İmkânsız bebeklerin inanılmaz anneleri

İmkânsız bebeklerin inanılmaz anneleri

İmkânsız bebeklerin inanılmaz anneleri

Gazetelerde, televizyonlarda sıklıkla 40-45 yaşında çocuk doğuran ünlülerin haberlerini okuyoruz. Hatta ellili yaşlarda çocuk sahibi olmuş çiftlerin fotoğraflarına bakarak, ‘Bu yaşta da bebeği oluyor’ diyoruz. Günümüzün şartları, kadının çalışmasını istiyor. Pek çok kadın, ‘Önce kendimizi toparlayalım, çocuğu sonra düşünürüz’ diyor ve anne olmayı erteliyor. Oysa 40 yaşından sonra çocuk sahibi olmak için hangi aşamalardan geçildiğini, nasıl hayal kırıklıkları yaşandığını herkes gözardı ediyor. Kadınlar böyle düşünüyor ama bazı kadınlar- ki onlar gerçekten ‘çok özel’- anne olabilmek için yıllarını veriyor.İşte onlardan biri de Hanife Lalehan…

Lalehan oğlu Salih Efe’ye kavuştuğu güne kadar yaşadıklarını şu cümlelerle özetliyor: Bu hikaye, 1996 yılında başladı ve 14 Eylül 2012 yılına kadar sürdü. 16 yıllık bir serüven içerisinde kesinlikle bebek sahibi olamayacağımıza dair uzman doktorların verdiği görüşler vardı. Çünkü eşimin tiroit kanserinden kaynaklanan ve sonrasında tedavi amaçlı alınan radyasyonun ardından sperm sayısının sıfırlanması, benim de tiroit hastası olmam ve ilaç kullanmak zorunda kalmam gibi zorlu durumlar yaşadık.

‘DÜNYA BAŞIMIZA YIKILDI’

1996 yılı aralık ayında gittiğimiz ilk doktor rahim filmim çekildikten sonra ‘Senin çocuğun olmaz, hayatımda böyle bir rahim görmedim. Kardeşin varsa hanımını buraya getir, eşinin sperminden ona verelim senin için bebek doğursun’ dedi. Dünya o an başımıza yıkıldı. Bu arada eşim Papiler Tiroit kanseri oldu. Tedaviden önce tüp bebek tedavisine başladığımız merkezde sperm dondurduk. İki yıl sonunda tekrar bebek denemeye karar verdik ve sonuç yine hüsranla bitti.

16 YILIN SONUNDA ANNE OLDU

Dr. Erbil Yağmur’a gittiğimizde bana rahmimin yarım olduğunu söyledi. Yapılan ilaç tedavileri sonrasında üç adet yumurtamız oluştu. Bir yıllık bir tedavi sürecinden sonra 5 Ocak 2012 yılında transfer yapıldı. Tahlil yapmaya gittik, sonuç pozitif çıkmıştı. 16 yıldan sonra 9 ay beklemek daha zor geliyordu.

38 haftayı tamamladım. Doğum günüm olan 14 Eylül 2012 saat 7:00′ de güneş bir başka aydınlatmıştı. Ameliyathane odasını, gözümde iki damla yaş ve oğlumun sesi. Doğum günümde benim hayatım boyunca aldığım en büyük hediye olarak gelmişti.

Kanser bebeğe engel mi?

Op. Dr. Erbil Yağmur kanser tedavisinin üreme sağlığına etkilerini anlattı: Rahim şekil bozuklukları gebe kalamamaya sebep olabilir, bu mutlaka araştırılmalı. Kanser tedavisinde kullanılan tedaviler sperm ve yumurta üretimini bozuyor. Kanser tanısı konan çiftlerin infertilite uzmanlarından danışma alması önerilmelidir. Kanser tedavisinin en önemli yan etkisi kısırlıktır. Çocuk isteyenler ‘dondurma’ yöntemi uygulamalıdır.

Umutları tükenmişti

Kısa sürede anlatılan mutluluk ve umut hikayesinin oluşması için zorlu aşamalardan geçenlerden biri de Tuba Kaplan. O şimdi 9 aylık Bora ve Beril’in annesi…

Uzun ve yorucu hikayesi 16 Kasım 2007’de başladı Tuba Kaplan’ın. Kaplan o süreci şöyle anlattı:

‘Uzun, yorucu ve hiç bitmeyecek sandığımız hikayemiz 16 Kasım 2007 yılında başladı. Tarifi olmayan ağrılar bütün enerjimi alıyor, normal bir insan gibi yaşamımı sürdüremiyordum. Gittiğim ilk hastanede ilk muayenemde çikolata kistlerimin olduğunu öğrendim. Doktorumuz bana direk aşılama yaptı. Çok şiddetli ağrılarla hastaneye kaldırıldım. Tutmuş olduğu düşünülen gebeliğim hayati tehlikemin olduğu söylenerek sonlandırıldı.

2011 yılına kadar başarısızlıkla sonuçlanan aşılamalar, 3 kez negatif tüp bebek deneyimlerimiz oldu. Bir şeyler yanlış gidiyordu. Yapılan her işlem işkence, alınan her sonuç bir tükenişti. Bebeğimiz olmasından vazgeçmiş sadece sağlığımı düşünür olmuştuk.

HİÇ ANNE OLAMAYABİLİRDİ

Bana elini uzatıp tekrar savaşmam için güç verecek bir doktor ararken Prof. Dr. Mustafa Bahçeci ile karşılaştım. Gözlerinin içindeki bilgiyi, insanlığı ve vereceği emeği, pozitif enerjisiyle bana ve eşime geçirerek bizi içinde bulunduğumuz umutsuzluktan çıkardı. Kistlerim tekrarlamış olduğu için ‘Önce senin sağlığın’ dedi. Tetkik ve muayenelerden sonra ameliyat olmama karar verildi. Ameliyatım riskliydi, hiç anne olamayabilirdim.

Ameliyattan 2 ay sonra mutluluk geldi

‘2012 tarihinde Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, Prof. Dr. Arnaud Wattiez ve ekibiyle birlikte 5 saat süren bir operasyon geçirdim. Tüplerimi ve sol yumurtalığımın büyük bir kısmını kaybetmiştim. Ameliyattan 2 ay sonra ilk tüp bebek denemelerine başladık. Bu sırada Embriyoscope yöntemiyle embriyolarım saniye saniye izlendi. Transfer yapıldı ve mutlu son… Daha bu pozitif sonuca inanamazken, ikiz bebek beklediğimizi öğrendik. Ben önce sağlıklı bir insan oldum, sonra da 2 meleğin annesi… Şanslıydım, bu hastalığımın her gününde; yılmadan destekleyen, iki bebeğimin babası Burak Kaplan vardı yanımda…’

Kardeşi 3 sene sonra doğacak

Çocuk sahibi olmak için her yolu deneyen Havva – Ayhan Ertürk 11 yıl sonra Enes’le mutlu aile tablosunu tamamladı. Enes’e embriyo transferiyle üç yıl sonra kardeş geliyor

Havva (35) ve Ayhan (39) Ertürk çifti 2009 yılında Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi’ne gelene kadar geçen 11 yıl süre içinde evlat sahibi olmak için her yola başvurdu. Ancak çift bir türlü mutlu sona ulaşamadı. Ayhan (39) Ertürk o günlere ait anılarını şöyle anlatıyor: ‘Op. Dr. Süleyman Tosun tarafından yapılan muayene ve testler sonucunda sınırlı sayıda spermim olduğu tespit edildi. Takibinde yapılan tedavi sürecinde 8 yumurta toplandı. Bunlardan 2’si transfer edildi. Oğlum Enes üç yıl önce dünyaya geldi. Diğer 3 embriyo donduruldu. Eşimle ikinci çocuğa karar verdiğimizde dondurulmuş embriyolarımızla tedaviye başladık. Ne mutlu bize ki 2013 yılının en güzel hediyesi ikinci bebek haberimizle geldi. Çok ama çok mutluyuz.’

2 AYLIK HAMİLE

İkinci çocuğuna hamile olan anne Havva Ertürk duygularını ifade etmekte zorlanıyor: ‘Enes’in kardeşi olmasını çok istiyorduk. 3 yaşını tamamlayınca dondurulmuş embriyolarımızdan tekrar tüp bebek denemesi yapmaya karar verdik. Şimdi 2 aylık hamileyim. Çok mutluyum’ dedi.

UZMANLIK ŞART

Havva- Ayhan Ertürk çiftinin doktoru Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun, ‘Dondurulmuş embriyo transferlerinde dondurulacak embriyoların değerlendirilmesi ve seçimi çok önemlidir. Tedavi sırasında elde edilen her embriyo ayni seviyede ve yüksek kalitede olmayabilir. Bu durumda taze embriyo transferi için seçilen embriyo veya embriyolar dışında arta kalan embriyolar laboratuarda bu konuda uzmanlaşmış embriyologlar tarafından değerlendirilir. Dondurma işlemi için sadece dondurma-çözme işlemi sonrası gebelik oluşturma potansiyeli olanlar seçilir. İyi bir tüp bebek merkezinde dondurulmuş embriyolar ile elde edilen gebelik oranları en azından taze tedaviler kadardır veya bu oranın üzerindedir. Tedavi sırasında dondurulan embriyolar yasal olarak 5 yıl saklanabilmektedir’ dedi.

Her çifte önerilmez

Dondurulmuş embriyolar ile doğan çocuklarda herhangi bir anormallik artışı gözlenmedi. Embriyo dondurma doğru uygulandığında hastanın fayda görebileceği bir yaklaşım. Ama her çiftte iyi kalite embriyo gelişimi görülemediği için veya gerekenden yüksek sayıda iyi kalite embriyo elde edilemediği için embriyo dondurma seçeneği önerilememektedir.


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version