SON TV

“Gidemediğin yer senin değildir”

Yeşillikler arasından fışkıran sarı ve mor çiçekler eşliğinde ilerlerken yola sarkan bir kayanın gölgesinde bir rölyef ve altında bir kitabeye rastlarsınız, Sivas-Zara’dan Şerefiye’ye doğru yol aldığınızda… 

Üzerinde kocaman “Gidemediğin yer senin değildir” der. Söz 1800’lü yılların sonunda Sivas Valiliği yapmış Halit Rıfat Paşa’ya ait.

Türkiye’nin bir ucundan diğerine yol almış ve yazın ortasında ülkemin her noktasından bir araya gelerek yine ülkemin akla gelmedik noktalarına bilim tohumları ekmeyi amaç edinen bir ekibi izlemeye giderken bu yazı ile karşılaşmak her insanı duygulandırır. Ne güzel dedim içimden  “Gidiyoruz/gidebiliyoruz… Sahip olduğumuz değerleri onurlandırabiliyoruz.” 

–resim–

Orda Bir Köy Var Gidebildiğimiz…

Bir hafta sonunuzu nasıl değerlendirebilirsiniz ki… Deniz, kum, güneş, kar, kayak derken ardı ardına onlarca alternatif sıralanabilir. Ya da kim bilir evde ayaklarınızı uzatıp gidemediğimiz yerlerin hayali ile televizyonda kanaldan kanala zaman harcanabilir. Alternatif çok…

Biz, bir hafta sonunu değer verdiğimiz bir davete icabet ederek geçirmek için sırt çantalarımızı aldığımız gibi ilk uçakla İstanbul’dan Sivas’a uçuyoruz. Buruciye, Gök Medrese, Çifte Minare derken yorulan ayaklarımızı Şifahiye Medresesi’nin havuzuna karşı birkaç bardak çay ile dinlendirirken ertesi günün yol haritası üzerine konuşuyoruz. Hedefimiz Sivas’ın Zara ilçesinin Şerefiye köyü ve amaç Bayer’in Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile birlikte yürüttüğü ‘Bayer Genç Bilim Elçileri Projesi’nin gezici birimi olan Bilim Tohumları Ekibini, pek çok ilden sonra bu kez Sivas'ta izlemek.

‘Bayer Genç Bilim Elçileri Projesi’, ilköğretim çağındaki çocukları gelecekte bilim insanı olma yönünde yüreklendirerek Türkiye’de bilimin gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Çocukların bilime bugüne kadar hiç bakmadıkları bir pencereden bakmalarını sağlamak, bilime ilgi duymaları için onları teşvik etmek ve hatta bilim alanında çalışmalar yapmak için yüreklendirmek projenin temel amaçlarını oluşturuyor. Başka bir deyişle ‘Genç Bilim Elçileri Projesi’, ilköğretim çağındaki çocuklara bilim okuryazarlığı becerisi kazandırmayı hedefliyor.

Proje için özel olarak tasarlanan araç ve ekipmanlarıyla Sivas il sınırları içinde 2 farklı köyde çocuklarla bir araya gelen 10 kişilik ekip, özellikle 7-15 yaş grubu çocuklarla eğlenceli bilim etkinlikleri gerçekleştirdi. Çocukların başta doğa olayları olmak üzere etraflarında olup bitenleri sorgulaması ve araştırması hedeflenen etkinliklerde, Bayer Genç Bilim Elçileri Projesi Bilim Tohumları Ekibi’nde gönüllülük yapan üniversite öğrencisi Toplum Gönüllüsü gençler yer aldı. İnşaat mühendisliği, hemşirelik, uluslararası ilişkiler, çocuk gelişimi, kimya gibi farklı bölümlerde okuyan gönüllü gençler çocuklara mentorluk yaparak onlara 4 saat gibi kısa sürede basit deneyler ve oyunlarla ‘Bilim nedir? Bilim insanı kime nedir?’ gibi konularda hem bilgilendirdi, hem eğlendirdi, hem de bundan sonra yaptıkları deneyleri sorgulamaları için ufuklarını açtı. Aynı zamanda kendileri de her bir çocuğun farklı bakış açısından yeni bir deneyim kazandı.

Güzel Şeyler Oluyor

Cıvıl cıvıl çocukları uzaktan izlerken proje koordinatörlerinden Nurcan ile konuşuyoruz “Bundan önceki durağımız Muş’tu. Orası da burası gibi merkeze uzak noktada bir köydü ve yine yüzlerce çocukla beraberdik” diyor ve devam ediyor “Bu bir gönüllülük meselesi… 

Ülkenin dört bir yanından, maddi bir beklentisi olmayan genç üniversite öğrencisi gönüllülerimizle birlikte hedefimiz bir ışık daha yakabilmek… Sonra bir tane daha ve bir tane daha…”

300’den fazla üniversite öğrencisinin oluşturduğu Genç Bilim Elçileri, dönüşümlü olarak kırsal kesimde ve ulaşımın bile güçlükle sağlandığı köylere giderek çocuklara 3-4 saat gibi kısa bir sürede unutulmaz deneyimler yaşatıyor. En fazla 10 kişilik ekipler ile yola çıktıklarını ve çocukların kendilerine inanılmaz deneyimler yaşattıklarını söylüyor ekibin koordinatörleri Nurcan ve Nisan Su; oyunlar ve deneylerden sonra katılımcı çocuklara, basit deneylerini evde de kardeşleri ile birlikte yapabilsinler diye kitap da dağıtıyor. Çocuklar kendi köylerine kadar gelen bu genç abi ve ablalarını ‘Lütfen yine gelin’ diyerek köyün çıkışına kadar uğurluyor. Kimi zaman 40 derece sıcağın altında, kimi zaman da yayların arasında rüzgarın altında çocuklara bilim okuryazarlığı yapan bu gönüllü gençler; çocuklara, doğa bilimlerini sevdirmeyi ve bilim yapmak için illa ki laboratuarlara ihtiyacımız olmadığını anlatmaya çalışıyor. Bilimin aslında günlük hayatımızın içerisinde var olan bir şey olduğunu, yalnızca etrafımızda olup biteni gözlemleyerek, neden sorusunu sorduğumuzda bunu görebileceğimizi aktarıyorlar. 

Arkama Bakamadım!

Köyden uzaklaşırken ardıma bakamadım; çocuklar o kadar güzel bakıyordu ki… Mutluluklarından gözlerinde şimşekler çakıyordu adeta. Duygulanmamak elde mi? Ülkenin en uç denebilecek noktasındasın ve genç abi ve ablalar minicik beyinlere bilim tohumları ekmek için mücadele ediyor. 

Gündemde bombalar varken, terör varken, savaş varken; ‘bilim ve gönül’e sarılmaktan başka neyimiz var elimizde? Teşekkürler Bayer Genç Bilim Elçileri! Bize bu mücadeleniz ile yeniden iyi insan olabilmeyi hatırlattığınız için.

Aslında amacım Sivas’ı ve güzelliklerini,  elbette Aşık Veysel’i ve belki biraz da Sivas köftesini anlatmaktı ama… “Gidemediğin yer senin değildir” dedikten sonra güzel ülkemin güzel çocuklarına ulaşan yolların ardından ‘Seninle sohbetimiz başka zamana Sivas’ dedim.

Mücadeleniz hep bilim ve gönül olsun.

20150712_100000-01-01.jpeg görüntüleniyor

YAZARIN SON YAZILARI
Ne kadar açık? - 22 Ocak 2015
Deneyim tasarımı - 22 Aralık 2014
Para peşin - 18 Aralık 2014
Ahit Sandığı - 15 Aralık 2014
Diyemiyom Diyemiyom - 1 Aralık 2014