SON TV

Vitamin hapı kullanmalı mıyız?

Günümüzde insanlar vitamin–mineral hapı ya da kapsüller almaları için yönlendiriliyor. Özellikle orta ve ileri yaşlardaki insanlar bu karışımları daha sağlıklı yaşamak için almaktadırlar. Çocukların okulda başarılı olması için de bunlar kullanılmaktadır.
Vitamin ve minerallerin kaynağı besinlerimizdir. İnsanlar beslenmede çeşitlilik kurallarına uyarlarsa özel durumlar dışında vitamin-mineral almalarına gerek yoktur. Örneğin, insan günde iki su bardığı kadar süt ya da eş değeri ürünlerin yanında önerildiği şekilde çeşitli sebzelerden yararlananların kalsiyum almalarına gerek yoktur. Yine 4 besin grubundaki değişik besinlerden yeterince tüketilirse demir, çinko, magnezyum gibi mineralleri alabilirler. Önerildiği şekilde yeterince sebze-meyve tüketilir, bunların pişirme kurallarına dikkat edilirse C vitamini ve diğer antiosidanları alabilirler.
Özellikle yaşlı kişilere B12 vitamini almaları önerilir. Eğer insan hergün önerildiği gibi 2 su bardağı süt ya da eşdeğeri süt ürünü, 1 adet yumurta, haftada 3-4 kez et, tavuk ve balık alırsa B12 vitamini ya da diğer B vitaminleri haplarını almalarına gerek yoktur.
İnsan D vitamini gereksinmesini besinleriyle karşılayamaz. D vitamini gereksinmesini karşılamanın en iyi yolu güneşten uygun ve düzenli olarak yararlanmaktır. Bir atasözümüz vardır “Güneş giren eve doktor girmez.” bu deyiş temiz havada ve güneş ışınlarından yararlanmanın önemini anlatır. Ancak pencere camları ve giysiler güneş ışını sayesinde deride D vitamini oluşumunu önler.
Güneş ışınlarının dik geldiği yaz aylarında bronzlaşma amacıyla gözlüksüz ve mayo ile güneşte durmak da sağlık açısından zararlıdır. En iyisi güz ve bahar aylarında baş, kol ve bacaklar açık olarak hergün yarım saat kadar güneşli ortamda bulunmak, yaz aylarında bu uygulamayı sabah saat 10-11 arasında, öğlen de 16.00’dan sonra yapmaktır.
Vitaminler arasında karşıt etkileşme vardır. Örneğin, gebe kadınlara, kalp ve nörolojik hastalık riski taşıyanlara folik asit almaları önerilir. Aşırı alınan folik asit B12 vitamininin eksikliğini maskeler. Önce bireyin yeterince hayvansal besin tüketip tüketmediği öğrenildikten sonra folik asit alma önerisi yapılmalı ya da folik asitle birlikte B12’de önerilmelidir.
Bazı durumlarda multi vitamin hapı önerilir. Gebelikte aşırı A vitamini alımı sakıncalı olduğundan buna dikkat edilmesi gerekir. Demirle çinko arasında da karşıt etkileşim vardır. Demir hapı önerilirken çinko da düşünülmelidir. En iyisi yeterli ve dengeli beslenmeye uyularak vitamin – mineral gereksinmesini karşılamaktır.

HERKES BALIK YAĞI ALABİLİR Mİ?
İnsanlar, yerleşik yaşam biçimine geçmeden önce doğada bulunan hayvanları avlar, bitkileri toplayarak yaşamlarını sürdürürlerdi. Doğada bulunan hayvanların bir bölümü deniz, göl ve nehirlerde yaşayanlardı. Sularda yaşamlarını sürdürdükleri için bunlara su ürünleri de denir.
Su ürünlerinin başında balık gelir. Özellikle okyanusların kıyısında yaşayanlar için balık en önemli besin kaynağıdır. Bu gruplarda en çok bilinenler kutuplarda yaşayan Eskimolardır.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında tıp ve beslenme bilimindeki gelişmeler sonucu mikropların neden olduğu hastalıklar ve beslenme yetersizliğinden kaynaklanan sağlık sorunları özellikle gelişmiş ülkelerde yok edilmiştir. Buna karşın yaşam süresinin de uzaması ve insanın daha az bedensel hareket yapar duruma gelmesiyle kronik hastalıklar önem taşımaya başlamıştır. 1960’larda Finlandiyalı bir arkadaşımın söylediği, “Verem hastaları için yapılan hastaneler günümüzde kalp-damar hastalıkları için kullanılmaktadır.” sözü hastalıklardaki bu değişimi özetler.
1950’lerde yapılan bilimsel araştırmalar kalp-damar hastalıklarının insanların beslenme biçimiyle ilintili olduğunu göstermiştir. Örneğin, Akdeniz bölgesinde yaşayan insanlarda kalp-damar hastalığı kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa’da yaşayanlara göre çok daha az görülmektedir. Buna ek olarak kutuplarda yaşayan Eski-molarda kalp-damar hastalığının görülmediği belirlenmiştir. Eski-molar temel besin kaynaklarından olan balığın yerine et yemeye ve şeker tüketmeye başladıklarında bu olumlu ayrıcalıklarını yitirmişlerdir. Bu bulgular üzerine balık-sağlık etkileşimi araştırma konusu olmuştur.
DOYMAMIŞ YAĞ İÇERİR
Balığın diğer hayvan etlerine göre ayrıcalığı yağının özelliğidir. Büyük baş ve kümes hayvanlarının yağı çoğunlukla doymuş yağlardan oluşurken balığın yağı doymamıştır. Zeytin ve diğer yağlı tohumların yağları da doymamıştır. Ancak balığın yağındaki doymamış yağ, bitkilerdekinden farklıdır.
Balığın yağında bitki yağlarında bulunmayan ve Omega-3 denilen bir yağ türü bulunmaktadır. Esasında Omega-3 yağ türü yeşil yapraklı bitikler, özellikle semizotu, kolza tohumu yağı ve ceviz yağında da bulunmaktadır. Ancak bu kaynaklarda bulunan yağ türü öncü niteliktedir. Bundan bedenin kullandığı kısa adı EPA ve DHA denilen türler sentezlenir. Bazı durumlarda sentez hızı yeterli olmayabilir. Balık yağında bunlar hazır durumdadır. EPA ve DHA beyin gelişimi, görme işlevinin oluşumu, kan pıhtılaşmasının önlenmesi ve iltihabi hastalıkların iyileşmesinde yardımcıdır. Ayrıca kalp hastalığı için risk faktörü olan trigliserit düşürücü etki gc sterir. Bu nedenle sağlıklı beslenme önerilerinde haftada iki kez be ıik yenmesi, bu sağlanamadığında balık yağı alımı yer almaktadır. Ayrıca her balık yeterince EPA, DHA içermez. Yine son yıllarda deniz, göl ve nehirler kirlenmektedir. Kirli sulardan elde edilen balık, ağır metaller gibi zararlı maddeler içerebilir. Özellikle gebelik döneminde bu tür balık yemek yarardan çok zarar verebilir.
Balık yağında bulunan EPA, süte eklenebilir. Bu tür süt hamile ve küçük çocuklar için uygundur. İyi saflaştırılmamış balık yağı A vitamini de içerdiğinden gebeler için uygun değildir.
Okyanuslardaki büyük balıkların yağlarından elde edilen ve iyi saflaştırıldığı belirli kuruluşlar tarafından onaylanan balık yağı kapsülü uygundur.
Bedende iltihaplanma nedeniyle oluşan kalp-damar hastalıkları, iltihabi romatizma, iltihaplı bağırsak ve böbrek hastalıkları gibi sorunları olanların günde 1-3 gram balık yağı almaları yararlı olur. Kan sulandırıcı ilaç alanlar balık yağı almadan önce doktorlarına danışmalıdırlar.