O yeğene dokunan yanmış… Tecavüz davasını açan savcı konuştu

İki Türk bayrağının arasında elleri kelepçeli fotoğrafı paylaşılan Selahaddin Gülen’in 15 Temmuz darbe girişimini organize eden mahrem yapılanma ile örgüt elebaşı Gülen arasındaki irtibatı sağlayan isim olduğu belirtildi. Aynı zamanda Fetullah Gülen’in sözde özel kalemi Cevdet Türkyolu’nun kayınbiraderi olan zanlının, örgütün sözde istişare heyeti üyeleri ve üst düzey sorumluları ile ilişkili olduğu öğrenildi.Şüpheli, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguya alındı.
Erzurum Aziziye’de oturan S.K.(15) 2007 yılında Dadaşkent Polis Merkezi’ne başvurarak birçok erkek tarafından tehdit edilerek tecavüze uğradığını aktardı. Psikolog eşliğinde ifadesi alınan S.K. 10 yaşından itibaren tecavüze uğradığını anlatarak başta Seyfullah Gülen, yeğenleri Ammar ve Selahaddin Gülen’in aralarında bulunduğu 85 kişinin ismini verdi.Olayın ortaya çıkması üzerine FETÖ üyeleri soruşturma dosyasına müdahale etti. Yurttaki psikolog ve sosyal hizmet uzmanının yeri değiştirildi. Yurt müdürü hakkında farklı iddialarla soruşturmalar açıldı ve Kastamonu’ya sürüldü. S.K. Nene Hatun Kız Yurdu’ndan alınarak Şanlıurfa Kadın Sığınma Evi’ne gönderildi. Savcı Mustafa Kızılateş tarafından yürütülen soruşturmada 9 kişi hakkında Erzurum 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dosya cumhuriyet başsavcıvekili Taner Aksakal’a verildi. Soruşturmada Seyfullah Gülen ile ilgili iktidarsız olmadığına dair rapor veren doktor ‘Terör örgütü üyesi’ iddiasıyla dinlemeye alındı. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava, başkan Erol Ofluoğlu tarafından 8 Kasım 2012’de tüm sanıkların beraati ile sonuçlandı. Aksakal ise 63 kişi hakkında takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattı. Seyfullah Gülen’in adının karıştığı ‘tecavüz’ dosyasında Erzurum’da davayı açan tek savcı olan Mustafa Kızılateş, o tarihten sonra başına gelmeyen kalmadı. FETÖ’cüler tarafından savcı hakkında farklı delillendirme ve suç arayışına girişildi. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) İkinci Dairesi, 27 Kasım 2012’de Kızılateş’in meslekten çıkarılmasına karar verdi. Kızılateş, Danıştay’a başvurdu. Danıştay 16’ıncı Dairesi 17 Mayıs 2016 günü verdiği kararında, HSYK Genel Kurulu’nun verdiği kararı iptal etti. Dosyayı kapatan Aksakal ile Ofluoğlu, FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla meslekten ihraç edildi.

SAVCININ FOTOĞRAFINI BULANA 50 BİN LİRA
Yine FETÖ’nün medya yayın organlarının, ihraç ettirdikleri savcı Kızılateş’in fotoğrafının peşine düştükleri ortaya çıktı. Elde edecekleri fotoğraf karesi ile propaganda çalışması yapacak olan FETÖ’cüler Erzurum’da ulaştıkları yerel gazetede çalışanlarına 50 bin lira teklif etti. Başkasına ait fotoğraf karesini savcının olarak lanse edilerek gazetelerde bastırdıkları ortaya çıktı.

DOSYA 10 YIL SONRA TEKRAR AÇILDI
FETÖ üyeleri tarafından sahte belgeler ve usulsüz şekilde kapatılan ‘utanç dosyası’ 10 yıl sonra yeniden açıldı. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı, usulsüzlükleri tek tek ortaya çıkardı. Başlatılan soruşturmada 28 Kasım 2014’te ölen Seyfullah Gülen (72) için takipsizlik kararı verildi. Firari olan oğulları Ammar Gülen (39) ile Selahaddin Gülen’in (30) de aralarında bulunduğu 13 kişi hakkında Erzurum 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Sanıkların ‘Çocuğun zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 30-42 yıl kadar, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan ise 4,5 yıldan 15 yıl 9 aya kadar hapsi istendi. İddianamede, S.K.’nin Samanyolu TV ana haber spikeri olan ‘Kemal’ olarak tanınan Kevser Gülen’in kardeşleri olan Ammar ve Selahaddin Gülen’in anal yoldan ilişkiye girdiği yönündeki ifadesine yer verildi.

SAVCI KIZILATEŞ ANLATTI
DOSYADA BÜYÜKLERİMİZİN TANIDIKLARININ ADI GEÇİYOR
Seyfullah Gülen, yeğenleri Ammar ve Selahaddin Gülen’in adının geçtiği tecavüz dosyası bana ulaşması üzerine Erzurum Başsavcıvekili Taner Aksakal, yanıma gelerek ‘Savcım dosyayı ne yapmayı düşünüyorsunuz?’ şeklinde soru yöneltti. Aksakal’a “Başsavcım bu dosyada 15 yaşında bir kız çocuğuna onlarca kişi tecavüz etmiş. Bu konulardaki hassasiyetimi de biliyorsunuz bendeki dosyada yer alan kişiler hakkında tutuklama ve davayı sürecini başlatırım” diyerek cevap verdim. Bunun üzerine Aksakal, “Ailesi kızı pazarlıyor ve bu işten para kazanıyor” dedi. Ben de kendisine “Bu durum beni hiç ilgilendirmez, 15 yaşında bir kız çocuğu. Ben bu kızla ilgili yapılan hiçbir işlemi affetmem” şeklinde cevap vermem üzerine Aksakal, “Büyüklerimizin burada tanıdıklarının adı geçiyor” dedi.  Başsavcıvekili Aksakal, soruşturma üzerindeki yetkiyi kullanarak tecavüz dosyasını ikiye dosya şeklinde böldü. Başsavcıvekili olmasından dolayı bu tür dosyalara bakma yetkisi olmamasına rağmen Fethullah Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen, yeğenleri Ammar ve Selahaddin Gülen’in isminin geçtiği dosyayı kendisine aldı. Ardından tekrar bana gelen Aksakal, “Bu dosyaya takipsizlik kararı ver ve dava açma” şeklinde uyarılarda bulundu. “Bu dosyayı kapatmazsan başına gelecekleri hayal edemezsin” dedi. Bunun üzerine “Beni öldüreceklerini bilsem de istediklerini de yapsalar da ben bu tecavüz dosyasını kapatmam” dedim.  Aksakal dosyayı kapatmak için türlü oyunların içine girdi. Seyfullah Gülen ile ilgili kısımda ‘Cinsel iktidarın olduğuna’ dair raporun olması rağmen raporu ‘İktidarsızdır’ şeklinde çıkarmak için doktora tekrar gönderiyor. Doktor raporun doğru olduğunu söylemesi üzerine ilk raporu iptal edilerek başka yerden alınan raporu dosyaya ekletiyor. Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen ile ilgili iktidarsız olmadığına dair rapor veren doktor ‘terör örgütü üyesi’ iddiasıyla dinlemeye alınıyor. Bununla da yetinmeyen Aksakal, “Seyfullah Gülen’in telefonu ile tecavüze uğrayan kızın telefonu sinyalleri aynı çıkmasına rağmen görmezden gelinerek iktidarsızlık raporunu sunarak diğerleri hakkında ‘Kesin ve inandırıcı belge olmadı’ denilerek takipsizlik kararı çıkartıyor. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava, başkan Erol Ofluoğlu tarafından 8 Kasım 2012’de tüm sanıkların beraati ile sonuçlandı. Aksakal ise 63 kişi hakkında takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattı.

SABAH