Gezi Parkı ve Sao Paulo benzerlikleri

Son zamanlarda dünya çapında yaşanan protestoların bir ayağı da Brezilya’nın en büyük kenti olan Sao Paulo’da yaşanıyor.Sao Paulo’da yüksek fiyatları, vergileri ve yolsuzluğu protesto eden 50 bin kadar kişi yine sokaklara dökülürken, ağırlıklı olarak barışçıl olduğu belirtilen göstericilerin yanı sıra bazı radikal grupların da polisle çatışmaya girdiği görüldü.

Protestoların başlama nedenleri farklı olmasına rağmen Brezilya’da yapılan gösteriler akıllara Türkiye’de yaklaşık 20 gündür devam eden eylemleri getirmektedir.İki gösterinin başlıca ortak noktası ise barışçıl grupların yanında provakatif grupların da yer almasıdır.Brezilya’da maskeli kişilerin mağaza ve bankalara saldırdığı görülürken, Sao Paulo şehrinde belediye binasına girmeye ve zarar vermeye çalışanlara tıpki Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi diğer göstericilerin engel olmaya çalıştığı görüldü.Taksim’de basın mensuplarına, basın araçlarına karşı yapılan saldırının bir benzeri de Sao Paulo’da görüldü.Olaylarda basın aracıyla polis kulübesinin ateşe verilmesi sonucu göstericilere biber gazı ile müdahele edildi.

İki olayın benzer bir diğer noktası ise barışçıl grupların bazı isteklerine karşılıksız kalınmamış bir takım düzenlemeler yapılmıştır.Brezilya’da bazı kentlerdeki yerel yönetimlerin metro ve otobüs bileti fiyatlarındaki düzenlemelerde geri adım atması bu düzenlemelere örnek gösterilebilir.Ayrıca Sao Paulo’nun da bu kentler arasına katılabileceği ifade ediliyor.Türkiye’de ise Gezi parkına yapılması planlanan AVM, rezidans, otel gibi bir çok proje rafa kaldırıldı.

Beş kente asker takviyesi

Türkiye’deki olaylarda takviye amacıyla Jandarma ekiplerinin de kullanılmasın bir benzeri, Brezilya hükümetinin ülkenin beş büyük kentindeki protestoları kontrol altına alabilmek için bu şehirlere asker takviyesi yapmasıyla yaşandı.

Hükümet, askerlerin Dünya Kupası karşılaşmalarına ev sahipliği yapacak Rio de Janeiro, Minas Gerais, Bahia, Ceara ve başkent Brasilia’ya sevk edileceğini bildirirken, BBC’ye açıklamada bulunan bir kaynak, askerlerin bu kentlerde ne kadar kalacağına yerel yönetimlerin karar vereceğini söyledi.

Brezilya’da bilet fiyatlarına tepkinin tetiklediği gösterilerin, mevcut hükümetin politikalarına ilişkin eleştirilerin de ötesine geçtiği, kimi vatandaşların yönetim sisteminin kendisine yönelik şikayetleri de dillendirdiği belirtilirken durumun Türkiye’deki olaylarla birebir benzediği görülmekte.Bu benzerlik akıllara protestoların dünya çapına yayılabileceği ihtimalini getirmektedir.

Brezilya halkı, ülkedeki bazı medya kuruluşlarının, protestoları haberleştirme biçimine de tepki gösteriyor.Türkiye’de Ntv, Cnn Türkçe, Habertürk ve diğer haber kanallarına yapılan protestoların benzeri de Brezilya’da Global Tv’ye haberleri yeterince yaymadıkları nedeniyle yapılmakta.

Olayları değerlendiren Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ise protestoların yeni soruların gündeme getirilmesi ve Brezilya demokrasisinin güçlendirilmesine katkıda bulunduğuna inandığını belirtti.

Sao Paulo’daki eylemler küçük gruplar veya belli bir örgüt tarafından değil tıp ki Gezi parkı olaylarında olduğu gibi birçok ideolojinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur.
Son zamanlarda büyüyen, borçlarını kapatan Türkiye ekonomisi gibi Brezilya ekonomisinin de geliştiği görülmektedir. Buna rağmen halk ise kendilerine verilen hizmetlerin yeterli olmadığını düşünüyor ve ödedikleri vergileri, sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetleri olarak geri almak istiyor.

Brezilya’da bu denli kitlesel bir eylemin, en son 1992 yılında dönemin Devlet Başkanı Fernando Collor de Mello’ya karşı protesto gösterileri sırasında düzenlendiği belirtiliyor. Türkiye’de ise farklı ideolojilerin özellikle aşırı sağcı ve aşırı solcu grupların bir araya gelerek eylem yapması, aynı şeyi savunması pek görülmemiştir.