SON TV

Sporda Şiddet ve Yasası

Galatasaray-Fenerbahçe müsabakası sırasında gelişen ırkçı hareketler sonrasında çıkan olaylar ile bir gencimizin hayatına mal olması, Erzincan müsabakası sırasında cereyan edenler, Göztepe Spor Kulübünün ligden düşmesi sonrası olanlar, Spor Kulüpleri yöneticileri ile medyanın bakış açısı, taraftar toplulukları, TFF ve Sporda Şiddet Yasası… Bu hafta Hukuki Gündem köşesini özetler nitelikteki kelimler. 2011 Nisan ayında yürürlüğe giren ve olumsuz reaksiyon ve şiddeti engellemek, temiz ve şeffaf sporun kazandırılmasını amaçlayan nitelikleri ile ön plana çıkmış bir yasal düzenleme vardı hatırlarsanız. Tek uygulama alanı “Şike Davası” diye bilinen ancak genel anlamda uygulanması unutulmuş olan yasadan bahsetmek istiyorum bu hafta.

Meclisten geçti, Adliyelere giremedi…

6222 Sayılı ve kısaca Sporda Şiddet Yasası olarak bilinen yasa aslında ne umutlarla Meclis sıralarından geçmişti. Hatırlarsınız ki özellikle Futbol müsabakalarında çıkan olaylar ve holigan taraftar kitlesinin statlardan uzak tutulmasını hedefleyen bu yasa ilk zamanlarında gündemi meşgul etmiş, geleceğimize ışık tutacağı ve sporu çirkinleştiren etkenlerden temizleyeceği heveslerini uyandırmıştı. Ancak her gündem gibi kısa sürede unutulmuş, tozlu raflara kaldırılmış ve ta ki 3 Temmuz 2011 zamanına kadar da hatırlanmamıştı. Çıkarılış amacı bu iken bir anda yapılan operasyon ve ünlü simaların adliye koridorlarında sürüklenmeleri ile “Şike Yasası”, “Aziz Yıldırım liderliğindeki Şike Örgütü” gibi isimlerle bu sefer farklı şekilde servis yapılmış ve lanse edilmişti. Büyük umutlarla meclisten geçen Sporda Şiddet Yasamız artık farklı bir alana hizmet vermek için uygulanmaya çalışılmış ve kamuoyu yaratılmıştı.

6222 Sayılı Kanunun 11. maddesi “Şike ve Teşvik Primi”

Koskoca yasa 11. maddeden ibaret oldu işte o günlerde. Sporda Şiddet değil miydi asıl amacı yasanın? Kaldı ki sulandıkça sulandı işler, yasa sakat doğmuş, sakat haliyle lanse edilmiş ve kullanılmıştı. Elinde bir sürü sayfa ile kanal önünde şov yapan kimselerin gölgesinde bir yasanın vasfını nasıl yitirtildiği, nasıl kullanılamaz hale geldiğini gösterdiler bize.

Gel zaman git zaman dava bitti, şike hayatımızdan çıktı ve spor camiası temizlendi… öylemi sanıyorsunuz. Pembe panjurlu ve güzel günleri müjdeleyen bir masalcı olmayı kim istemez ki. Ama öyle olmadı ve işler masallardaki gibi gitmedi. Hiç bir şey düzelmedi ve daha da kötü oldu. Birilerinin üzerini çizmeye çalışırsanız insanlar gruplara ayrılır elbet. Kimisi “haksızlığa uğradığını”, kimileri ise “bunlar böyledir işte” demeyi öğrendi ve herkes kendine bir saf belirledi. Spor artık eski spor olmaktan iyice uzaklaştı…

Amacı Dışında Kullanılan Güç Zarar Verir…

Bu gün olan olayları kınayan, kabul edilemez bulan ve bir kulp takmaya çalışanlar önce kendilerine bakmalı. Baruta kibriti atanlar şimdi niye böyle oldu demesinler… Statlarda durum ortada, ağzı sütten yandığı için, neticeye varılamamış muallakta kalmış bir yargılama olduğu için kimse Sporda Şiddet Yasasını uygulamaya yeltenemiyor. Şimdi ne olacak peki biz bu yasayı vitrinde süs olsun diye yapmadık demek lazım değil mi?

6222 Sayılı Yasa “Sporda Şiddet” İçindir

Yasanın 11. maddesini unutalım artık. Kanunda bu son günlerde oluşan bütün tatsız olayların karşılığı bir yaptırım ve düzenleme mevcut. Uygulanması gereken tek şey soruşturmanın açılarak gereğinin Savcılarım tarafından yapılması. Kaldı ki bu suçlar şikayete tabi de değil, yani Savcılık tarafından resen başlatılabilecek ve yürütülebilecek konular.

Son Söz olarak; yazımı kısa tutmak istiyorum. Acılarımızın mateminde olanları düşünerek ve ıslah olarak geçirmek gerekir. Söylenecek çok söz var elbet ancak kalemimin aynı sıkıntılara hizmet vermesini istemiyorum. Tek dileğim artık bir yasa ne için çıkarılıyor ise o amaçla uygulanmaya başlanması sözü üzerinedir. Suçlamak yerine bu işle sorumlu makamları görevine davet etmeyi tercih ediyorum. Bu işi tekrar medya ele almaya kalkarsa ve tekrar aynı süreci yaşatırsa daha da dibe ineriz diyorum… Saygılar…