SON TV

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’dan çirkin iftira

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’dan çirkin iftira

MİT mensubu şehidi ve ailesini deşifre eden Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili ve 2. Daire Başkanı Mehmet Akif Ekinci’yi hedef aldı. Cumhuriyet gazetesi yazarı Pehlivan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ikinci defa HSK üyeliğine seçilen HSK Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci hakkında kara propaganda yürüttü.

‘Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Oda TV ulaştı’ haberinde MİT mensubu şehidi ve ailesini deşifre ettikleri gerekçesiyle tutuklanan ODA TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan bugün ki yazısında, ikinci defa HSK üyeliğine seçilen ve bugüne kadar birçok önemli soruşturmaya imza atan HSK Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci’yi hedef aldı. Pehlivan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından HSK üyeliğine seçilen Ekinci’yi sözde ‘pelikancılar’ olarak adlandırılan gruba yakın olmakla suçladı.

HSK Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci

FETÖ İDDİASIYLA SORUŞTURMA AÇMIŞTI

Mehmet Akif Ekinci, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili olduğu dönemde Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında “PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C’ye müzahir oldukları” iddiasıyla soruşturma açmıştı.

İDDİANAME TARİHE GEÇTİ

Ekinci’nin, Mavi Marmara saldırısının ardından 144 sayfalık hazırladığı iddianame dünya basınında geniş yankı bulmuştu. Ekinci, FETÖ’nün soruşturmaya yönelik tüm engelleme çalışmaları ve soruşturmayı kapatmaya yönelik baskılarına direnerek soruşturmayı sürdürdü. Ekinci, iddianamenin son kısmında olayı Türk Ceza Kanunu’na göre değerlendirip, baskın emrini veren dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Maron, Hava Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Amos Yadlin’in “kasten adam öldürme, kasten adam öldürmeye teşebbüs, nitelikli kasten yaralama, kasten yaralama, silahla kasten adam öldürmeye zincirleme azmettirme, nitelikli yağma, deniz veya demiryolu ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, nitelikli mala zarar verme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eziyet suçlarına azmettirme” suçlarından yargılanmalarını talep etmişti. İddianame, İsrail’in uluslararası sulardaki egemenlik iddiasına vurulmuş bir darbe olarak tarihe geçti.