SON TV

Çin ve ABD arasındaki kur savaşı mı?

SON TV dünyayı etkileyen iki dev ekonomi ile ilgili özel olarak sizler için analiz etti... Çin ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki kur savaşı mı?

Çin ve ABD arasındaki kur savaşı mı?

Ticaret savaşı adım adım kur savaşına doğru evriliyor. Bilindiği üzere, ülkeler adil olmayan bir ticaret avantajı sağlamak amacıyla kendi para birimlerini maniple etmek suretiyle birbirlerinin büyümelerini çalmaya çalıştıklarında kur savaşından söz edilir. Teoriye göre bir ülke parasını -genel olarak faiz oranlarını düşürüp para basarak- devalüe ederse kendi ulusal malları diğer ülkeler için ucuz haline gelecektir. Bu da ihracatını arttıracaktır.

Bu analizimizde palisade-research.com’un bu önemli konu hakkındaki tespitlerinden yola çıkarak değerlendirme yapalım:

Japonya Başbakanı S. Abe, trilyonlarca Yen bastırarak Japon ekonomisini canlandırmaya çalışmıştır. Esas itibariyle Abe’nin de yapmaya çalıştığı tam olarak bu idi.

Konunun anlaşılması için J. Rickards’dan bir örnek aktaralım:

Varsayalım ki bir Alman BMW marka otomobilin fiyatı 30.000 Euro’dur. 1 Euro da 1,40 ABD doları olsun. Bu demektir ki, BMW’nin dolar fiyatı 42.000 USD’dir (30.000 Euro * 1,4 USD/1 Euro = 42.000 USD).

Şimdi gelecek yıl Avrupa Merkez Bankası’nın AB’nin daha fazla büyümeye ihtiyacı olduğuna karar verdiğini varsayalım. İşte bu noktada ihracatı artırmak için kur manipülasyonuna karar vermiş olabilirler. Böylece oranlar aşağı çekilir, Parasal Gevşeme (bu aslında para basmanın makyajlanmış ifadesinden başka bir şey değildir) devreye sokulur ve Euro, USD karşısında değer kaybetmeye başlar. Diyelim ki Euro/USD paritesi 1,10’a düşmüş olsun.

Buna göre, geçen sene 42.000 USD olan aynı BMW bu durumda 33.00 USD olarak karşımıza çıkacaktır (30.000 * 1,10 = 33.000 USD). Başka bir ifadeyle söz konusu araba tüketici için (burada Amerikan tüketicisi) %21 daha ucuz olacak ve dolayısıyla daha cazip hale gelecektir. Kendi yerli üretimi Ford ya da Japon Toyota marka bir araba almak yerine BMW’ye yönelmesi olası olacaktır.

Bu durum, iktisadi bakış açısından Alman ekonomisinin ABD’nin büyümesi pahasına satış yapabildiği şeklinde okunmaktadır. Kuşkusuz ABD de buna seyirci kalmayacak ve çalınan büyümesini geri almak için doları ucuzlaştırmaya yönelik önlemler alacak, daha doğrusu misilleme yapacaktır. Kur Savaşı dediğimiz tam da budur işte…

Geçtiğimiz günlerde Çin’in kur manipülasyon taktiklerini kullandığı iddiasını reddetmiş olsa da örtülü bir kur savaşı yürütüldüğü kesin gibidir. Çin’in bu suçlamayı reddederken, işin ilginç yanı, ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin’in, Trump’ın son yorumlarına rağmen bir kur savaşına imkan olmadığını söylemesiydi.

Veriler ise başka bir gerçeği anlatmaktadır. Çin parası Yuan’ın dolar karşısındaki seyri aşağıdaki grafiktedir:

Yukarıdaki grafikten de görüldüğü üzere Yuan, 2018 Haziran ortasından beri 2015 devalüasyonunu açık ara geçmiş bulunmaktadır. Peki bu “örtülü” operasyon nasıl yapılmaktadır? Zayıflayan Yuan’ı frenlemek için bir şeyler yapmak yerine tam tersi söz konusudur. Örneğin, daha geçenlerde Çin Merkez Bankası (PBOC) finansal kuruluşlara 502 milyar dolar enjekte etmiştir. Çin, Yuan basmakta ve döviz piyasalarında dolar satın almaktadır. Bu da Yuan’ı aşağı çekmekte, doları yukarı itmektedir.

Bu itibarla, Yuan’ın daha da ucuzlaştırılacağı piyasalarda net olarak konuşmaktadır. Peki Çin neden Yuan’ın dolara karşı ucuzlamasını istiyor? Cevabı da açık: Çin’in ABD’den yaptığı ithalatın toplamı 150 milyar dolar. Oysa Çin’in ABD’ye yaptığı ihracat 500 milyar dolara yaklaşmış durumda. Bu da ABD’nin oldukça aleyhine bir durum yaratıyor. Trump’ın Çin mallarına yönelik tarife dayatmasının arkasında yatan nedenlerden biri budur.

Aşağıdaki grafikte ABD-Çin ticaret dengesinin Çin lehine açık ara büyüdüğü görülmekte. Lacivert çubuklar ABD’nin Çin’e yaptığı ihracatı, turkuaz çubuklar ise ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatı göstermektedir.

Dolayısıyla küresel finans ve ticaret çevreleri Çin’in gizli gizli de olsa Yuan’a değer kaybettirmeye devam edeceği konusunda hemfikir görünmektedir. Örneğin, Trump tüm Çin mallarına %20 tarife koysa, Çin’in sadece Yuan’ın dolar karşısındaki değerini %20 oranında düşürmesi yetecektir. Bu suretle tarifelerin artan maliyetini dengeleyerek Amerikan tüketicileri için fiyatı değişmeden korumuş olacaktı. Başka bir deyişle, ticarette sürtünmeleri artıran ticaret savaşı enstrümanlarına karşı kur savaşı enstrümanları ile cevap verilmiş olacaktı. Diğer taraftan, bu ucuz Yuan’ın yan etkileri de gündeme gelecek ve bunun Çin’in ABD’ye kendi deflasyonunu da ihraç ettiği anlamına geldiği görülecekti. Başka bir deyişle, Çin, parasının değerini düşürdüğünde ihracat fiyatlarını aşağı çekmiş olacaktır. Ve ABD de Çin’den 500 milyar dolara yakın mal ithal ettiği için bunun anlamı (madalyonun diğer yüzü) ABD açısından ithal fiyatlarının düşmesi demektir. FED açısından ise bu enflasyon görevine yönelik bir baskı yaratacaktır.

Çin deflasyonunun ABD’ye ihraç edilmesi FED politikalarına etki etmekte olup, bu husus kur savaşının istenmeyen sonuçlarının sadece bir örneğini oluşturmaktadır.

Kur savaşının diğer bir olası sonucu ise şudur: Çin Ağustos 2015 ve Ocak 2016’da Yuan’ı sert bir şekilde devalüe ettiğinde küresel piyasalarda çöküş etkisi yaratmıştı. Her ikisinde de New York Borsası (NYSE) tek başına %10 düşmüştü.

Diğer taraftan Çin’in ekonomik sorunları da ciddi: Konut balonu patlaması, servet yönetimi ürünü ponzi planının (WMP) parçalanıyor olması, batık bankacılık sistemi ve yavaşlayan büyüme…Bu nedenle, Çin, ABD ile ticaret savaşı yapmak yerine kur savaşı ile zafere ulaşmaya çalışmaktadır. Yuan ile ilgili hususların yakından takibi bu açıdan çok önemlidir. Çin’in şimdiye kadar gizlice Yuan’ı devalüe ettiği ancak artık bunu gizleyemeyeceği ya da reddedemeyeceği konuşulur hale gelmiştir.

Finans çevreleri Çin’in hala bazı başka “mali seçenekleri” olduğunu yıl sonuna kadar sert bir devalüasyon açıklayacağını ve dünya çağında istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini seslendirmektedir. Sonuç olarak, bu ticaret savaşı bir kur savaşına dönüşmektedir. Dünyanın en büyük ekonomileri paralarını silahlandırmaya başladıkça küresel pazarlarda ses getirmeye başlayacaktır. Asıl risk, küresel ticaret ve para birimi işbirliğinin çözülmesidir. Trump’ın geçenlerde sarf ettiği sözler bunu bir kur savaşından ticaret savaşına kaydırmaktadır. Nitekim, Trump, 500 milyar dolara yaklaşan Çin’den yapılan ithalata  “tokat atma”yı düşündüğünü açıklamıştır. Kuşkusuz Çin de buna sessiz kalmayacak, bir yandan kendi tarifelerini açıklayacaklar ve Yuan’ı gizlice devalüe etmeye devam edeceklerdir.

 

 

ETİKETLER: