SON TV

Böcek türlü

Mülkiye’de solcu çocuklar yemek boykotu eylemi yapıyorlar. Yemekhanenin kapısını tutmuşlar, kimse içeri alınmıyor.

Mülkiye’de solcu çocuklar yemek boykotu eylemi yapıyorlar. Yemekhanenin kapısını tutmuşlar, kimse içeri alınmıyor. Eylem neden dolayı? Bir defa yemekler çok kötü çıkıyor. Hem kötü malzeme kullanılıyor, hem aşçılık ve işçilik kötü… Birkaç defa yemeklerden böcek sinek, taş toprak çıktığı olmuş. Yenilir gibi değil yani. Çocuklar boykotta haklılar. Eylemi haber alan sağcı çocuklar, hemen toparlanıp kapıya dayanıyorlar. Boykotu kırıyorlar. Oh, gelsin yemekler. Yemekler geliyor da, eylemde “oyuncu” olan arkadaşlardan biri tiksinerek yedik yemekleri diyor. Boykot haklıydı. Bugün düşünüyorum da, niye biz bu boykotu kırdık. Gerçekten haklılardı. Aynı günlerde kantine astıkları Karabağ’daki katliam ve Elçibey fotoğraflarını solcu çocukların “boykot kırma” eylemi şevkiyle nasıl yırttıklarını da anlatıyor arkadaş…

O gün yemek boykotuna katılan öğrenciler de, boykotu kıran öğrenciler de elliye merdiven dayamış durumda… En azından kırk elli arası yaştalar. Her birisi kamuda ve özel sektörde belli yerlerde çalışıyorlar. Zaman zaman boykot eylemini hatırlayıp gülümsüyorlar. Mesele nasıl gülümsediklerinde düğümleniyor. Düğümlenmiyor da, meseleyi nasıl gülümsedikleri izah ediyor en çok…

Çeyrek yüzyıl öncesi yaşan bu hadise elbette istisna değil… Sağcılar eylem yapar, solcular eylemi kırar. Solcular eylem yapar, sağcılar eylemi kırar. Kırılan eylemin, boykotun ne için yapıldığı, bir talep mi, çığlık mı, bir güç gösterisi mi, bir kimlik tezahürü mü, haklı mı haksız mı olduğuna bakılmaksızın, karşı taraf yapıyorsa kötüdür anlayışıyla hareket edilir.

Bunu daha bir üst katmanda siyasi partilerde de görmek mümkün… Muhalefetseniz yahut iktidarsanız iyisiniz yahut kötüsünüz demektir. İyinin ve haklının iyi ve haklı olması esas alınmadığı sürece yemekhanemizde böcekli türlüye talim etmemiz mukadderdir.

Burada boykot eden ve boykot kıran zaviyelerinden olaya bakılması “eksik bakış” olarak kalacaktır. Zira o yemeği gençlere layık görenler de sacın üçüncü ayağını oluşturmaktadır.

Yemekhane sahibinin, aşçının, garsonun, boykot eden ve boykot kıran öğrencinin uzunca bir “ı” masa etrafında tiksinmeden türlü yediğini gördüğümüz gün duvardaki fotoğraf da inmeyecek, poster de yırtılmayacak demektir.

Bugün uğraştığımız daha büyük ölçekli meseleler böyle bir yemekten geçiyor. Böyle bir birliktelikten…. Umarız, servis yapılırken çorbaya kıl, türlüye sinek atanlar çıkmaz.

YAZARIN SON YAZILARI
Hicret meselesi - 17 Nisan 2014
Paralel devlet gazeli! - 29 Ocak 2014
Baransu’nun bavulu - 17 Aralık 2013
KUZU POSTU MESELİ - 2 Aralık 2013
Dirilten ve Öldüren - 18 Ekim 2013
Tırmık - 9 Ekim 2013
Neşat Ertaş’a dair - 24 Eylül 2013