SON TV

Araplar ve Müslümanlar

Araplar ve Müslümanlar beni hep düşündürür. Arap ve Müslüman olup da çağdaş dünyada yer tutmuş bir tek devlet yok. Hemen hepsi Türk’öne’nin deyişiyle “halksız devlet” tir (Zaman, 18. 08. 13). İngilizlerle işbirliği yapan Mekke Şerifi Hüseyin’in önayak olduğu ve arkadan vurduğu isyanlar sonucunda böl-yönet amaçlı küçük yapay devletlerdir bunlar.
Arap ve Acem Müslüman aleminin geçmişi oldukça parlaktır. Tarihte “İslam Medeniyeti” diye bir medeniyet var. Avrupa’yı etkilemiştir. Birkaç yüzyıl süren bu medeniyetin mirasçıları tam anlamıyla ters yöne gidiyorlar, anlamak mümkün değildir.
Türk halkı Arapları sevmez. Beylik söz, “Araplar 1. Dünya Savaşı’nda bizi arkadan vurdu” dur. O savaşta on binlerce ölü veren Osmanlı Türk halkı, Arapların o dönemdeki tavırlarına katlanamıyor. Zira o halk yıllarca, Müslüman oldukları için onları, “Kavm-i Necip” sözüyle tanımlamış ve onurlandırmıştır. Hac vesilesiyle Arabistan’a gidenlerden de olumlu bir söz işitilmez ve arkasından, “Gerçek Müslüman biziz” derler.
Arap ve Müslüman ülkelerin hiçbiri demokrasiyle yönetilmiyor. Hepsinin başında ya darbeyle gelmiş ya da ailesel diktatörler var. Bu çağda bu durum saygınlık kazandırmaz. Bundan geçtik, tamamına yakını sömürge konumundadır. Başta ABD bu ülkelerin petrollerini peşkeş çekmektedir. İstediği zaman birbiriyle dövüştürmektedir. Diktatörün ayakta kalması ve mutluluğu yeter görülmektedir.
Suudi Arabistan’ın 2012 yılı petrol geliri 931 milyon dolar. Bu para demokratik bir ülkede olsa o ülkede neler olmaz. Aynı şey Türkiye’miz için de geçerli. Buralarda ailenin paydaşları çoğalıyor ve düşen gelir azalıyor. Halka ise zaten pay düşmüyor. Şu para eğitime, özgürlüğe, bilime, teknolojiye ve laik düşünceye ayrılsa, Arabistan ve diğer ülke halkları göklere çıkar.
Mısır’ın hali ortada. Bu gidişle binlerce insan ölecek. Bir yıllık demokrasi hemen tökezledi ve ülke kan gölüne döndü. Gidişat çok vahim. Başbakan Erdoğan ilkesel olarak darbelere karşıyım diyerek doğru tavır koydu ama, dünyada yalnız kaldı. Müslüman Arap ülkeleri de darbecileri destekliyorlar. Zira, Mısır’daki demokratik gelişme onlara da yansırsa halleri duman olur diye korkuyor olmalılar. Demek ki dış politikada ilkeler yetmiyor.
Türkiye Müslüman ülke. Dinlerimiz Araplarla aynı. Ama biz, 1923 Cumhuriyet Devrimi ile M. Kemal’in öncülüğünde Arapların yaşadığı zorlukları aştık. Bazı deneylerden sonra 1945te başlayan demokrasimiz kör-topal ilerliyor ve gelişiyor. Çok sayıda darbe yaşadık; çok acılar çekildi, ordu ve seçkinci bir grup insanin yaptığı darbelerde çok insan kıyıldı bunu biliyoruz. Ne var ki, son on yılda demokrasimiz epeyce yol almıştır. Arap ülkeleri bizdeki ve dünyadaki gelişmeleri görmüyorlar mı? Elbette görüyorlar. Ancak faşist yönetimlerde görmek yetmiyor. Zaten az sayıda insan görebiliyor. Eğitim düzeyleri düşük. Sadece dini kuralları bilen bir halk ne yapabilir? Türkiye dahil Müslüman ülkelerin dünya bilimindeki yerleri yüzde bir bile değildir. Eğitimsiz, bilimsiz ve teknolojisiz bu çağda bir yere gidilemeyeceği açıktır.Varılacak yer bu ülkeler için bellidir: Karanlık. İnsani gelişme olmayacaktır. İnsani gelişmişlik doğal kaynaktan önemlidir. Amberin Zaman’ın Taraf’ta yazdığı gibi (16. 08. 13), “Ortadoğu yakın gelecekte ne sulha ne de demokrasiye kavuşur” demek gerekir.
Bu sonuç; Müslüman ve komşularımız olmalarından ötürü en çok Türkiye’yi üzer.Müslümanlar kendi ülkelerinde M. Kemal değerinde önderler çıkarmalıdır. Sonra, Türkiye’yi ve Batı’yı örnek almalıdırlar. Bunun başka yolu yoktur. İki de bir Haçlı Seferleri’ni akla getirip Batı ve Hıristiyan düşmanlığı yapmanın alemi yoktur. Peygamberimiz “ilim Çin’de de olsa alınız” dediğine göre, bizler de Araplar da bilim ve demokrasi Batı’da ise almak zorundayız. Avrupa bizi anlamıyor demenin de bir anlamı yoktur. Halil İnalcık Hoca, “Batı halkı, hala Otoman ile modern demokratik Türkiye arasındaki kökten farkı göremiyor, çoğu kez görmek de istemiyor” diyor. Batı böyledir diye dövünecek halimiz olamaz. Bu, bizi ilgilendirmez, biz yolumuza devam etmeliyiz. Bu süreçte içimizde Araplar gibi olalım diyen küçük azınlık olabilir. Demokrasi diyorsak o da olacaktır.
Yakın zamanda Ortadoğu ülkelerine demokrasi gelecek gibi görülmüyor. Sömürgeden de kurtulacak gibi değiller. Bilimde, eğitimde, özgürlükte de yer tutmayacaklar. Öyleyse ne olacak? Bizim gibi eşitliği, insanlığı, bütün canlıları ve doğayı sevenleri üzmeye devam edecekler.
Bu ülkelerde aklı ve bilimi miras kabul eden, demokrasiye inanmış cesur yeni kuşaklara gerek vardır.

YAZARIN SON YAZILARI
AYM-ASKER YEMEĞİ - 4 Ocak 2014
Mehmet Akif Ersoy - 25 Aralık 2013
Fişleme ve MGK - 12 Aralık 2013
MGK Kararı - 2 Aralık 2013
Yeniden Dershane - 21 Kasım 2013
YÖK 32 Yaşında - 11 Kasım 2013
Cumhuriyet - 2 Kasım 2013
Yeni Diyarbakır - 22 Ekim 2013
İslam ve Terör - 4 Ekim 2013