Alain Badiou böyle buyurdu
Fransız düşünür Alain Badiou, G. Deleuze ile taptıkları tartışma ile meşhurdur. Üstad sıkı bir Marxist’tir. Geçen gün Bakırköy Belediyesi’nin düzenlediği “Küreselleşme ve Yeni Sol” toplantısında konuştu. Konuşmasıyla, Türk soluna iyi bir gaz verdi üstad.
Gezi eylemlerinin yeni Türkiye’nin habercisi olduğunu söyleyen Badiou, “Dünyada halk devletten korkar, siz devleti korkuttunuz.” diyerek Türk soluna öyle bi gaz verdi ki, bununla 4-5 sene idare ederler.
Söylediği doğrular yok mu?
Üstadın Gezi eylemleriyle ilgili olarak yaptığı doğru tespitler yok değil. Mesela üstad, “Siyasî partiler işin içinde olsaydı direniş bu yüzden başarısız olurdu” tespiti nisbeten doğru. Niye tamamen değil de nisbeten doğru? Eylemlerde partizan CHP ve MHP’liler yoktu ama a-tipik CHP’liler, BDP’liler, TKP’liler ve İşçi Partililer başta olmak üzere bir sürü küsurat sol parti vardı. Üstad bunları siyasî parti olarak kabul etmiyor mu? Yani bunları ciddiye almıyor mu?
Badiou, silah olmadan da direnişin olabileceğini söylüyor. El hak doğru!… Eylemlerde birbirinden farklı pek çok grubun bir araya geldiğini de söylüyor ki bu da biraz doğru. Gezide sadece sol fraksiyonlar ve a-tipik CHP’liler vardı. Mosturalık İhsanîleri ciddiye almıyorum. Onlar artık her hıyar gösterene tuzla koşan bi grup oldular.
Hatası nerde?
Üstadın yanıldığı temel nokta başta iktibas ettiğimiz cümlesi. Yani “direnişçilerin devleti korkutması”. Benzer yorum yanlışlığını Noam Chomsky de yapmış; eylemleri doğru okuyamamıştı.
Gezi eylemlerine karşı yapılan muhalefet, “toplumsal sessiz direniş”tir. Kısa zaman bellekli, (Çünkü bu gençlerin hafızalarında 1990 öncesi yok denecek kadar az.) haz ve eğlence kültürünün şekillendirdiği Gezi eylemleri, sadece genç kitlede nisbî bir kabul görmüş, geri kalan esas kütle tarafından yadırganmıştır. Bu halk, 1970’lerin sokak eylemlerinden kalan bir tedirginlikle, hâlâ bu tür eylemlere karşıdır. Medyanın verdiği maksatlı kesitlerden hareket eden Badiou, asıl kütle hakkında bilgi sahibi olmadığı için, medyanın sınırladığı alanı görüyor ve tabii ki hükmünü de buna göre veriyor. Ayrıca “devleti korkutmak” fantazisi, Marxizm’in, Marxist olmayan toplumlarda bol miktarda kullandığı eylem soslarından biridir. Çünkü “devleti korkutmak”, sokağa büyük bir moral güç verir ve bu da Marxizm’in beslendiği kaynaklardan biridir.
Gezi eylemlerine katılan gençlerin, ideolojik yönlendirmeler dışındaki tavırları apolitiktir. A-tipik CHP’liler ve İP’lilere sıcak bakmayan bu gençler, birbirinden bağımsız gelişen “muhalif tavırlar”ını sadece “güce karşı güç” motivasyonu ile gösterdiler. Polis yoksa, gençlerin gücü de yoktu. Tam bir ergenlik çağı psikolojisi yani.
İki sözle dağıtılan Gezi zihniyeti
Toplum, genel olarak bu ergenlik çağı psikolojisini anlayışla karşıladı. Tepkisini Menderes ve Özal göndermeleriyle “Astınız, zehirlediniz, yedirmeyiz” diyerek Başbakan’a verilen destekle gösteren toplumun akl-ı selimle, gençlerin zaman zaman sabır sınırlarını zorlayan tavırlarını tolere etti. Bunun yanında Başbakan Kuzey Afrika ziyaretinden döndüğünde İstanbul ve Ankara’da düzenlenen mitinglerde atılan “Dik dur eğilme, milletimiz seninle” sloganı, sadece iktidar partisinin tabanının sesini değil, kâhir ekseriyetin duygusunu anlatıyordu. Tespit edip bir bilimsel kongrede sunduğum 400 civarında gezi aforizmasının toplumsal gücü, bu iki sözle kırıldı. İki cümlelik bir canı olan eylemi “devleti korkuttunuz” diyerek alkışlamak, üstada yakışmadı.
Demem o ki, Alain Badiou üstadımızın tespitleri at gözlüğü ile gördüklerinden ibarettir. 3-5 Türk solcusuyla 1-2 saat sohbet edin, sizi bütün dünyanın onlarla aynı görüşte olduğuna ikna ederler. Badiou üstadımız da aynı ketenpeleye gelmiş; tıpkı Noam Chomsky gibi.
Mevlana Celaleddin-i Rûmî’nin Mesnevi’sindeki bir kıssada olduğu gibi “demek Fransa ve Amerika’dan bakılınca öyle görünüyor.” demek kalıyor bizlere.
***
Kurban bayramınız mübarek olsun. Bu sene de Kurban Bayramı’na denk gelen (!) hac mevsiminde, mübarek topraklarda hac vazifelerini eda eden hacılarımızın da Allah ibadetlerini ve dualarını kabul eylesin; sevenlerine sağ salim kavuşmalarını nasip etsin.