SON TV

Suriye İkinci bir Afganistan olur mu ?

29 Nisan Pazartesi günü geç saatlerde, Dünyanın önde gelen haber sitelerine düşen haberler ABD Başkanı Obama’nın Rusya Devlet Başkanı Putin’i Suriye konusunda aradığını ve özellikle Suriye’nin sahip olduğu kimyasal silahlar konusunda ABD’nin kaygı duyduğunu vurguladı. Görüşmede iki ülke dışişleri bakanlarının görüş alışverişi konularında yakın işbirliği içinde olmaları ifade edilmekle beraber iki liderin telefon konuşmasında herhangi bir somut sonuca ulaşılmadı.

İki Başkan’ın dünkü telefon görüşmesi akıllara hemen İsrail Genelkurmay Başkanı General Benny Gantz’ın geçtiğimiz hafta, 22 nisan günü, Tel-Aviv Üniversitesi, Ulusal Güvenlik Enstitüsünde yaptığı ve Türk basınında her nedense pek yer bulamayan, iç savaşın sürdüğü Suriye’nin geleceği ile ilgili önemli bir konuşmasını aklımıza getiriyor. Bu konuşmada ifade edilen önemli tespit ve öngörüler Suriye savaşında taraf olan Türkiye’yi çok yakından ilgilendirmekte.

İsrail Genelkurmay Başkanı, Suriye’de Beşar Asad’ın gidişinin ülkede iç savaşı ve akan kanı durdurmayacağını, aksine Suriye’yi, 20 yıl önce Afganistan’da olduğu gibi, etnik, mezhepsel ve aşiretler arası ciddi bir çatışma sürecinin beklediğini belirtiyor. Bu çatışma ve felaket ortamını, çıkarları gereği İran, Hizbullah ve Rusya’nın desteklediğini ifade ediyor. Rusya Suriye’de bulunan ve kendisi için hayati önemdeki üsleri asla kaybetmek istemiyor. İran ise Akdeniz’deki tek müttefiki olan Suriye’deki mezhepsel azınlık yönetiminin devamını en önemli ulusal çıkarlarından birisi olarak görüyor.

Aynı gün İsrail Savunma Bakanı Moşe Yaalon’da ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’le birlikte katıldığı bir basın toplantısında Suriye’de kimyasal silahların kullanılmasını önleyici tedbirler alınmasını, Suriye’de mevcut yüksek teknoloji ürünü silahların, diğer ülkelerin ve terör örgütlerinin eline geçmemesi konusunda kararlı olduklarını ve bu konuda gereken herşeyi yapacaklarını vurguladı.

Yaalon’a göre Suriye’den Lübnan’a gelecek yüksek teknoloji ve sofistike silahları beklemeksizin, her birisi 1000’er militandan oluşan 2 birlikle Suriye’ye geçen İran destekli Hizbullah örgütü, Humus’un 35 km güneyinde bulunan stratejik Qusayr kasabasında konumlandı. Beşar Esad’ın birlikleri ile birlikte savaşacak Hisbullah militanları kendileri için gerekli silah ve cephaneyi doğrudan Suriye ordusundan temin ediyor. Bu silah ve cephanelerin İran ve Rusya menşeli olduğunu artık sağır sultan bile biliyor.

Yine 29 Nisan gecesi geç saatlerde uluslararası sitelere düşen son haberlerde Qusayr kasabasında mevzilenen Hizbullah militanlarının muhalif güçlerin saldırısı sonucu ağır kayıplar verdiği ve El Kudüs Tugayının 2 komutanının da çatışmalarda öldüğü ifade edilmektedir.

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’de, geçtiğimiz hafta İsrail’e varışında başta İsrail, Suudi Arabistan ve BAE olmak üzere bölge ülkelerine 10 milyar dolar tutarında bir silah satışının yapılacağını ve bunun “İran’a verilmesi gereken mesaj” olduğunu söylemişti.
Uluslararası strateji uzmanlarının ortak kanaatine göre, İsrail ve Ürdün’de gözlenen askeri hareketlilik Suriye’deki rejime karşı yapılacak olası bir Amerikan-İsrail-Arap ortak askeri harekatına temel oluşturmaktadır.