SON TV

Emenike Kararı ve Şike Davası

3 Temmuz soruşturması ile gözaltına alınan ve ifadesinin ardından serbest bırakılan Emenike, devamında Rusya’nın bir futbol kulübüne transfer olmuş, Mahkeme tarafından ifadesi alınamadığından, dosyası tefrik edilerek (ayrılarak) yeni bir davanın altında incelenmişti. Karar geçtiğimiz hafta verildi ve Emenike “beraat” etti. Hukuki Gündem başlığı altında bu hafta her iki davanın ortak özellikleri ve farklı kararları üzerinde durulacak. “Şike davasında” sanıklara ceza yağdırılmışken, Emenike’nin beraat etmesi çelişkisi üzerine bir yazı olacak.

SORUŞTURMA AYNI KARARLAR FARKLI;

3 Temmuz 2011 tarihinde başlayan ve kamuoyunda “Şike Davası” olarak bilinen süreçte; sabah 5’de evlerinden, antrenman ve kamp alanlarından alınan birçok futbolcu, kulüp yöneticisi ve başkanları ile çalkalanmıştı Türkiye. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafınca yapılan ve eski özel yetkili Savcı Mehmet BERK’in yürüttüğü bir soruşturma idi bu. Süreci gün ve gün iyi biliyorum, çünkü benimde müvekkilim göz altına alınmış, yeni sezon öncesi kamp yaptığı tesislerden; üstünde kulüp eşofmanı ve altında lastik terlikleri ile apar topar getirilmişti İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne. Haliyle insan önce şu konuyu merak ediyordu. Bu denli sert ve acımasızca bir tutum ile gözaltına alınan sporcularımızın suçu ne idi? İlk olarak dosyanın gizli olması nedeni ile her ne kadar inceleme yapamamış olsak da Emniyet tarafından gözaltına alınanların “çete üyesi” oldukları söylendi. Müsabakalarda şike yapıp, haksız kazanç sağlayan bir şike örgütü. Liderinin de Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın olduğu bir örgüt.

Uzun ve uykusuz şekilde Emniyet Müdürlüğünün bahçesinde geçirdiğimiz günler sonunda eski Beşiktaş Adliyesinde savcı huzuruna çıktık. Elimde daha önceden hazırladığım ve suçlandığımız müsabakanın maç görüntüleri de vardı. Malum en büyük delil, suçlamanın temelini oluşturan ve şike yaptığı iddia edilen maçın görüntüleri.

Müvekkilim savunmasını yapar şekilde ifadesini verdikten sonra söz bana gelmişti. Bende elimde hazırladığım yazılı metin haricinde bir zarf içine koyduğum CD’yi uzattım Savcı beye. Ve “madem konu maç, öyleyse izlemek lazım” dedim. Müsabakayı izledik, pozisyonları anlattım ve değerlendirmesi için tek tek gösterdim. Atılan golü, girdiği mücadeleyi saydım. Savcı beyin hayatımda ilk defa maç izleyerek ifade alıyorum demesi üzerine, “ Valla orasını bilmem Sayın Savcım ancak Erman TOROĞLU gibisiniz, sizi pozisyonlara çok yakın gördüm” dememle bir hayli gülüşmeler oldu. Ve devamında da müvekkilim Mahkeme sorgusuna sevk edilmeye gerek görülmeden serbest bırakıldı.

SAVCI İDDİANAMEYİ HAZIRLADI, MAHKEME DAVAYI KABUL ETTİ…

Biz, taraf olduğumuzda davanın daha baştan deliller yönünden yetersiz ve konusuz olduğunu düşünüyorduk. Hatta bu dosyanın Mahkeme tarafından dahi kabul edilmeyeceğini, kovuşturma için yeterli delil olmadığını ve dosyanın kapanmasını beklerken, dava açıldı. Müvekkilim dahil çok sayıda kişi sanık oldu, ki bir çokları halen tutuklu idi.
Dosya, anlam ifade etmeyen konuşmalardan oluşmuş “Telefon Görüşme Kayıtları”, sonucu olmayan “Fiziki Takip Raporları” ve müsabaka isimlerinden oluşmaktaydı. Hukuk sistemimizde dahi olmayan “Transfer Şikesi”, müsabakaların şike yapıldığından cihetle “dolandırıcılık suçu” oluşturduğu, “Teşvik Primleri Verildiği” iddiaları vardı. Lakin dosyanın içerisinde bir adet dahi bu paraların verildiğini gösterir makbuz, para transferi, fotoğraf yoktu.

DAVA ULUSLAR ARASI BOYUT KAZANDI, UEFA, FİFA ve ÜLKELER YAKINDAN TAKİP ETTİ…

Özellikle bu süreç yaşanırken, Ülke itibarı ve saygınlık anlamında değer kaybımız, marka kalitemiz zarar gördü. Ülke federasyonları ve UEFA tarafından davaya gösterilen yakın ilgi aslında ülkemiz sporu aleyhine bir süreci doğurdu diye düşünüyorum.

Bu durum neticesinde Fenerbahçe Futbol Kulübü, TFF tarafından Avrupa Ligine gönderilmedi, devamında ise kulüpler ve federasyon arasında çatışma ve fikir ayrılıkları oluştu. Ülke sporu müsabakaları konuşmak yerine bu davanın peşinden uzunca bir süre sürüklenir oldu.

MAHKEME MÜSABAKALARDA “ŞİKE” OLUP-OLMADIĞINI KENDİ BELİRLEDİ…

Müsabakalarda şike olduğu iddia edilen bir dava olup da, maçta şike olmuş mu diye incelenmez mi? Ceza Muhakeme Kanunu’na göre “teknik, uzmanlık gerektiren ve hakim tarafından incelenmeye müsait olmayan konuların, alanında uzman kişilerce incelenerek rapor edilmesi” hususu vardır. Bu kişilere “Bilirkişi” denir. Mahkeme heyetine birçok kez söylediğimiz en önemli husus da dava dosyasında somut hiçbir delil olmadığı, para alış-verişini gösterir bir delilin olmadığı, suçu gösterir TAPE olmadığıydı. Madem şike yapılmış müsabakalar var deniliyor, bu durumda en azından müsabakaları inceleme altına almak için bir bilirkişi heyeti kurulmalıydı. İçerisinde eski hakem, sporcu ve bu alanda ilim irfan sahibi olmuş kimseler olmalıydı. Sanırım Mahkeme Heyeti müsabakaları kendilerince izleyerek incelemek istediler ki, bu yönde taleplerimiz reddedildi.

O dönem Türkiye Futbol Federasyonu Etik ve Disiplin Kurullarının ayrı ayrı hazırladığı 2 adet rapor da Mahkeme dosyasına gönderilmişti. Bu rapor dahi bizim söylediğimiz konulara işaret ediyordu. Lakin bu raporlar da Mahkeme tarafından kanaate alınmadı ve verilen kararda kullanılmadı.

Avukat olarak yaptığımız Tevsii Tahkikat (araştırılmasını istenilen konular, deliller) taleplerimizin hepsi iki satırlık bir karar ile reddedildi. Davanın uzatılma amacı güdülüğü düşünülerek kanaate alınmadı. Ve haliyle hepinizin bildiği üzere cezalar dağıtıldı…

EMENİKE HAKKINDA VERİLEN BERAAT KARARI

Aynı soruşturma sürecinden geçen Emenike, Mahkemeler başlamadan önce Rusya’da bir Futbol Kulübüne transfer olmuş, haliyle dosyası kararda ayrılmıştı. O günden bu güne ne değişti ki Emenike aynı deliller aynı suçlamalar ancak farklı dosyadan beraat etti.

Tahmin ediyorum ki süreç uzayınca, Mahkeme olaya biraz daha geriden bakınca, resmin genel bütünü gördü, dosyanın tamamına baktığımızda delil olmadığı, ithamların dahi gerçekten uzak olduğu anlaşıldı diye düşünüyorum.

Emenike beraat etti, Aziz YILDIRIM liderliğindeki şike örgütü dosyası da Yargıtay’da… Muhtemelen Emenike kararının bir benzeri de şike davası için çıkacak. Kararlar farklı ancak olaylar aynı… Ya sizce…