SON TV

FETÖ konusunda elini taşın altına koymayan Cumhuriyet Gazetesi HSK’yı hedef aldı

Bugüne kadar Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile elini taşın altına sokmayan Cumhuriyet Gazetesi, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu hedef aldı. Gerek darbe girişimi öncesinde, gerekse de sonrasında FETÖ ile mücadele konusunda en etkin ve en hızlı şekilde harekete geçen kurumların başında gelen Hakimler ve Savcılar Kurulu, yargıya olan güvenin korunup devam ettirilmesi amacıyla mücadelesini sürdürüyor.

FETÖ konusunda elini taşın altına koymayan Cumhuriyet Gazetesi HSK’yı hedef aldı

17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrası ilk günkü kararlılıkla FETÖ ile mücadeleyi sürdüren HSK, son olarak 13 hakim ve savcının meslekten ihraç edilmesiyle bugüne kadar toplam 3 bin 979 kişiyi meslekten çıkardı. FETÖ ile irtibat veya iltisaklarına dair gelen tüm ihbar ve şikayetleri titizlikle inceleyen HSK, yürütülen soruşturma kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler, tanık beyanları, HTS kayıtları, ByLock mesaj içeriklerini ayrıntılı bir şekilde inceliyor. FETÖ’ye yönelik devam eden Avukatlar yapılanması, Yargı yapılanması soruşturmalarında açığa çıkan FETÖ ile irtibat ve iltisaklı olduğu değerlendirilen hakim ve savcıların dosyalarını bir bir titizlikle incelemeyi sürdüren Hakimler ve Savcılar Kurulu, bu amaçla gerçekleştirilen son Genel Kurul’da, Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Mısırlı, Küçükçekmece Hakimi Cüneyt Azap, İzmir Vergi Mahkemesi Üyesi Kemal Babaoğlu, Erzurum Cumhuriyet Savcısı Fatih Özalan, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Şeref Murat Erkılıç, Yargıtay Tetkik Hakimi Mehmet Uçar, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcısı Rukiye Çakıcı, Kayseri Cumhuriyet Savcısı Tuğba Yeter Aydın, Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Erdem Burak Bakırcı, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcısı Emrah Ergün, Sakarya Cumhuriyet Savcısı Şerif Fidan, Elbistan Cumhuriyet Savcısı Ömer Aslan ve Fethiye Cumhuriyet Savcısı Aykut Keser, meslekten ihraç etti.

CUMHURİYET HSK’YI HEDEF TAHTASINA KOYDU

Tüm bu gelişmelerden sonra bugüne kadar FETÖ ile mücadele konusunda elini taşın altına koymayan Cumhuriyet Gazetesi, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu hedef alarak son genel kurul toplantısında meslekten çıkarılmalarına karar verilen 13 hakim ve savcıdan 6’sının derece terfisi yapılanlardan olmasını gazetesine taşıdı.  Oysa ki, Hakimler ve Savcılar Teftiş Kurulu, kendilerine intikal eden ihbar ve şikayetler ile yürütülen inceleme ve soruşturma dosyalarını titizlikle inceledikten sonra söz konusu bu hakim ve savcılar ile ilgili güncel bilgi, belge, delil ve tanık ifadeleri Genel Sekreterliğe gönderildi. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nca değerlendirilen dosyalar sonucunda söz konusu hakim ve savcılardan savunmaları istendi ve yapılan oylama sonucunda meslekten çıkarılmalarına karar verildi.

Üst düzey bir Yargı mensubu ise Cumhuriyet Gazetesi’nin haberini şöyle yorumladı : Adı geçen gazetenin haberi tamamıyla algı ve manipülasyona yöneliktir. Bence habere şunu da ilave etmekte yarar var:

Haberde sanki bir yandan önce terfi ettirmișler bir yandan da sonra ihraç ettiler gibi bir imaj veriliyor. Halbuki tüm hukukçular da bilir ki HSK’nın açık sicil birimi tarafından yürütülen terfi işlemleri rutindir.  Bir hakim-savcının iki yılda bir yapılan terfisi, terfi dönemi içinde çıkardığı dosya-iş-verdiği karar sayısı, İstinaf-Yargıtay’dan geçen işi nedeniyle kendisine verilen not ve yapılan olağan teftiş raporları dikkate alınarak yapılıyor. Bu durum haklarında, gizli olarak ilgili birim tarafından yapılan soruşturmalardan ayrı bir prosedürle ve yasal şartları tutanların durumuna göre terfileri A, B, C olarak ilan ediliyor. Başka bir deyişle en başarılı C, başarısız da A terfi içinde değerlendiriliyor. Cezası kesinlesince bir sonraki terfisinde aldığı ceza dikkate alınıyor. Bu durum yasal güvence olarak aksi kesinlesinceye kadar hakim-savcının terfiye esas alınma uygulamasından kaynaklanır. HSK’nın geçmişten bu yana tüm uygulamaları da bu şekildedir. Kişi hakkında soruşturma yapılması ayrı terfi incelemesi ise ayrı hukuki uygulamalardır. Kişi hakkındaki ihraçtan önce, yani genel kurul tarafında böyle bir oylama-karar alınmadan, terfileri düzenleyen ikinci dairenin “seni nasılsa ihraç edeceğiz, onun için terfi ettirmiyoruz” demesi gibi bir anlam taşır ki bu durum yasal olmadığı gibi genel kurulun alması gereken bir kararı dairenin alması ile eşdeğerdir ama gelin görün ki Cumhuriyet’e göre öyle olması gerekiyormuş! Hal böyle iken ve haberi yapan yargı muhabiri-gazetecileri bunu bildikleri halde, bir an için bilmezseler de basit bir araştırmayla bilebilecekleri bir konuyu tam tersi bir algıyla maalesef manşet habere konu etmeleri gazetecilik değildir.