SON TV

Sıra Davinci Köprüsü’nde mi?

Marmaray’ın hayata geçmesiyle Osmanlı dönemine ait bir proje de yıllar sonra hedefine ulaşmış oldu.

Sıra Davinci Köprüsü’nde mi?

Yitik Hazine Yayınları tarafından 2012’de yayımlanan ‘Osmanlı’nın Çılgın Projeleri’ adlı kitabıyla bu konularda uzman kabul edilen Turan Şahin ile konuştuk. Ve öğrendik ki kitabın ikinci cildinde duyulmamış nice ‘çılgın’ projeler var!

Akşam’ın haberine göre; 1860’lı yıllarda Sultan Abdülmecit tarafından dile getirilen, daha sonra Padişah Abdülhamit Han zamanında tasarlanan bir projenin ışığında hayata geçen Marmaray, 29 Ekim’de törenle açıldı… 2004 ila 2013 arasında süren çalışmaların ardından Asya ve Avrupa demiryolu aracılığıyla da birbirine bağlanmış oldu.

Marmaray dışında, başka hangi projelerde Osmanlı mirasından yararlanılıyor merak ettik ve konuyu bir bilene; araştırmacı-yazar Turan Şahin’e sorduk…

Tarihi projelerin bu şekilde değerlendirmesine ne diyorsunuz?

“Tarih aynı zamanda ‘gelecekte ne olmuş’ sorusuna yanıt da aramalıdır’’ der Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü. Bugün hayatımızı kolaylaştıran onlarca projenin menşeidir Sultan II. Abdülhamit dönemi. Metro, tüp geçit, boğaz köprüleri, füniküler hatları ve dahası.

Kitabınızda Leonardo Da Vinci’nin çizdiği Haliç Köprüsü projesi de var. Anlatabilir misiniz biraz? II. Bayezid neden beğenmemişti o çizimleri?

Şu an Topkapı Sarayı Arşivleri’nde bulunan Leonardo Da Vinci’nin Sultan II. Bayezid’e gönderdiği Haliç Köprüsü projesi, ‘Linardo Adlı Kâfirin Gönderdiği Mektup Suretüdür’ şeklinde çevrilmiş ve Sultan’a sunulmuş. ‘Linardo Adlı Kâfirin’ o tarihlerde kim olduğunu muhtemelen bilmiyorlar. Projesi ise; Haliç üzerinden Pera’ya 240 metre, tek kemerle uzanacak bir köprü. Dönemi için çok iddialı bir teklif; tek kemerle 240 metreyi aşmak. Bu teklif o dönemde sadece Osmanlı’da değil dünyanın hiçbir noktasında ciddiye alınmaz. Tarafların tepkilerini bilemiyoruz; bu konuya dair yazılı herhangi bir metne rastlamadım.

Marmaray’ın devreye girmesiyle, bu köprü ve daha birçok eski proje de dikkat çekebilir. Gerçekleşmeyen ama yapılması beklenen projeler var mı?

Leonardo Da Vinci’nin Haliç Köprüsü, sanırım ihale aşamasında ve birebir benzeri inşa edilecek. Henüz inşa edilmemiş projeler arasında; İstanbul’a yeni cazibe merkezleri kazandırmayı amaçlayan Gavand’ın Yenişehir Projesi, Sarkis Balyan’ın Haliç-Karadeniz Projesi ve Adalar arasında bağlantıyı ön gören köprü projesi, Bouvard’ın meydan tasarıları, Tahtaciyan’ın Galata Kulesi, Yıldız Gezi Parkı, Üsküdar-Altunizade füniküler Projesi ve dahası anılabilir…

Aslına ne kadar uygun şekilde inşa edilmektedir bunlar?
Gerçekleşen projelerden bazılarını ancak sayabilirim, hepsi uzun olur. Don-Volga Kanalı’ndan başlayabiliriz. Karadeniz-Tuna Kanalı, Sultan II. Abdülhamit’in Lut Gölü Projesi, Amerika’daki Özgürlük Heykeli, İstanbul’da Kanal, Boğaz Köprüsü, Metro, Tüp Geçit, Füniküler, Teleferik, Haliç Köprüleri, Miniatürk…

Hâliyle her devir kendi mimari üslubunu dayattığı için bugün gerçekleştirilen projelerle dünün benzeşen tek yanı; inşa edildikleri noktalar denilebilir. Tüp geçit, metro, füniküler, teleferik, boğaz köprüleri aynı istikamette.

Osmanlı mirasını ne kadar kullanabiliyoruz?
Yitik belleğin bugüne kazandırılması çalışmaları muhakkak ki bugünün yöneticilerine zaman kazandıracak. Fikri altyapısı tamamlanmış daha yaşanabilir olması adına şehrin dayattığı onlarca proje var. Tüp geçit gibi, Boğaz Köprüsü gibi projeler bize coğrafyanın dayattığı çözümlerdir. Bugün İstanbul’u yönetenlerle dünün yöneticilerinin projeleri bu nedenle örtüşmektedir. İster istemez her projenin menşei Osmanlı olacaktır. İstanbul’a yapılması planlanan 30 katlı iki bina projesi, ortasında Osmanlı armasıyla birleşen ‘İkiz Kuleler’ gibi ‘Osmanlı’nın Çılgın Projeleri’nin ikinci cildinde duyulmamış onlarca projeye yer veriyorum…

“Yapılsa iyi olur” dediğiniz projeler var mı?
Üçüncü köprü daha klasik özellikler taşıyan ve daha bize dair çizgileri olan Hamidiye Köprüsü olabilirdi. Bouvard’ın tasarıları, D’aranco’nun tasarıları, Corenti’nin tasarıları İstanbul’u daha keyifli yapar.

KANAL İSTANBUL’LA ÖRTÜŞÜYOR

Kanal İstanbul projesiyle Osmanlı planları ne kadar örtüşüyor peki?

Haliç’in Alibeyköy Deresi üzerinden Karadeniz’le birleştirilmesi, haliyle dev bir ada meydana getirecekti. Bu yönüyle örtüşüyor. Ayrıca yeni cazibe merkezleri oluşturulması fikri de aynı. Fakat kanalın ön görüldüğü istikametler farklı.

Hayata geçirilen Münif Paşa’nın Büyük Osmanlı Parkı Projesi Miniatürk’ten biraz farklıydı diyorsunuz kitabınızda…
Münif Paşa’nın Miniatürk’ü üç bin metre kare genişliğinde olacaktı. Park o günkü Osmanlı sınırları esas olarak inşa edilecekti. Eserlerin minyatürleri haritada doğru yerlerde olacak, yeryüzü şekilleri; dağlar, göller, ırmaklar vesaire ayrıca haritaya dahil edilecekti. Osmanlı coğrafyasının büyüklüğü ve o coğrafya üzerinde yer alan tarihi zenginlik gösterilecekti. Bugün var olan Miniatürk’te eserler coğrafyadan kopuk ve rastgele serpiştirilmiş.

Zaferlere ait heykel projelerinden bahsediyorsunuz. Neler vardı?

Sultan Abdülhamid döneminde, emriyle 1552 adet milli tesis inşa edilmişti. Bu tesislere nelerin dâhil edildiğini de bilmiyoruz ama büyük ihtimalle bu anıtlar yer alacaktı. Zafer anıtları Osmanlı topraklarında benzeri görülen yapı türlerinden değildir. Belki padişahların mütevazı duruşları gereği inşa edilmemişlerdir. Ama heykel son dönem Osmanlı yönetici tipinin çok da yadırgadığı bir unsur değil. Mısır’ı yöneten Hıdiv Ailesi’ne bugün Amerika’da bulunan Özgürlük Heykeli’nin sanatçısı tarafından aynı tasarıyı sunmuştur. Fakat sunulan ve şu an Bertholdi’nin müze olan evinde sergilenen prototip beğenilmemiştir.

Osmanlı zamanında yapılmak istenen deniz suyundan içme suyu elde etme projesi gerçekleşir mi sizce?

O tarihlerde özellikle Hicaz Bölgesi’nde var olan tesislerde deniz suyu kullanılabilir duruma getiriliyordu. Bu projeyi ilginç kılan elektrikle su içindeki tuzun nötralize edilmesi fikriydi. Bu denenmemiş bir yöntemdi. Fikir tecrübe edilmemiş olması nedeniyle reddedilmişti. Belli mi olur?