SON TV

Balkanlar’da Müslümanları bekleyen tehlike

Balkan ülkelerinde son yıllarda Müslüman azınlıkların bulunduğu bölgeler tehlikeli bir boyuta taşınıyor.

Balkan ülkelerinde son yıllarda Müslüman azınlıkların bulunduğu bölgelerde gerkçekleşen kültürel ve inançlar üzerindeki baskı politikları bu kez IŞİD bahanesiyle farklı ve tehlikeli bir boyuta taşınıyor.

Geçtiğimiz haftalarda Bosna, Kosova, Arnavutluk ve Makedonya’dan Suriye’ye savaşmaya gidenlerin haberleri üzerine Balkan ülkelerinin bu sorunun üzerine giderek, ilgili ilgisiz kişi ve kurumlara yönelik operasyon başlatması yeni bir sürecin işareti olarak algılanıyor.

Özellikle medya ve parlamento içinde bazı isim ve organların kasıtlı olarak yürüttüğü karalama kampanyaları ile ülke içinde çok ciddi bir kutuplaşmaya ve sivil bir savaşa doğru itilmek istendiği haberleri mevcut.

Bosna Hersek ve Kosova’da geçtiğimiz hafta ülke genelinde yapılan operasyonlarda Suriye ve Irak’ta savaşa katıldıkları gerekçesiyle toplam 56 kişi gözaltına alınmış idi.

Arnavutluk ve Makedonya’da ise birçok sivil toplum örgütünün, “IŞİD ve radikal İslamcı faaliyet” kategorisine sokularak, karalama kampanyası ile kültürel ve sosyal faaliyetleri baltalanmak isteniyor.

Türkiye’nin Balkanlar’daki son on yıllık kültürel, siyasi ve sosyal açılımı karşısında, AB, ABD ve Almanya’nın özel ve etkili politikalarının yavaş yavaş kendini göstermeye başladığı bir sürece giriyoruz.

Son 3 yıldır Balkanlar’da Müslüman toplumların yaşadığı ülkelelerde, AB üyeliği politikaları çerçevesinde yürütülen çok derin, stratejik politikalar yeni çatışma alanlarına gebedir.

Balkanları son dönemde ilgilendiren bir mevzu olarak da Almanya’nın Berlin’de geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği Balkan ülke liderleri, Dışişleri ve Ekonomi Bakanlarını bir araya topladığı konferansın önemidir.

28 Ağustos’ta Almanya’nın Berlin’de düzenlediği Batı Balkanlar konferansını çok iyi algılamamız gerekiyor.

1. Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümünde Balkan ülkelerinin büyük bölümü ki, bunların çoğu AB üyeliği geçiş sürecindeki ülkelerdir.

Almanya’nın ayrıca Dışişleri ve Ekonomi Bakanları düzeyinde bir toplantı yapması Balkanlar’da çok güçlü ve ciddi bir ilişki sürecine talip olduğunu göstermektedir.

Almanya; Bosna, Hırvatistan, Slovenya, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya ve Kosova üzerinde siyasi, kültürel ve ekonomi olarak etkili olmak için elinden gelen çabayı gösterirken, kendisine rakip olarak ise ABD’yi daha çok görmektedir.

Zira ABD, Arnavutluk, Bosna ve Kosova üzerinde etkili olmaya çalışmaktadır.

Balkanlar’da, ABD ve Almanya’nın nüfuz savaşı sürerken bir yandan da “IŞİD ve radikal İslam” bahanesiyle Müslüman toplumlar üzerinde ciddi baskılar yapılmaktadır.

Balkanlar’da faaliyet gösteren Müslüman kimlikli partiler, düşünce kuruluşları ve STK’lar haksız, gerçek dışı baskı ve karalama kampanyaları ile hedef haline geliyor.

Türkiye’ye burada çok önemli görevler düşmektedir.

Türkiye Hariciyesi ve bölgede görev yapan resmi misyon temsilcilikleri, Balkanlar’daki akraba topluluklarımızı gözetme, koruma ve kollama görevini yerine getirmek için yeni bir stratejik açılım gerçekleştirmelidir.

Balkanlar’daki Müslüman toplumların tamamına yakınının, AB üyeliği sürecinde kültürel, sosyal ve dini kimlikleri açısından çok zor bir sürece girdiğini göz ardı etmemeliyiz.