SON TV

İngiliz istihbarat subayının eşi son gecelerini anlattı!

İstanbul Beyoğlu'ndaki home ofis olarak kullandığı dairenin yer aldığı apartmanın bahçesinde ölü bulunan İngiliz eski istihbarat subayı Mesurier'in ölümüyle ilgili ifade veren eş son geceyi anlattı.

İngiliz istihbarat subayının eşi son gecelerini anlattı!

İstanbul Beyoğlu’ndaki home ofis olarak kullandığı dairenin yer aldığı apartmanın bahçesinde 11 Kasım günü sabaha karşı ölü bulunan İngiliz eski istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier’in ölümüyle ilgili eşi Emma Heduing Christina Winberg ifade verdi.

SABAH Gazetesi, eski İngiliz diplomat Heduing Christina’nın ifadesine ulaştı. Christina ifadesinde, olayın hemen öncesindeki geceyi ayrıntılarıyla anlatırken Mesurier’in birkaç gün önce kendisine intihar fikrinden bahsettiğini söyledi.

10 Kasım akşamı Mesurier’in bir süredir görüşmediği en yakın arkadaşının geldiğini anlatan kadın, eşinin çok tedirgin olduğunu, 10 Kasım’ı 11 Kasım’a bağlayan gece ikisini de uyku tutmadığını anlattı. Bunun üzerine eşinin kendisine uyku hapı verdiğini ve o şekilde uykuya daldığını, sabah polisler tarafından zilinin çalınmasıyla uyandığını anlattı.

2016 YILINDA TANIŞTIK

Christina ifadesinde şunları söyledi: “Ben Türkiye’ye ilk defa 2013 yılında İngiliz Konsolosluğu’nda Diplomat olarak görev yapmak için geldim. Yaklaşık bir yıl diplomat olarak görev yaptıktan sonra kendi isteğim ile diplomatlık görevimden ayrıldım. Daha sonra Irak ülkesine giderek iletişim üzerine faaliyet gösteren bir şirket kurdum. Bir süre bu şirkette faaliyet gösterdikten sonra 2016 yılında resmi nikahlı eşim olan James Gustaf Edwerd Le Mesurier ile tanışarak Irak’ta bulunan şirketi ortaklarıma devrederek Türkiye’ye geldim.

Olayın meydana geldiği yerde faaliyet gösteren Mayday Arama Kurtarma ve Danışmanlık Ltd Sti yöneticisi ve kurucusu olan James ile Amsterdam ve diğer ülkelerde bulunan ofislerde çalıştığı zamanlar dışında yanında kalmaktaydım. 2018 yılının Temmuz ayında James ile resmi olarak evlendim. Belirtmiş olduğum Büyükada’da bulunan ikametimizde ve home ofis olarak kullandığımız olayın meydana geldiği yerde kalmaktaydık.

Evlendikten sonra eşim James’in Suriye bölgesinde yoğunlukla çalışmasından dolayı aşırı stresli olduğundan küçük zorluklar olmuştur. Ancak tartışma ya da şiddet içerikli herhangi bir şey olmamıştır.

En son Cuma günü yani 8 Kasım 2019 tarihinde akşam saatlerinde Büyükada’ya gittik. Cumartesi günü çok yüksek tansiyon şikayeti ile Büyükada’da bulunan ismini bilmediğim büyük bir hastaneye gittik. Eşime tansiyon düşürmek için iğne yaptılar. Bildiğim kadarıyla James Spralev isimli tedirginlik giderici bir ilaçta kullanmaktaydı. Tam olarak bilmemekle beraber yaklaşık olarak 10 yıldır bu ilacı kullandığını tahmin ediyorum. Tam olarak ne zaman başladığını bilmemekle beraber Nytol isimli uyku ilacı da kullanmaktaydı. Yaklaşık bir haftadır çok fazla sayıda ilaçtan kullanıyordu.

“ÇOK SAMİMİ ARKADAŞI GELDİ”

James’in rahatsızlığı nedeni ile Pazar günü yani 10 Kasım 2019 tarihinde akşam saatlerinde Büyükada’dan vapur ile olayın meydana geldiği home ofis tarzı evimize geldik. Bu ofise geldiğimizde kimse yoktu. Saat 17:00-17:30’du. Bir süre sonra James’in düğünümüzde sağdıçlığımızı da yapan çok samimi olduğu Faruk Habib isimli arkadaşı bulunduğumuz eve geldi. Ben de o gelince dışarı çıktım. Yaklaşık iki saat sonra geri geldim. Ben geldikten sonra Faruk evden çıktı. Saat 19:30 sıralarıydı. James uzun zamandır Faruk taşındığı için kendisi ile görüşemiyordu. James’i biraz tedirgin gördüm. Bu tedirginliği Faruk ile olan arkadaşlığından ayrı kaldığından dolayı mı yoksa gün içerisinde yaşadığı sağlık sorunlarının artmasından mı kaynaklandı bilemiyorum.

“ÇOK TEDİRGİNDİ”

Faruk gittikten sonra yanımıza hiç kimse gelmedi. Ancak James saat 22:00 sıralarında sigara almak için 5-10 dakikalığına dışarı çıktı ve geri geldi. O andan itibaren kimse gelmedi ya da biz dışarı hiç çıkmadık. Fakat James çok tedirgindi. Ben saat 23:30 sıralarında yatağa girdim ancak onun tedirgin olmasından dolayı ben de tedirgindim. James’i yatırmaya çalışıyordum. Çünkü saat 09:00 gibi bağışçılarımızdan biri ile toplantısı vardı.

“BANA UYKU HAPI VERDİ”

Saat 01:30 ile 02:30 arası James yatağa geldi ve bir tane uyku hapı aldı. Kalktım biraz evin içerisinde dolandım ve bir tane sigara içtim. Saat 04:30 gibi tekrar yatağa girdim. James bu ara yataktaydı. Ben yatağa girince uyandı. Uyku hapı isteyip istemediğimi sordu ve bana bir tane uyku hapı ile su getirdi.

Daha önceden ben uyku hapı içmemiştim. James’in tavsiyesi ve o saate kadar sağlıklı bir şekilde uyuyamadığımdan ilk defa bu ilacı kullandım. Hapı içtim ve uyudum. Tam olarak saatini hatırlamıyorum. Dışarıdaki kapının zil çalma sesine uyandım. Baktığımda James yatakta değildi. Mutfağa gittim, orada da bulamadım. Cam açıktı. Camdan baktım ama bir şey göremedim. Çevrede polisler vardı. Üzerimi giyinerek aşağıya indim ve James’in üzerine battaniye örtmeyi denedim ama izin vermediler.

Bulunduğumuz binada kapı girişinde şifre ile girilen güvenlikli bir kapı vardır. Bu kapıdan geçmek için herkesin kendisine tanımlanmış kişiye özel şifresi vardır. Ben ve James dışında hatırladığım kadarı ile çalışanlar dışında kimsenin şifresi yoktur. Şifresi olmayan herhangi bir kişinin içeriye girmesi mümkün değildir. Binanın dışını gösteren üç ya da dört adet güvenlik kamera görüntüsü vardır. Gerek ofis kısmını gerekte ev olarak kullandığımız kısmı gösteren bir güvenlik kamerası yoktur.

BİRKAÇ GÜN ÖNCE İNTİHAR FİKİRLERİNİ ANLATMIŞ

James Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gecenin sabaha karşı bana intihar ile ilgili fikirleri olduğunu söylemişti. Aramızda daha önce kim stresle boğuşursa kendisinin intihar etmiş olabileceğini düşünüyorum. Bunların dışında James ile ilgili Twitter, RT Gazetesi gibi sosyal medya üzerinde Rusya’nın 2015’teki Suriye savaşına dahil olması ile birlikte James’i bir karalama kampanyası başlatılmıştı. Bu konu da James’i çok yıpratmıştı.”

HABERİN KAYNAĞI İÇİN TIKLAYIN