SON TV

İstanbul’a dev proje

Geçenlerde iftar daveti için gittiğim Bahçelievler’de (adı böyle ama her tarafı apartman dolu, bahçeli ev kalmamış maalesef ) binaların arasına sıkışmış küçük bir parka rastladım. Teravih çıkışı tıklım tıklım dolu olduğunu gördüm. Fatih’te de ufak parkların hepsi bu şekilde kalabalıktı. Sahildeki ağaçların altı da aynı şekilde dolu idi.
Çocukluğumun geçtiği İskenderun’da en sevdiğim mekânların başında iki ufacık park gelirdi. Orada fırsat buldukça ağaçların altında oturur, su içer serinlerdim. Şehrin sıcaktan ve rutubetten bunalan havasına buralar meydan okurlardı. Daha sonraki yıllarda CHP’li belediye parklardan birini yıkıp oraya kendilerine lojman için çirkin bir apartman dikti. Her yanından geçişimde içim sızlar, üzülürüm. Üstelik aradan geçen 40 yıla rağmen yeni parklar da yapılmadı.
ABD ve Avrupa’yı gezenler bilirler, orada ağaçların ve yeşilin hakim olduğu geniş parklar şehir merkezlerinde muhakkak bulunur. Bazı şehirlerde şehri ikiye ayıran akarsuyun etrafı yine park alanı yapılmıştır. Nehir yoksa bakarsınız suni bir göl şehrin merkezine yerleştirilmiş, çevre yine ağaçlarla donatılmıştır. Hatta bazılarında ormanlar vardı. En son gittiğimiz Çin’de de benzer uygulamayı gördüm.
Gerçekten buralarda ağaçlar sanki şehirlerin taş ve kasvetli havasını yumuşatıyor, az da olsa doğallaştırıyordu. Tabi ağaç derken yol kenarındakilerden bahsetmiyorum. İnsanların dinleneceği, hava alacağı ağaçlık büyük küçük parklardan söz ediyorum. Ayrıca bu parkların içinde; oturacak kanepeler, yürüyüş ve koşu parkurları, egzersiz aletleri, çay kahve içeceğiniz kafeler, çocuklar için oyun alanları, minyatür top sahaları gibi herkesin yararlanacağı bölümler mevcuttu. Ancak tek eksik gürültüydü. Öyle kulak tırmalayıcı müzik ve başka rahatsızlık verici ses yoktu. Yaprak hışırtıları kuş sesine karışıyordu buralarda.
Kısacası şehir parkları sakinleri için vazgeçilmez öneme sahiptir. İşte bazı faydaları:
* Ağaçlar ve yeşilin rahatlatıcı, stres giderici, sinirliliği ve gerginliği azaltıcı etkisi vardır. Ayrıca enerji verici, uykusuzluğu giderici, hoşgörü ve anlayışlı olmayı teşvik edici tesirleri mevcuttur.
* Çocuklara ve gençlere olduğu kadar yetişkinlere de hareket ve spor imkânı verir. Böylelikle obezite başta olmak üzere pek çok hastalıktan koruduğu gibi faydalı meşguliyetle zaman geçirmeyi sağlar.
* Gezi Parkı gençliğini önlemenin hakiki yolu da bu tür parkların çoğalmasıdır.
* Zihnen dinlendirir, ailecek veya dost ve arkadaşlarla hoş vakit geçirilir.
* Parklar yerleşim alanları olmadıklarından trafik keşmekeşine ve gürültü kirliliğine karşı da fayda verirler.
* Çeşitli kuşlar ve başka canlılarla renklilik ve doğallık sağlarlar.
* Sonra yeşil gözleri ve kulakları da dinlendirir.
* Ayrıca olası (Rabbim korusun) bir depremde insanların sığınacağı mekânlardır parklar.
Bunları niçin mi yazdım? Gazetelerde Merter’e 1 milyon büyüklüğünde yeşil alan yapılacağı haberi üzerine. Oradaki TOKİ projesi iptal edilmiş, parka katılacakmış.
Gerçekten çok sevindirici haber. Her boş alanı rant gözüyle görenlere, İstanbul’umuzu çirkin gökdelenlerle dolduranlara, hatta tarihi camilerin siluetlerini bozanlara verilmiş soylu cevap bu karar.
Aslında bu kararda manevi rant var. Gelecek nesillerin sağlıklı ve mutlu oluşlarından büyük rant olur mu?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş beyefendiyi kutluyorum. Hele seçimlere yetişirse halkımızın sandıkta bunu muhakkak değerlendirecektir.
Adana’yı gezdiren bir dostum baraj çevresindeki yeşil alanları göstererek “İşte Aytaç Durak’a defalarca seçim kazandıran proje” demişti.
Haydi diğer belediyeler insana yatırım yapmaya…

YAZARIN SON YAZILARI
Yaşlılıkta cinsellik - 17 Şubat 2017
Anne ile sohbet - 10 Mayıs 2016
Yürüyüş - 2 Ocak 2016
İyilik terapisi - 6 Ekim 2015