SON TV

2023 Türkiye’si ve Dünyanın İlk 10 Ekonomisi

Geçen hafta TÜSİAD tarafından düzenlenen ve Prof. Robert Gordon ile Kemal Derviş’in de konuşmacı olduğu bir toplantıda, ülkelerin büyümesini yavaşlatan en önemli etkenlerin “nüfus, eğitim, eşitsizlik ve borç” olduğu ifade edildi. Vurgulanan diğer bir önemli nokta da “İnovasyonların” devam etmemesi durumunda büyümenin de olamayacağı tespiti idi. Yukarıdaki toplantıda belirtilen bu ifadeler bana hemen Sn. Başbakanımızın son aylarda sıklıkla tekrarladığı bir konuyu hatırlattı.

BaşbakanımızSn. Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Temmuz ayında Kastamonu Havalimanı’nın resmi açılışı için geldiği bu ilimizde ‘Ülkemiz,Cumhuriyetimizin100. Yılı olan 2023’de dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alacak’ dedi.

Türkiye son 11 yılda gerçekten altyapı, ekonomi, turizm, inşaat ve sanayi gibi alanlarda büyük atılımlar yaptı yapmasına ama şu anda Dünya Arenasında büyüklük olarak 17. sırada olan ekonomimiz 10 yılda 7 sıra birden atlayıp ilk 10 içine girebilir mi ?

Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletlerin verilerine dayanarak hazırladığım Tablo’da en büyük 20 Global ekonominin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası, İnsani Gelişmişlik İndeksi, Yolsuzluk indeksi ile ortalama eğitim yılı ve kadınların işgücüne katılım oranlarını görüyoruz.

Türkiye, 2010 verileri dikkate alındığında 735 milyar dolar GSYİH rakamı ile 17. Büyük ekonomi durumunda. Ülkelerin İnsani Gelişmişlik İndeksi değerlerine baktığımızdaise maalesef 90. sıradayız ve yalnızca Çin ile Hindistan’ın önündeyiz. İnsani kalite ve gelişmişlik açısından bu oran çok önemli.Gerçekçi bir karşılaştırma yapabilmek için, nüfusu bizden çok fazla olan ABD, Çin, Brezilya, Meksika ve Hindistan gibi ülkeleri değerlendirme dışında tutmamız gerekir. Sonuçta, Türkiye nüfusartışı yerine, kişi başına düşen üretimi, verimliliği ve milli geliri arttırarak sınıf atlamak istiyor.

2002 ve 2012 yıllarına ait Yolsuzluk İndeksi değerlerine bakarsak;durumumuz 10 yılda 11 basamak iyileşmiş vaziyette, fakat bu alanda da yalnızca Çin, Hindistan,Brezilya, Meksika, Rusya ve İtalya’dan iyiyiz.

Ortalama eğitim yılı rakamlarına baktığımızda; yalnızca devasa nüfusu nedeniyle bizden ekonomik güç olarak büyük olan Hindistan’nın önünde fakat diğer 15 ülkenin oldukça gerisindeyiz. Bir üniversite öğretim üyesi olarak eğitim kalitesini, neredeyse her yıl değişen ve yaz-boz tahtasına dönen Milli Eğitim sistemimizi ise burada tartışmak istemiyorum.

Kadınların işgücüne katılımında % 24 rakamı ile diğer tüm ülkelerin gerisindeyiz ve bu konuda bizim açımızdan diğer ülkelerle aramızda çok büyük bir açık söz konusu.

Dünyanın saygın araştırma ve danışmanlık firmalarından Thompson Reuters tarafından Eylül 2013’de hazırlanan “The Research & İnnovation Performance of the G20” raporu; G20 ülkelerinin araştırma, yenilikçilik ve inovasyonda sahip olduğu potansiyeli detaylı olarak incelemekte. Türkiye 2003 yılında 100 adet olan icat sayısını 2012 yılında 18 kat arttırarak 2200 adede çıkarmış durumda. Fakat bu icatlar genelde dünyanın geçen yüzyılda üzerine eğildiği; hafif silah, soğutucu, tekstil, motorlu taşıt aktarma organları ve mekanik aksamlar gibi alanlarda yoğunlaşıyor. En çok teknolojik icat yapan şirketimiz 122 adetle Oyak-Renault A.Ş.. Daha sonra Vestel, BSH Ev Aletleri, Ford, Turkcell, Arçelik, Turaş Gaz Aletleri ve Durmazlar Makina gibi şirketlerimiz geliyor.

Dünyadan örnek vermek gerekirse 2012 yılında, Çin’in Huawei firmasının 2350, Japon Matsushita’nın 6300, Toyota’nın 4800, Koreli LG’nin 6000, Samsung’un ise 3700 icadı bulunuyor.
Dünyanın gelişmiş zihniyeti bu işlerle uğraşırken bizlerde “İlahiyat Fakültelerinin yeni adı ne olmalı ?” ve “Felsefe dersi okutulmalı mı okutulmamalı mı ?” gibi konularla vakit yitiriyoruz.

Eğer 2023’de ilk 10’a gireceksek, şu an ilk 10 içinde olan Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Kanada gibi ülkelerden birinin yerini almamız gerekiyor.

Bu gerçekler ışığında 2023 yılında ilk 10 Global Ekonomi içerisinde olmak çok zor görünüyor.