Sultan Vahdettin’in torunu Atatürk’ün hayranı

Sultan Vahdettin'in torunu Atatürk'ün hayranı

Sultan Vahdettin'in torunu Atatürk'ün hayranı

İşte o röportaj…

Binicilik onun Ata sporu

Dedesinin dedesi Refik Evliyazade 1856 yılında, İzmir’de, “Smyrna Races” adı altında, memleketin ilk at yarışlarını düzenliyor. Oğulları Nejat ve Sedat Evliyazade de birer at tutkunu olarak yetişiyor. Sorbonne Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarında bir öğretmenlerinin “At binmekten ders çalışmıyorsunuz. Bakalım ne kadar iyi biniyorsunuz? Atınızla oturduğum apartmanın dördüncü katına çıkarsanız, sizi geçiriririm” blöfü, iki genç Türk’ün iki atla Paris’teki bir apartmanın daracık döner merdivenlerine tırmanmasıyla sonuçlanıyor.

Türkiye’ye döndüklerinde at çiftliği kuran iki kardeşten Nejat Evliyazade, 1950 yılında Türk Jokey Kulübü’nü kuruyor. Nejat Bey aynı zamanda Türkiye’nin ilk lisanslı futbolcularından ve Altay Spor Kulübü‘nün kurucularından… İzmir’de Altay diye bir semt yokken, takımın adı niye Altay diye merak ediyorsanız, bu isim Nejat Bey’in en sevdiği tayının ismi. Al yani kırmızı tay.

Neslişah Evliyazade anne tarafından ise Sultan Vahdettin’in torununun torunu oluyor. Anneannesi Yıldız Sarayı’nda dünyaya gelen ve 5 yaşında sürgüne gönderilen Hümeyra Sultan. Atlar, Osmanlı sultanlarının da büyük tutkusu. Diyor ki: “Özellikle ismini aldığım büyük teyzem Neslişah Sultan şahane at binerdi. Eşi Mısır Naibi olduğu için Mısır’da yaşadığı yıllarda ve Türkiye’ye döndükten sonra da binicilik sporunu hiç bırakmadı. Geçtiğimiz yıl 91 yaşında vefat etmeden birkaç ay önce, benden onu at binmeye götürmemi istemişti.”

Böyle bir ailenin torununun, Türkiye ikincisi milli bir binici olması ve atlara büyük bir tutkuyla bağlanması tesadüf değil.

Yarış ruhunu seviyorum

Binicilik serüveniniz kaç yaşında başladı? Babam dedeleri gibi müsabık değildi, keyif için ata binerdi. Kardeşim Mesude’yle beni dört yaşından itibaren Buca Atlıspor’a götürürdü. Ciddiyetle bu işin üstüne eğilmem ise 15 yaşında oldu. 18 yaşına kadar devamlı bindim.

Ne zaman milli oldunuz?

O daha da sonra. Üniversitede Bilkent’e gittim. Orada Avni Atabek’le çalıştım. Eğitimime Londra’da devam ettim, dönüşte iş hayatına daldım. Altı sene at binmedim. Ama bu sevda insanın içine bir kez girdi mi bırakamıyorsunuz. Ruhum dedelerime çekmiş. Yarışmayı seviyorum. 26 yaşında, bir at alarak tekrar başladım. Sıkı bir antrenman ve müsabaka temposuyla bir yıl sonra, 27 yaşında milli oldum. Atlara döneceğim.

İş hayatı derken, ne işle meşguldunuz?

Gazetecilik. İzmir Haber Expres Gazetesi, Sky Turk, Star hepsinde çalıştım. İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı ile “Tarihin Arka Odası” diye bir program bile yaptım. Ama televizyonu sevmedim. Gazetede yazı yazmak benim için çok daha keyifli. Tabii bir de aileden kalan işlerin başındayım.

Onlar ne?

Nejat Bey’in Torbalı’daki at çiftliğini dedem ve babam süt çiftliğine çevirdi. Orada ineklerimiz var. Süt satıyoruz. Bir de anneannem Hümeyra Sultan’ın Türkiye’ye döndükten sonra dedemle Kuşadası’nda açtığı Kısmet Otel var. İkisiyle de bilfiil ilgileniyorum.

Peki insan 27 yaşında milli olabilir mi?

Evet. At binmenin yaşı yok. Bugün bu işe kafayı taksanız ve çok efor sarf etseniz, milli olursunuz. Tabii atınızın da iyi olması lazım. İsterseniz dünyanın en iyi binicisi olun, performansı düşük bir atla başarılı olamazsınız.

Ne sıklıkta yarışlara katılıyorsunuz?

Kendi sınıfımdaki her müsabakaya katılıyorum. Normalde kadınlar ve erkekler bir arada yarışıyor. 14 yaşına kadar çocuk kategorisi, 14-18 arası junior dediğimiz genç kategorisi var, sonra herkes bir arada.

Evlendiğinizde “Son sultan evlendi” gibi haberler çıktı. Ne hissettiniz?

Güldüm. Sultan Vahdettin tarafı olarak biz çok mütevazıyızdır. Hiçbir yerde “Ben oyum, buyum” diye konuşmayız. Ben Atatürk çocuğuyum. Türkiye için yaptıklarından, giyim tarzına Mustafa Kemal’e hayranım.

Kariyeriniz ne noktada?

Daha iyi atlar aldıkça daha iyi olacağım. Mesela ben 1.30 seviyesi koşuyorum. 1.40 engelini atlayacak bir at edinmem lazım.


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version