Avukat Alp Nane son günlerde Türkiye’nin gündemi terör ve destekçileri hakkında SON.TV için yazdı.
İŞTE O YAZI
Son iki ay içinde bir anda tekrar hortlayan terör örgütü pkk kimlerden destek almaktadır, bunu bir hatırlayalım.
Uzun yıllardan beri birçok AB üyesi ülkelerin terör örgütü listelerinin başında olan bu kanlı, korkak, uyuşturucu taşeronu terör örgütünün, halen bu ülkelerde faaliyet gösteren 500’den fazla dernek, tv, radyo adı altında terör kuruluşu mevcuttur. Bu kuruluşlara herhangi bir yasak getirilip soruşturma yapılmadığı gibi destek de verilmektedir. 2013 yılında Paris’te öldürülen pkk’lı teröristin Fransız üst düzey yetkililerle düzenli görüşen biri olduğu, Fransız basınında yer almaktaydı.
Örgütün üst düzey yöneticileri halen AB ülkelerinde ikamet edip, örgüt propagandası yapabilmektedirler. İnsan hakları ve demokrasinin beşiği olan AB, global terörizm konusunda binlerce kilometre öteye müdahale ederek dünyanın daha güvenli bir yer olması için gösterdiği çabayı, her nedense Türkiye’nin güvenlik ve pkk terörü sorunu için gösterememektedir.
Suriye, Irak ve “Karabağ işgalcisi Ermenistan”da bulunan örgütün terör kampları, faaliyetine devam etmektedir ve örgüt önemli ölçüde lojistik desteğini buralardan sağlamaktadır.
30 yıldır Türkiye’nin başına bela edilen ve birçok yabancı devletçe desteklenip kullanılan örgütün ülkemiz içindeki destekçileri noktasında ihanet ortaya çıkmaktadır.
Örgütün siyasi boyutu olduğunu saklamayan, ancak daha herhangi bir siyasi faaliyetini göremediğimiz ve bir terör örgütünün nasıl bir siyasi boyutu olacağını halen anlayamadığım, pkk’nın uzantısı hdp, ülkemizdeki “aydın, ileri görüşlü, modern ve özgürlükçü” kesim tarafından allanıp pullanıp çiçek çocuklar partisi şeklinde lanse edilmektedir.
Doğu ve Güneydoğu’da “silahların gölgesinde” siyaset yaptığını iddia eden hdp’nin, siyasi faaliyetleri arasında partinin milletvekilleri ve yöneticilerinin araçlarıyla örgüte silah taşımak, belediyeleriyle güvenlik kuvvetlerimize mayınlı tuzaklar kurmak da bulunmaktadır.
Son günlerde katıldıkları tv programlarında bu sözde aydınların bazıları oturdukları yerden terör uzmanı kesilmekte, bazıları hdpyi önümüzdeki seçimler için parlatmaya devam etmekte, bazıları da devleti zayıf gösterme çabasında psikolojik savaş içindedir.
Toplum olarak kenetlenmeye, birlik olmaya, provakatif girişimlere karşı dikkatli olmaya en fazla ihtiyacımız olan bu günlerde, bu sözde aydınların ve terörden siyasi rant elde etmeye çalışanların, devletin başı olan Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a sistemli şekildeki saldırıları, bazı basın kuruluşlarının algı yönetimi amaçlı yayınları ülkemize sadece zarar vermektedir. Terör bu ülkedeki bütün vatandaşların ortak sorunudur. Mesele devletin bekası ve bağımsız olma meselesidir.
Son olarak bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Geçtiğimiz yıllarda düzenlenen okyanus ötesi bazı soruşturmalarda hazırlanan iddianamelerde; MİT’in ve Jandarma İstihbarat’ın, terör örgütü pkk içindeki elemanları ve muhbirleri tüm detaylarıyla deşifre edilmiştir. Devlet sırrı kapsamında olan bu konuyu deşifre eden savcılar neye “hizmet” etmiştir. Burada amaçlanan istihbarat birimlerinin çalışmalarını olumsuz etkileyip, devlete zarar verip, teröre destek değildir de, nedir?