SON TV

“Erdoğan gitsin sistem kalsın” planı

Gezi Parkı eylemleri 3. haftasına girerken, maalesef bir grup dijital Y kuşağının çevreci öfkesinin, siyasetin acımasız çarkları arasında ezilerek, amacından ve gayesinden saptırıldığı görüldü.

Siyasetin ustaca kullanmaya çalıştığı sosyolojik masum istek, politik çıkarların devreye girmesi ile sonu belli olmayan mecraya doğru ilerliyor.

BATI’NIN DESTEĞİ VAR

Gezi Parkı olaylarına Batı’nın desteği de hiç anımsanamayacak kadar fazladır. CNN, BBC, Reuters, NewYork Times gibi birçok uluslararası medya, Gezi Parkı’ndaki gelişmeleri çok büyük abartı ile veriyor.

Hollywod’un oyuncularından Susan Sarandon’un; “Türkiye’de durum karışık. Benim gibi sizde AF örgütünün kampanyasına katılın ve Türk yetkililerine işlenen suçların sona erdirilmesi için mesaj atın” demesi…

Avrupa Parlamentosu’nun, AK Parti Hükümeti’nin, İslamcı bir gündem uygulaması ve sürdürme çabasını dile getirerek, Türkiye’de sosyal, politik ve ekonomik gruplar arasında anlaşmazlık ile çatışma çıkardığını söylemesi…

AB’nin üst düzey sorumlularından Stefan Füle ve Catherine Ashton’un, Türkiye’nin siyasetinde toplumun önemli bir bölümünün seslerinin duyulmadığını yüksek sesle dile getirmeleri…

ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in “İçişlerinize karışırız” söylemleri bu tezimizi güçlendiriyor.

TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ ETKİSİ HEDEF OLMASINA SEBEP OLDU

Türkiye’nin, Arap devrimlerine bakışı ve Ortadoğu açılımı ile birlikte sistemli, planlı ve çok derin bölgesel aktörlerin hedefi haline gelmesi normaldir.

Mısır, Tunus, Libya ve Suriye devrim süreçleri ile Ortadoğu’ya hızla giren ve yükselen ekonomik trend, bölgesel aktörlerin dikkatini çekmiştir.

ABD, AB, Rusya, Suudi Arabistan ve İran’ın, bölgesel rekabet alanında artık “dost ve düşman” kavramı çıkarlar dostluğu ve savaşı realitesindedir.

Türkiye’de yaklaşan seçimler ve tahminler bir dönem daha AK Parti’ye iktidar olma şansı veriyor olması, Ortadoğu’daki gelişmelere müdahil olan AK Parti hükümetine, Suriye politikasında başta ABD olmak üzere Rusya, Suudi Arabistan, Ürdün ve İran tarafından çelme atılmıştır.

ABD, AB ve Rusya; “Suriye’de Beşşar Esed gitsin, sistem kalsın” politikasında anlaşarak, Türkiye’yi Ortadoğu’da etkisizleştirme politikasını işleme koymuştur.

Bugün, Batı’nın önemli sermaye grupları, anti-emperyalist Türk solu ile “Erdoğan gitsin sistem kalsın” arayışlarının tohumlarını atmaya çalışmaktadır.

Gezi Parkı ile başlayan özgürlük arayışları ABD, İngiltere, İsrail ve Rusya siyasetini içine alarak, sistemli bir prova dalgası oluşturmaya çalışmaktadır.

“Erdoğan gitsin sistem kalsın” planı üzerinden masum yeşil, kırmızı, turuncu yeni muhalif bir proje devreye sokulmak istenmektedir.

Bu durumdan herkes kendine düşen payı, dersi almalıdır.Ak Parti yetkililerinin Yeni dönemde İl ,İlçe teşkilatları,Belediye başkanlıklarının ideolojik kültürel ve manevi açıdan, revize etme düşüncesini göz ardı etmemelidir..