CHP, Sedef Kabaş’ın küstah sözlerini savunarak harekete geçmişti! 1926’dan beri suç…

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren, tekrar tartışmaya açılan yasa maddesini araştıran bir çalışma hazırladı. Basın suçlarında da uzman olan Cumhuriyet Savcısı Ekren’in tespitleri ve değerlendirmeleri özetle şöyle:

HER ZAMAN SUÇTU

*Tartışmalar daha çok bu suçun Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olup olmadığı üzerine yoğunlaşıyor. Buna yönelik çok sayıda makale, haber ve yorum bulunmaktadır. “Aykırı” veya “aykırı değil” şeklindeki görüşler, daha çok kişisel bakış açılarındaki yoğunluğa göre değişebiliyor.

*26.09.2004 tarihli mevcut TCK, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girdi. TCK’nın “Cumhurbaşkanına hakaret” başlığını taşıyan 299. maddesine baktığımızda, Cumhurbaşkanına hakaret eden kişinin bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, bu suçun aleni olarak işlenmesi hâlinde verilecek cezanın altıda biri oranında artırılacağı, eylem nedeniyle kovuşturma yapılmasının Adalet Bakanının iznine bağlı olduğunu görüyoruz. İzin olmadan Cumhuriyet savcıları ihbar, şikayet üzerine veya doğrudan soruşturmaya geçebilirler. Bu çerçevede koruma tedbirleri olarak ifade alma, arama, yakalama, gözaltı, tutuklama gibi soruşturma işlemlerini yürütebilirler. Soruşturma tamamlandıktan sonra kamu davasının açılabilmesi yani kovuşturma aşamasına geçilebilmesi, mahkemede yargılama sürecinin başlanabilmesi için Adalet Bakanının izin vermesi zorunlu.

*2005’e kadar yürürlükte olan eski TCK ise 01.03.1926’da yürürlüğe girmiş, Cumhurbaşkanına hakaret yönünden 05.01.1961’de değişiklik yapılmıştır. Yani yürürlükteki TCK’da yapılan düzenleme, aslında 1961’de yapılan düzenlemenin tekrarı gibidir. Yeni TCK’da “Cumhurbaşkanı” sıfatı dikkate alınarak sadece iki maddelik düzenleme yapılmıştır; Cumhurbaşkanına hakarete dair 299 ve Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırıya dair 310’uncu maddeler.

CEZAYI AK PARTİ DÜŞÜRDÜ

*1961’deki düzenlemede kişi, üç seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis ile cezalandırılır, suçun basın yoluyla işlenmesi halinde ceza üçte birden yarıya kadar artırılırdı. Cezanın temel alt sınırı daha önce üç yıl iken 2005’teki yeni düzenleme ile bir yıla indirilmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana değişen bir husus yok gibidir. Buna karşılık son düzenlemede ceza miktarı itibariyle önemli bir indirime gidilmiştir.

*Cumhuriyet döneminden bu yana aynı yasa maddeleri yürürlükteyken ve bu yöndeki Anayasa maddeleri ile AİHS’in ilgili maddeleri de aynı iken neden aykırılık söylemleri son zamanlarda ileri sürülüyor? Yoruma bağlı değişmekle beraber bunun büyük ölçüde siyasi hareketlilik, demokratik tartışma ortamı ile kitle iletişim araçlarındaki gelişme gibi nedenlere bağlamak mümkün olabilir.

İKİ MAHKEME İPTALİNİ İSTEDİ, AYM REDDETTİ

*Anayasa ve uluslararası belgelerdeki kavram ve düzenlemeleri bir araya getirdiğimizde özetle şu hususlarla karşılaşırız: Herkes, kanun önünde eşittir. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Herkes, düşünce ve kanaatlerini açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla sınırlamalar ve yaptırımlar getirilebilir.

BİRÇOK MESLEK İÇİN ÖZEL DÜZENLEME VAR

*Ayrı (istisnai) yasal düzenleme sadece Cumhurbaşkanı için bulunmuyor. Cumhurbaşkanı dışında özellikle kamu görevlilerine, bazı meslek gruplarına yönelik olarak gerçekleşen eylemlerde de benzer ve genel kuraldan ayrılan istisnai düzenlemeler bulunuyor. “Milletvekilleri”, “Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Uyuşmazlık Mahkemesi başkan ve üyeleri”, “Vali, kaymakam ve üst dereceli kolluk amirleri”, “Hakim ve Cumhuriyet savcıları”, “avukatlar”, “noterler” “askerler”, “MİT mensupları”, “memur ve diğer kamu görevlileri” ile ilgili görevleri nedeniyle işlenen suçlarda usul hukukuna dair özel düzenlemeler bulunuyor.

*Cezai yönden ise “kamu görevlisine hakaret”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “işkence” gibi birçok suç için ayrı (istisnai) düzenleme bulunuyor.

*Daha önce İzmir Karşıyaka 7 ve İstanbul 43. asliye ceza mahkemeleri, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunun Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürüp, iptaline karar verilmesini istedi. Ancak Anayasa Mahkemesi iptal taleplerini reddetti.

HERKESE HAKARET SUÇ

*Aykırılığı iddia eden görüş özetle şunu söylüyor: Cumhurbaşkanı da sonuçta bir kamu görevlisidir. Neden diğer kamu görevlilerinden ayrı ve daha ağır ceza gerektiren bir düzenlemeye, yasal korunma ve güvenceye tabi tutulsun? TCK’nın 299. maddesi olmasa bile Cumhurbaşkanına yapılan hakaret, genel olarak kamu görevlilerine yapılan hakaret gibi TCK’nın 125/1-a. maddesi uyarınca cezalandırılabilir. Ayrı bir yasal düzenlemeye de gerek yoktur.

CUMHURBAŞKANI DEVLETİN BAŞI

*Yargıtay kararlarında ise Cumhurbaşkanına hakaretin nitelendirilmesi şöyle: Hakaret suçları ifade özgürlüğünü sınırlayan hallerden biridir. Anayasaya göre, Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder. Bu nedenledir ki Cumhurbaşkanına hakaret suçu, kişilere ve şerefe karşı suçlar içerisinde değil, Devlete karşı işlenmiş suçlar bölümünde düzenlenmiştir.

Cumhurbaşkanına hakaret 1926’dan bu yana suç

 

SABAH


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version