SON TV

Açlığınızı mı tatmin ediyorsunuz?

Açlığınızı mı tatmin ediyorsunuz yoksa istediklerinizden keyifle mi yiyorsunuz?

Beslenme bazılarına göre “açlığı tatmin etme”, bazılarına göre ise “istediği yiyecekleri keyifle yeme”dir. Açlık duygusu, sabah bir fincan kahve ya da çay, yanında bir simitle; öğle ekmek arası köfte, patates kızartması ve kola ile; akşam da kuru fasulye, pilav, salata ve ekmekle giderilebilir. Keyif veren bir yemek düzeni de sabah sucuklu yumurta, ithal peynir, tereyağı, bal ve kahve; öğlen pirzola, pilav, salata ve tatlı; akşam değişik soslarla hazırlanmış et ya da balık, sebze garnitürü ve tatlı olabilir. Bu tür bir yeme düzeni iyi bir beslenmeye örnek gösterilebilir. Her iki yemek düzeni de beslenme sözcüğünün tam karşılığı değildir. Beslenme, insanın yapısına, cinsiyetine, çalışma ve özel durumu ile genetik özelliğine göre bedenin gerektirdiği tüm besin öğelerini, gerektiren miktarlarda alıp bedeninde kullanabilmesidir. İnsan yavrusunun büyüyüp gelişmesi, sosyal ve ekonomik faaliyetlerini aksatmadan yaşamını sürdürebilmesi için 50 türde besin öğesine gereksinmesi vardır. Bunların bazılarının miktarı gramla, bazıları gramın binde biriyle, bazıları da milyonda biri ile ölçülür. Besin öğelerinin kaynağı besinler denilen hayvan ve bitkilerin yenebilen dokularıdır. Örneğin, tahıllar, sebzeler, meyveler, etler, süt, yumurta. Bunların işlenmesiyle çeşitli besinler elde edilir. Her besinin besin öğeleri içeği farklıdır. Bir besin bazı besin öğelerini çok içerirken, bazıları bulunmayabilir. Bu nedenle sınırlı türde besinlerle beslenen insanlarda besin öğelerinden bazılarının yetersizliği oluşabilir. Belirli bir besin öğesini çok içeren besin ya da yararlı olduğu inancıyla hazırlanmış peraparatın çok alınması zararlı etki gösterebilir. Bu nedenle beslenmede yeterli ve dengeli beslenme hedeflenir. Bu hedefe ulaşmada besinlerin içerikleri, işlenme sırasında oluşan değişiklikler, yenen besin ve içeceklerin insan bedeninde geçirdiği süreçlerin bilinmesine gerek vardır. Bu da beslenme biliminin kapsamını oluşturur.
***************
Elliden fazla besin ögesini tartarak alabilme ancak özel durumlarda olanaklıdır. Yeterince besin alamayan hastalar günlük besin ögelerini bir kaç bardak sıvı içinde tüple ya da damar yoluyla alarak beslenebilirler. Normal koşullarda insan besin ögeleri gereksinimlerini karşılamak yanında yedikleri ve içtiklerinden haz duymak ister. Bir yemek ne kadar besleyici olursa olsun, bireyin alışkanlığına ve damak tadına uygun olmazsa o yemek yenmez. Damak tadına uyan her yemek de besin öğelerini karşılayamayabilir. En iyi yemek damak tadına uygun, besin öğeleri yönünden yeterli olandır. Besinlerimiz çok çeşitlidir. Her tür besini yeme olanağı yoktur. Bu nedenle besinleri; besin ögeleri değerleri, yapı ve özellikleri yönünden 4 grupta toplayabiliriz.
1. grup süt ve türevleri: Bu gruba girenler süt, yoğurt, peynirler, sütten yapılan dondurma ve benzeridir. Bu gruptaki besinler kemik gelişimi ve sağlığı için gerekli kalsiyumun en iyi kaynağıdırlar. Bunun yanında büyüme ve gelişmede, sağlıklı yaşamın sürdürebilmesinde esas olan iyi kaliteli protein ile C vitamini ve demir dışında bütün besin öğelerini içerirler. Her gün 2 su bardağı kadar süt, yoğurt ya da eşdeğeri diğer süt ürünlerini almalıyız.
2. grup, et ve ürünleri, su ürünleri, yumurta, kuru baklagiller (fasulye, nohut, mercimek vb.) ceviz, fındık, fıstık vb. besinlerden oluşur. Bu gruptaki besinler çalışan hücrelerimizin temelini oluşturan proteinin en iyi kaynağıdır. Ayrıca bu gruptaki besinler kan yapıcı demir, bağışıklığı güçlendiren çinko, sinir sistemimimizin düzenli çalışmasını gerektiren B vitaminleri için de en iyi kaynaktırlar. Bu gruptaki bitkisel kaynaklı olan besinlerde B12 vitamini bulunmaz, buna karşın kalbimizin ve kaslarımızın çalışmasında gerekli magnezyum ve potasyumdan, zararlı okside edicilere karşı koyan E vitamini yönünden zengindirler. Bu nedenle her gün 1 yumurta, yumurta kadar et, tavuk, balık, 1 porsiyon da bitkisel kaynaklılardan almalıyız.
3. grup sebze ve meyveler: Sebze ve meyveler diğer gruplarda bulunmayan C vitamini sağlarlar. Aynı zamanda özellikle yeşil yapraklılar ve havuç, kayısı A vitamini için iyi kaynaktırlar. Sebze ve meyveler aynı zamanda bedenin çalışması sırasında oluşan ve dışardan gelen zararlı oksitleyici etkenlere karşı bedeni koruyan antioksidanları sağlarlar. Farklı renkli ve yapıdaki sebze ve meyvelerde farklı antioksidanlar bulunduğundan, olanaklar içinde mevsime uygun farklı sebzelerden günde en az 3, meyvelerden 2 porsiyon yemeliyiz.
4. grup tahıllardan oluşur. Bu gruptan alınacak miktar beden hareketine göre harcanan enerjiye uygun olmalıdır. Az hareketlilere günde 2-3 dilim ekmek, diğerlerinden 3-4 kaşık yeterken, çok hareket edenler, birkaç katını alabilir. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği alınmalıdır.