SON TV

MOSSAD’a sızmış bir ajanın bilinmeyen öyküsü!

Terörün tırmandığı ve toplumsal gerginliğin arttığı dönemlerde televizyon programlarında yer alan terör uzmanı ve eski istihbaratçı sayısının hızla arttığını fark etmişsinizdir.

Dünyanın en eski iki mesleğinden birine mensup olan istihbaratçıyı en iyi anlatan tarif hangisidir? Bir çok talimnamede ya da mesleki kitaplarda yer alan klasik tanımlardan burada söz etmek istemiyoruz.

Bize göre istihbaratçı, topladığı bilgileri yayın organlarında yayınlamayan bir gazetecidir. Bilgi toplama ve değerlendirme yöntemleri benzerdir. Bu nedenle ekranda boy gösteren istihbaratçı gazeteciye dönüşmüş demektir. Ayrıca istihbaratçının bağlı olduğu kurumdan ayrılmasından en geç altı ay sonra, dağarcığındaki bilgiler eskimeye başlar ve bir yıl sonra da tarih olur. Yani onu artık tarihçi-gazeteci olarak tanımlamak yanlış olmaz…

Dünyanın en başarılı istihbarat servisi hangisidir diye sorulacak olursa, eminiz ki bir çok insanın aklına ilk olarak MOSSAD gelecektir. Neden? Çünkü sürekli ve yoğun bir propaganda bombardımanı altında tutuluyoruz da ondan. Televizyonda ve sinemada başarılı MOSSAD operasyonlarını anlatan filmleri seyretmeyenimiz yada bu konuda yazılmış kitapları okumayanımız var mıdır?

Soğuk savaş yıllarında yakışıklı, zeki, lüks arabalara binen, etrafı güzel kızlarla çevrili CIA yada İngiliz Gizli Servisi ajanlarının, kaba saba görünümlü ve zeka özürlü Rus ajanlarını nasıl madara ettiklerini az mı seyrettik sinemalarda?

Ama MOSSAD’a sızmayı başarmış ve önemli görevler yapmış Mısır Gizli Servisi mensubu Rafet El Haccan’ı kaç kişi bilir? Eli Cohen’in Suriye’de en üst siyasi ve askeri çevrelere sızması MOSSAD’ın başarısıdır da, onu yakalayıp hakim karşısında sanık sandalyesine oturtmak kimin başarısıdır, bileniniz var mı? Yada Kim Philby kimdir, duyanınız var mı?

Biz bu bölümde önyargısız olarak, kimseyi övmeye ya da yermeye çalışmadan, ilginç ve günümüzdeki olayları yorumlamamıza yardımcı olacak, servisler arası mücadele öykülerini tefrika edeceğiz.

Bu noktada itirazlarınızın yükseldiğini duyar gibiyiz: Peki bizim gizli servisimiz MİT’ten bahsetmeyecek misiniz? İşgal altındaki İstanbul’da ve Anadolu’da faaliyet gösteren MM, Felah Gurubu v.b. gibi ilk istihbarat kuruluşları hakkında bazı anılar yayınlayacağız. Ulusal bağımsızlığımızın kazanılmasından sonra oluşturulan Milli Emniyet Teşkilatı’nın kurucusu Şükrü Ali Bey’i anlatacağız. Ama bugün ki faaliyetlerle ilgili bir şeyler yazmayacağız.

Bunun iki sebebi var: Birincisi, bu konuda biz bir şey bilmiyoruz. İkincisi, siz zaten bunları biliyorsunuz. Nereden mi? Gazetelerde farkında olmadan her gün okuyor, televizyonlarda her gün izliyorsunuz. Yakalanan, etkisiz hale getirilen her terörist, patlaması önlenen her bomba haberinin arkasında, sessiz ve gösterişten uzak, gölgeler içinde vatanlarına hizmet eden bu isimsiz kahramanların olduğunu aklınıza getirmeden… Bizler huzur içinde uyurken, birilerinin karınca titizliği ve arı çalışkanlığı ile görevlerini yapmakta olduklarını hiç düşünür müsünüz?

Sabahları işinize giderken çevrenize şöyle bir bakın, yanınızdaki koltuktaki ya da sıkışık trafikte yan tarafınızdaki arabanın direksiyonundaki kravatı gevşemiş, sakalı uzamış yorgun adam onlardan biri olabilir… Kim bilir?

Devam Edecek….