SON TV

Bağımlılıkla mücadele ve global alkol

Bağımlılıkla mücadele ve Global alkol

BAĞIMLILIKLA MÜCADELE VE GLOBAL ALKOL POLİTİKALARI SEMPOZYUMU

Osmanlı Padişahı olarak en uzun süre tahtta kalan, Muhibbi mahlasını kullanarak edebiyatımıza Divan kazandıran Muhteşem lakaplı Kanuni Sultan Süleyman’ın şu kıt’ası ne kadar manalıdır:
“Halk içinde muteber bir nesne yok, devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi,
Saltanat dedikleri ancak cihan kavgasıdır,
Olmaya baht-ı saadet dünyada vahdet gibi.”

Hem sağlığı ve hem de vahdeti yani birlik ve beraberliği bir arada bu kadar güzel vurgulayan başka bir şiir hatırlamıyorum. Bu iki güzel tavsiyeye hem dün ihtiyacımız vardı, hem bugün var, hem de yarın olacaktır.

Ülkemiz bir yandan sağlık alnında mükemmel revizyonlara imza atarken, diğer yandan en önemli sermayesi olan gençliği ve çocukları zararlı alışkanlıklardan koruyabilmelidir. Şunun unutulmaması gerekir ki, büyük tehditler bünyelerinde bazen büyük fırsatları da beraberce barındırırlar. Aynı şekilde büyük fırsatlar da çoğu kere büyük tehditleri barındırırlar. Ülkemizin en büyük fırsatı olan genç nüfusu eğer eğitim ve öğretimde istenilen seviyeye ulaşılamaz, sanal bağımlılık, alkol, kumar, tütün, müstehcenlik başta olmak üzere pek çok tehditten korunamaz ise elimizdeki en büyük fırsatı kaçırılmış olur. Sadece fırsatı kaçırmakla kalmaz aynı zamanda ülkemizi kendi elimizle bataklığa sürüklemiş oluruz.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi tehdit eden bir diğer ve belki de hepsinden önemli konu bağımlılık yapıcı ajanların tehdididir. Bilindiği üzere bağımlılık yapıcıların pek çok tipi vardır: Tütün, alkol, uyuşturucular, uçucular, haplar, kumar ve nihayet sanal bağımlılık bu meyanda sayılabilenlerdir. Bütün bunların hepsinin ortak özelliği esas itibarıyla çocuklarımızı ve gençlerimizi hedef almış olmalarıdır. Onların meraklarını çekerek bunlardan herhangi birine bulaşmalarını sağlamaktır. Nasıl olsa birine bulaşan (başlayan diyemiyorum) bir diğerine çok daha kolayca bulaşabilmektedir. Ardından bağımlı hale getirerek önce mallarını, daha sonra canlarını elde etmek onları satanların yegane gayesidir. Bağımlılık yapıcı maddelerin bir başka ortak özelliği de başlayanların hayatlarının ya hastane veya hapishanede sonlanmasıdır. Bilinmesi gerekir ki, bağımlılık oluştuğunda ilgili maddeyi temin edebilmek uğruna nice paralar birilerinin yani satıcıların cebine akmaktadır. Ancak bununla kalmayıp, vampirlerin para hırsı uğruna nice kanlar akmakta ve nice canlar kaybedilmektedir. Bunların yanı sıra, ruhsal veya organik bozuklukların neticesinde aile içi şiddet, boşanmalar ve nihayet intiharlar, cinayetler hemen her zaman karşılaşılan olaylardandır.

Biraz önce değişik isimler altında sayılan bağımlılık yapıcı maddelerin her birinin kendine mahsus özellikleri olduğu gibi her birine karşı alınacak farklı farklı tedbirler vardır. Bu maddeleri ayrı ayrı başlıklar altında irdeleyip her birisi için daha detaylı bilgiler sunmanın daha faydalı olacağı aşikardır. Bu nedenle her bir grup madde ayrı bir yazıda ele alınacak ve mümkün olduğunca özetlenmeye çalışılacaktır. Asla unutulmamalıdır ki her bir genç veya çocuk paha biçilemez birer hazinedir. Bizim burada yapmak istediğimiz şey ise hazinemizi koruma arzusundan başka bir şey değildir.
Şurası da asla unutulmamalıdır ki, bağımlılıkla mücadele esas itibarıyla aile ortamında başlar. Sağlam aile yapısı, aile içi sevgi bağlarının kuvvetli olduğu durumlarda bağımlılık oranı düşüktür. Tekrar edecek olursak aile içi sevgi ortamının oluşturulması bağımlılıkla mücadelenin en güçlü yanıdır. Yazılı ve görsel medya iletişim araçları, bilim insanları ve üniversitelerimiz yanında Yeşilay benzeri sivil toplum kuruluşları bağımlılıkla mücadele konusunda çocuklarımıza ve gençlerimize, hatta ailelere rehberlik etmelidir.

Bilinmesi gereken bir diğer önemli nokta ise “en tehlikeli bağımlılık yapıcı madde en kolay elde edilenidir”. Bu nedenle hiçbir bağımlılık yapıcı ürün asla hafife alınmamalı, her birine aynı titizlikle dikkat edilmelidir. Bir başka deyişle çocuklarımızın ve gençlerimizin bağımlılık yapıcı maddelere ulaşımını ne kadar zorlaştırılırsak onları bağımlılıktan o derece korumuş oluruz.

Mevzu ile ilgisi bakımından önemli bir toplantıyı dikkatlere sunmak isterim. Önümüzdeki günlerde (25-27 Nisan 2013) Haliç Kongre Merkezinde Yeşilay’ın önderliğinde “Global Alkol Politikalarını”nın gündem yapıldığı bir sempozyum yapılacaktır. Sempozyumun 26 Nisan günü yapılacak resmi açılış programına Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Margaret Chan de katılacak olması konuya verilen önemi göstermektedir. Aile içi şiddet, geçimsizlik, boşanmalar ve cinayetlerden birinci derecede sorumlu alkoldür. Bunun yanısıra trafik kazalarındaki can ve mal kayıplarının en önemli sebebi alkoldür. Gerçekten trafik kazasına sebep olarak acil servislere müracaat eden hastaların oranı bazı hastanelerde %50’i, bazılarında ise %80’i geçmektedir. Trafik kazalarında her yıl ölen insan sayısı hastanede ölenlerle birlikte yaklaşık 10.000 kişidir. Yaralananların sayısı ise 300.000 dolayındadır. Konuyu bu açıdan ele aldığımızda düzenlenen konferansın ne kadar isabetli olduğu ortaya çıkar. Bu nedenle bahsedilen organizasyonu tertipleyen herkesi ve özellikle Yeşilay’ı kutlar, çocuklarımız ve gençlerimizi korumak için önerecekleri tedbirleri dört gözle beklediğimizi belirtmek isterim.

Hiçbir şey çocuklarımız kadar değerli değildir. Çünkü onlar hem bugünümüz ve hem de geleceğimizdir.

YAZARIN SON YAZILARI