SON TV

Bal her derde deva mıdır?

Eğer zayıfsanız, sürekli hastalığınız varsa, komşularınız ya da büyükleriniz size bal yemenizi öğütler.

Hatta, balla tereyağı karıştırılarak elden geldiğince hastaya yutturulmaya çalışılır. Balın, halk nazarındaki değerini aşağıdaki olgu oldukça iyi ifade ediyor. Hatice hanımın eşi, Ali Bey’in, arkadaşının hanımı da şeker hastasıymış ve her gün bir parça bal yiyerek iyileşmiş. Ali Bey eşine de bal alarak yemesini istemiş. Ne var ki, Hatice hanım balı yediğinde daha kötü olmuş.

Bu olgu bize balın her yerde deva gibi kabul edildiğini, halbuki gerçekte yerine göre zararlı olduğunu çok güzel açıklamıyor mu? Bal nedir? İçinde neler vardır? Özellikleri nelerdir? Kime yararlıdır?

Kime zararlıdır? Burada bu sorulara cevap verilmeye çalışılacaktır.

Bal, arıların, bitkilerin çiçeklerinin özsularını alarak kendi vücutlarındaki özel maddelerin yardımıyla işleyip peteklerin gömeçlerine depoladıkları bir besindir. Petekler, kovan içinde doğal olarak arılar tarafından yapıldığı gibi, önceden hazırlanarak kovanlara yerleştirilebilir. Arılar bu petekleri balla doldururlar.

Arılarca yapılan peteklerdeki bala “doğal petekli bal”, diğerine “fenni kovan balı” denir. Fenni kovanlarda daha çok bal elde edilebilir, başkaca önemli bir farklılığı yoktur. Bal petek gözlerinden dışarı çıkarılırsa buna “süzme bal” denir.

Balın kalitesi; rengi, lezzeti, kokusu, kıvamıve dayanıklığı ile belirlenir.

Balın rengi bitkilere sarı-kırmızımsı renk veren maddelerden oluşur. Arıların, sadece bitki çiçeklerinin özsularından yaptıkları doğal balın rengi altın sarışıdır. Fenni kovan balının rengi daha açıktır. Arılara şeker verilerek yapılan balın rengi koyu kahverengidir.

Balın lezzeti üretim şekliyle ilgilidir. Bitki çiçeklerinin özsularındaki tad vericiler bala geçtiğinden, yörenin bitki ortamına göre balın lezzeti de biraz değişik olabilir.

Balın kokusu ağıza alındığında hissedilir. Isıtılarak süzülen ballarda aroma maddeleri kaybolduğundan özel kokuları algılanamaz.

Bal nahoş kokulu maddelerin yanında tutulursa bu kokuyu çeker.

Bala koku veren aramalar çiçeklerden sağlandığından, yörelerin bitki örtüsüne göre balın kokusu da değişik olabilir.

Balın kıvamı da üretilen iklim koşullarına ve bitki örtüsüne
göre değişir. Sıcak yörelerin ballarının kıvamı koyudur, yayla ve dağlık yörelerin balları ise daha akıcı, lezzet ve aroma yönünden daha üstün sayılır.

Balın besleyici değeri: Yenebilen 100 gr balın ortalama 17.2
gramı su, 82.3 gramı karbonhidrat ve 0.5 gramıda protein ve diğer maddelerden oluşmuştur. Görüldüğü gibi, bal temelde karbonhidrat sağlayan bir besindir. Baldaki karbonhidratların büyük çoğunluğu sindirimi gerektirmeyen glikoz ve früktoz dediğimiz basit şekerlerdir. Şeker, iyi çiçek ballarında çok azdır. Ancak arılara şeker verilerek yapılan ballarda şeker miktarı aratar. Bu da bir süre sonra balın şekerlenmesine neden olur. Gömeç balının 100 gramı ortalama 305 civarında kalorilik enerji verir. Gömeçlerinden ayrılarak süzülmüş balın 100 gramı ise ortalama 330 kalori sağlar. Balda vitaminler ve mineraller çok az miktarlarda bulunur. Balın besleyici özelliği, sindirimi gerektirmeden,
hemen kana geçip kişiye enerji sağlamasıdır. Bu nedenle zayıf, iştahsız ve beden çalışması çok olanların artan enerji gereksinimlerinin kolayca karşılanması içi iyi bir besindir.

Bunun yanında bal, şişman, çok iştahlı, beden hareketi az
olanlar ve şeker hastaları için uygun olmayan bir besindir.

Bal, şeker hastalarının zaten yüksek olan kan şekerini aniden yükseltir.

Ancak bazı kişilerde kan şekerlerinde ani düşüşler olabilir. Bal ancak bu gibi durumlar için uygundur. Mide ameliyatlarından sonra “damping sendromu” denilen durumlar için de bal uygun değildir. Bal sindirimi gerektirmediğinden aniden kana geçerek kan şekerinin önce yükselmesine,
sonra da düşmesine neden olur. Bu nedenle, bu gibi durumu olanların da baldan sakınmaları gerekir.

Şekerden, bazı katkı maddeleri ve biraz da süzme bal eklenerek “yapay bal” elde edilir. Bu balın üzerinde “yapay bal” ibaresinin yazılması gereklidir. Ayrıca, üzüm ve diğer bazı meyvelerin suları güneşte yoğunlaştırılarak süzme bala benzer ürünler elde edilebilir.

Bunlar, koku ve tad yönünden doğal baldan ayrılır.

Yine süzme ballar; su, süt, nişasta, melas şurubu, ayva peltesi, jelatin, besin boyalarıve aroma maddeleriyle hilelendirilerek satılabilir. Doğal balın tad ve kokusunu iyi bilen kişiler bu hileleri kolaylıkla ayırt edebilirler.
Zehirli bitkilerden arıların aldığı zehirler balın içine karışabilir.

“Andromedotoksin”denilen zehir bunun bilinen örneğidir.
Zehirli bal ülkemizde daha çok Karadeniz ve Marmara bölgelerinde görülür.

Zehirli balı, zehirsizden ayırt etmek güçtür. Zehirlenme
50-100 gram dolayında bal yendikten sonra, baş dönmesi,
mide bulantısı, kusma, ishal, terleme, halsizlik gibi belirtilerle ortaya çıkar. Belirtiler 2-3 gün sürebilir. Bu durumlarda hasta hemen kusturulmalı, ishal yoksa müsil verilerek zehirin sindirim aygıtından atılmasına çalışılmalıdır.