüm personellerin siyasi görüşü, etnik kökeni ve biyografik (kişisel bilgi) istihbarat kayıtları çıkıyor. Ülkenin bir şekilde işgal edilmesi durumunda, lojistik bir ulaşım ağı olarak çalışacak demir yollarının nasıl kullanılması ve direniş gösterebilecek çalışanlar tarafından demir yollarının düşmana karşı sabote edilmesinin önüne geçmek amacıyla ihtiyaç duyulacak malzeme tespiti yapılmış.

İÇ SAVAŞ VE KAOS PLANLAMIŞLAR

Ele geçirilen bilgilerden en önemli ise Türkiye’nin Akdeniz bölgesindeki tüm akaryakıt istasyonlarının koordinatları ve üstte anlatılan şekilde yine istihbari fiş kayıtları ayrıntılı şekilde tutulmuş olduğu. Tamamıyla bir casusluk faaliyeti olarak değerlendirilen belgelerde, benzin istasyonlarının haritadaki yerleri, çalışan insanların etnik kökeni, gece bu istasyonlarda kaç kişinin görevli olduğu da yazılmış. Hatta istasyonların en yakın köy ve mahallelere yakınlığı hesap edilmiş. Stratejik önem arz eden bu petrol istasyonları hakkında olası bir savaş, iç işgal veya kaos ortamında düşman kuvveti tarafından lojistik merkezler olarak yakıt desteği sağlayabilecek ve yakıt deposu olarak kullanılabilecek yerler tek tek not edilmiş.

AMERİKALI İSTİHBARATÇI KAYIPLARA KARIŞTI!

Peki bu çok stratejik istihbarat bilgilerini sahada Brunson adına kimler sağlamıştı? İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, bu çok önemli istihbarat bilgilerini ele geçirenleri de tespit etmişti. İddialarda, Aysel Barışcan ve Amerikalı firari kocası Alldredde’nin, sahada Brunson adına çalışmalar yürüttüğü, ibadet günü olmamasına karşın şüpheli Andrew Craig Brunson’ın kilisesine gizlice giderek Brunson’a birtakım harita bilgiler verdiği öne sürülüyor. Savcılık kaynaklarına göre Amerikalı Alldredde çifti, Brunson’ın yakalanmasının hemen ardından ülkeyi terk ederek kayıplara karıştı.

ÖZEL İSTİHBARATÇI EKİP

Hazırlanan iddianamede Andrew Craig Brunson’ın; Evangelist kilise pastörü maskesi altında, istihbarat ve psikolojik savaş doktrini ile hareket ettiği vurgulandı. Gayri nizami harp komutanı gibi hareket ederek, İzmir Protestan Diriliş Kilisesi Pastörü olarak çoğu özel harp eğitimi almış emekli asker ve istihbarat geçmişi olan kişilerle çalıştığı belirtiliyor.

FETÖ, PKK ve Suriye uzantılı PYD silahlı terör örgütleri ile koordineli bir şekilde amaçları doğrultusunda insani yardım, eğitim, kurs gibi klasik maskeler altında etnik köken, dini inanış mezhep farklılıklarını suistimal ettiği belirtiliyor. Ülkenin bölünmesi, parçalanması, iç karışıklık çıkartılmak suretiyle halkın birbirine karşı kışkırtılması yönünde faaliyetler olduğu değerlendiriliyor.

Gelecek analizimizde bu faaliyetlerin ayrıntılarına değineceğiz.

ETİKETLER: