SON TV

Körfez’de İhvan korkusu yaşanıyor!

Arap devrimleri/isyanları daha emekleme aşamasındayken, hem Batı’da hem de Doğu’da çok büyük ses getirmişti.

Tunus, Mısır ve Libya’da diktatörlerin yıkılışı hayret ve şaşkınlıkla izlenirken, halkların sandıklara gitme arzusu biraz olsun Batı’nın yüreğine su serpti.

Tunus, Mısır, Libya ve Fas’ta sandıktan Müslüman Kardeşler Hareketi (İhvan-ı Müslimin) partilerinin çıkması Batı ve Arap Körfez Emirlikleri’nin moralini bozdu.

Müslüman Kardeşler; 80 yıllık siyasi, sosyal, ahlaki ve kültürel altyapısı ile disiplinli ve sabırlı bir mücadele geleneği olan harekettir.

Bu siyasi yapı, 100 yıllık bölgenin düzenini tıpkı 1980 İran devriminin oluşturduğu kâbus algısı gibi Batı ile olan insicamını da alt üst edecekti.

Arap devrimlerinin yaşandığı ülkelerde sandıktan İhvan partilerinin çıkması ile birlikte küresel manada bölgede enerji ve siyasi çıkarları olan Batılı ülke şirketleri ve körfez kralları bir konuda anlaştılar.

Müslüman Kardeşler yönetimlerini; ekonomik, siyasi ve toplumsal baskılarla ekarte edip, onun dışına itmek ve İhvan rüzgârının önünün evvela Suriye’de kesilmesi fikrinde birleştiler.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt; Suriye’de hem muhalefet hem de direniş grupları üzerinden giriştiği diplomatik, ekonomik ve istihbarat operasyonlarıyla, Suriye muhalefetini sabote ederek, çalışamaz duruma getirmeyi başardı.

Mısır’da ise Mübarek bürokrasisi, askeri, polisi ve laik/liberal/sol gibi bütün yapıları tek çatı altında birleştirip, Batı dünyası ile birlikte sandık demokrasisi kutsallığını tekmeleyerek, azınlıkların diktatörlerle sentezi denemesine giriştiler.

Bugün Mısır’da yaşanan ve denenmeye çalışılan tek gerçek, Müslüman Kardeşler’in Arap coğrafyasında yeni bir model ve umut olabilme ihtimalinin önünü kesmektir.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’in, Mısır’da darbe sonrası kurulan hükümete 15 milyon dolar yardım vaadinde bulunması ve Suriye direnişinin önündeki en büyük engelleri oluşturması; Müslüman Kardeşler’in bölge siyasetinden diskalifiye edilmesi ile Türkiye-Katar işbirliğinin de önünün kesilmesi olarak algılanmalıdır.

Arap diktatörleri, Körfez krallıkları bir yıldır bölgede Arap devrimlerinin önünün alınması fikrini artık icraata geçirmiştir.

Mısır bunun test laboratuvar sahasıdır.

Mısır’da İhvan saf dışı edilerek, diğer ülkelere gözdağı verilecektir…

Baas diktatörü Beşşar Esed ve körfezin bütün krallıkları var gücüyle Mısır darbecilerine cansiparane destek vermektedir.

Bunun sonucunda Mısır ile Suriye direnişi Arap dünyasında ortak mağdur algısı oluşturdu.

Negatif bir İran algısı büyüyor. İran 1980’lere dönmeli…

İhvan sadece Mısır’daki darbecilerin değil, körfez diktatörlerinin de ayarını fena bozdu.

Açıkçası İhvan’ın direnişi taşları yerinden oynattı.

İhvan sessiz, sivil direnişiyle sadece Batı dünyasını değil, Türkiye’nin muhafazakar, oryantalist alt yapılı kalemlerini de ters köşeye yatırmaya devam ediyor.

Mısır’da darbeci orduya ses çıkarmayanların tek ortak korkusu özetle, “Müslüman Kardeşler’in Arap-İslam dünyasına rol model olabilir” endişesidir!