SON TV

Haccı değil, Suudi Arabistan’ı boykot edelim!

Son günlerde görsel ve yazılı medya da Hacc’ın boykot edilmesi fikri tartışmaya açıldı.

Hacc zamanı yaklaştıkça bu tartışmanın daha fazla büyüyeceği görülüyor.

Tartışmada, Suudi Arabistan’ın, Mısır’daki darbeye verdiği açık destek dolayısıyla birkaç sene Hacca gidilmemesi önerisi yer alıyor.

Bu tartışmaya Prof. Dr. Hayrettin Karaman’da katıldı. Karaman Hoca, Hacca birkaç sene gidilmemesi gerektiğini ve mukaddes emanetin bunların elinden alınarak ehline verilmesi için dua ettiğini açıkladı.

Karaman, yaşadığımız dünyada İslam dünyasının var olduğuna inanmadığını, İslam dünyasının değil Müslümanların var olduğunu açıklarken, yıllardır konuşmaya, özeleştiride bulunmaya çekindiğimiz Ümmet olma sorununu bir kez daha tartışmaya açmış oldu.

Arap devrimleri, Ortadoğu’da 40 yıllık işleyen diktatör ve krallık rejimlerini yerle bir ederken, İslam dünyasının kendi içinde çok derin ayrışmalara, mezhepsel ve etnik çatışmalara doğru acımasızca sürüklendiğine şahit olmaktayız.

Irak, Afganistan, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Burma Arakan, Bosna, Suriye ve Mısır’da cereyan eden katliamlar karşısında İslam dünyasının yetersizliğini, varlık problemini sorgulamaya başlamış olmamız bir nebze de olsa iyi bir gelişmedir.

Mısır ve Suriye’de yaşanan katliamlar karşısında İİT ve Arap Birliği’nin aslında BM’den bir farkı olmadığına şahit oluyoruz.

Yıllardır Filistin sorunu ve İslam coğrafyalarında yaşanan işgaller, açlık, kuraklık ve iç savaşlar karşısında hiçbir yapıcı birliktelik içerisinde olamamanın bugün acısını dillendirmeye devam ediyoruz.

Suudi Arabistan’ın, Müslüman kardeşlerinin açıkça katledildiği bir ortamda mazlumlardan yana tavır alacağına zalim liderlerden yana gösterdiği tavrı eleştirmek için Haccı değil, Suud’un uygulamalarını boykot etmek daha doğrudur.

Hacc, İslam coğrafyalarında yaşayan Müslümanların kongre merkezidir. Allah’a yakarış, dua, şikayet, af dilenme, eleştiri ve tahammül mekanıdır.

Kâbe, Kral ailesinin tapulu mülkü değildir.

Kâbe, bütün ümmetin dertlerini, umutlarını, dualarını Allah (c.c) ile paylaştığı bir yerdir.

Haccı boykot etme düşüncesi halk arasında fazla itibar görmeyecektir. Burada önemli olan Hacca giden insanlarımızın Kâbe’de, Arafat’ta, Mina’da yüksek sesle “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk” nidaları ile İslam dünyasının zalimlerini telin ve şikâyet etmelerini dillendirmemiz daha iyi olur.

Haccı değil, zalimleri boykot fikrini dillendirerek, dualarımıza manevi ve fikri bir derinlik kazandırmalıyız.

Şimdi, yeryüzündeki Müslümanların tek vücut olarak bir araya geldiği tek mekan olan Haccı daha farklı bir şuurla gerçekleştirme zamanıdır.

Ümmetin yeniden tesis edilmesi fikrinin çimentosu harcı, siyasi ve din adamlarımızın olduğunu da unutmayalım.

Birlik ve beraberlik fikrini eleştiri ve tahammül kültürünü kendi aramızda oluşturmadıkça, Hacc’ın ve Suud’un tek başına boykot edilmesinin hiçbir faydası olmayacaktır. Aksi halde tutumumuz İsrail’in Filistin’i vurduğu her dönemde kola içmeme boykotu ile benzerlik teşkil edecektir.