SON TV

Üniversite gençliği iktidarı başarısız buluyormuş!

Gezi eylemlerinden sonra, bu olay üzerinden fikir üretmek moda oldu. Daha düne kadar Türkiye’de genç bir kitlenin varlığından habersiz bir sürü insan, gençleri daha yeni fark etti.
Evet… Türkiye’de 18-25 yaş arası 15milyon civarında genç var ve bu kitle azımsanamayacak bir potansiyel… Bu potansiyel, bütün siyasetçilerin iştahını kabartıyor.
Gelecek seçimlerde, bu genç kitleyi kapan, kazanır.
Objektive Research Center (ORC)’nin 10-18 Temmuz tarihleri arasında yaptığı anket, “üniversite gençliği”nin poitik tavrını yansıttığı iddiası taşıyor.
25 ilde 30 üniversitede 3.600 öğrenci ile yüz yüze yapılan ankette, hükûmetin başarısız olduğuna inanan öğrenci oranı yüzde 55.6; başarılı olduğuna inanan öğrenci oranı ise yüzde 20.9 imiş. Yüzde 23.5 bir öğrenci kitlesi ise hükûmeti ne başarılı, ne de başarısız buluyormuş.
Hükumetin başarısız olduğu yerler yok mu?
Çoook!…
Çok da, bu gençler hükumetin başarılı veya başarısız olduğu konusunda hüküm verecek hafızaya ve bilgi birikiminden mahrum olduğu da bir gerçek. O yüzden bunların verdiği hükümleri ciddiye almak, gayr-ı ciddiliktir.
Bu gençler, daha düne kadar bilgisayar ve cep telefonu almanın bir lüks olduğunu
bilmezler.
Bu gençler, daha düne kadar TRT Yönetim Kurulu’nda, YÖK’te birer askerî üyenin bulunduğunu bilmezler.
Bu gençler, daha düne kadar Millî Güvenlik Kurulu’nun, seçilmişlerden üstün olduğunu bilmezler.
Bu gençler, daha düne kadar normal vatandaşın, uçağı ancak gökyüzünde gördüğünü, hayatında hiç uçağa binmemiş milyonların olduğunu bilmez.
Bu gençeler, daha düne kadar devletin kendisiyle ilgili yaptıklarının uluslar arası sır gibi saklandığını, şimdi ise “Bilgi Edinme Kanunu” ile bu gilgilere ulaşılabildiğini bilmezler.
Bu gençler, daha düne kadar iki şeritli yolların ölüm kustuğunu bilmezler.
Bu gençler, daha düne kadar oligarşinin yıkılmaz kalesi ve amansız müdafii yüksek yargının ne olduğunu bilmezler.
Bu gençler, bırakın 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı, 27 Nisan e-muhtırasını bile bilmezler.
Bu gençler, 10 yıl öncesine kadar insana hayatı zehir eden ekonomiden habersizdirler.
Bu gençler, 10 yıl öncesine kadar, 312 generalin, topluca dava açarak kapattırdığı gazetenin olduğunu bilmezler.
Bu gençler, kızların “ikna odaları”nda, kendilerine yabancılaştırıldıklarını bilmezler.
Popüler üç-beş roman müsveddesinden başka roman okumayan; şâir olarak sadece Yılmaz Erdoğan’ı bilen; hayatlarına zerrece anlam katma endişesi olmayan bu gençler, insanî derinlikten uzak, gününü gün etmekten başka hiçbir derdi olmayan bir gençliktir.
Üniversiteyi sadece diploma alınan bir yer olarak gören bu gençlerin akademya ile ilişkisi sadece “not”tur. Okutulan kitap veya makaleden soru sorulmadığı zaman “Hocam boşuna mı okuduk onları?” diyen; not yoksa, kendisi de olmayan; “homo-fotokopius, homo-testus, homo-connecticus” gibi bütün kolaylıklarını yolunu çok iyi bilen ama ömründe tek bir ciddi kitaba para vermeyen; düşüncesini ve cümlelerini “test tekniği” dışında geliştirmeyen ve sadece “geyik iletişimi” yapan hu gençliğin, değil iktidarı başarısız bulması; iktidarla ilgili tek bir cümle söylemeye bile bilgisi yetmez.
Üniversiteyi kantinden ibaret olarak gören, dersliklere, laboratuarlara ve kütüphanelere hiç yolu düşmeyen bu gençlik, her hangi bir ilkeye dayanmayan “otorite karşıtlığı”ndan başka bir özü olmayan gençliktir.
GENAR’ın geçen hafta yaptığı bir ankete göre, hayatını anlamlandıramayan bu gençliğin yüzde 32’sinin “hayatlarının anlamı” konusunda hiç bir fikirleri yokmuş. Diğerlerinin de “hayatın anlamı”na yükledikleri, genel-geçer şeyler…
Demirelleşerek “Yurtlar yapıldı!… Krediler burslar arttırıldı!… Harçlar kaldırıldı!…” gibi cümleler kurmak istemiyorum ama bu gençler, yurt, burs ve harçlar konusunda kaydedilen gelişmelerin değerini bilemeyecek kadar konulara uzak bir gençliktir.
ORC’nin anketine göre, işte bu gençliğin favorisi Kılıçdaroğlu imiş.
Böyle başa böyle tarak durumları yani…
***
Hükûmetin başarısızlığı için “Çoook…” demiştim yukarıda.
İşte başarısızlıklarından biri budur… Hükûmet, bu gençlerin hayatına anlam katacak projeler geliştirmemiştir. Hükûmet, bu gençler için büyülü bir ortam; rüya görecek bir ortam yaratamamıştır. 20. Yüzyılın eskimiş değerlerinin sızıntıları ile beslenebilen bu gençliğe, 21. yüzyıl hikâyesi yaşatılamamıştır. Bunu eleştiririz.