SON TV

Soner Yalçın’ın gözden kaçan casusluk suçu!

'Hakan Soylu', MİT mensubu şehidi deşifre eden ODA TV'nin İmtiyaz Sahibi ve Sözcü Yazarı Soner Yalçın'ın gözden kaçan casusluk suçunu kaleme aldı.

Soner Yalçın’ın gözden kaçan casusluk suçu!

‘Hakan Soylu’, SON.TV için Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu şehidi deşifre eden ODA TV’nin İmtiyaz Sahibi ve Sözcü Yazarı Soner Yalçın’ın gözden kaçan casusluk suçunu kaleme aldı.

İşte o kritik analiz: 

MİT elemanlarını deşifre eden ODA TV aylardır adeta yabancı bir istihbarat biriminin yayın organı gibi MİT aleyhine haberler yapıp Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun işledikleri suçu basit bir suç olarak sunmaya çalışıyor. Konuyu bilmeyen veya bildiği halde deşifre olacaklarından korkan birçok yayın organı, akademisyen ve gazeteci ve siyasetçi de bu eylemlere alkış tutuyor. Biz bu analizimizde Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’ndan önce benzer suçu Soner Yalçın’ın 2015 yılında işlediğini hatırlatacağız.

Soner Yalçın 17 Eylül 2015 tarihinde Sözcü Gazetesi’nde bir yazı kaleme aldı. Söz konusu yazının başlığında “Gazeteci görünümlü istihbaratçılar” yer alıyordu. Yazının içeriğinde ise Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun önceki aylarda işlediği suç gibi yine görevde olan veya MİT’e geçen  MİT mensupları deşifre ediliyordu. Söz konusu yazı internet ve  yaygın gazetede yayımlandı.

Bilmeyenler için MİT kanununu hatırlatalım: 1 Kasım 1983 kabul tarihli 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu (R.G 3.11.1983-18210) gereğince kurulmuş olan Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığı Cumhurbaşkanına bağlanmıştır (15.8.2017 tarihli ve 694 sayılı KHK’nin 60 ıncı maddesi). Bu Kanunun 27 inci maddesinde altı fıkra halinde sayılan “cezai hükümler” yer arasında gazetecileri ve basın yayın fiillerini ilgilendiren düzenleme üçüncü fıkradır. Birinci fıkra; Millî İstihbarat Teşkilatının görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan ve bunları yok eden kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. İkinci fıkra; MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. (15.8.2017 tarihli ve 694 sayılı KHK’nin 75 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ailelerinin kimliklerini” ibaresinden sonra gelmek üzere “, makam, görev ve faaliyetlerini” ibaresi eklenmiştir.) Üçüncü fıkra; Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin; radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması hâlinde; 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 11 inci maddesi ile 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri hükümlerine göre sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayanlar hakkında üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir.

Soner Yalçın’ın 17 Eylül 2015 tarihinde Sözcü Gazetesi’nde  “Gazeteci görünümlü istihbaratçılar” başlıklı yazısı MİT kanununa göre suç unsuru. Esas önemli olan bu yazının içeriği.  Söz konusu yazının başlığına bakıldığı zaman kamuoyunu ilgilendiren bir başlık ve yazının içeriğinde yine kamuoyu yararı sağlayacak bir konu olduğunu söylemek zor. Zira daha önce gazetecilik mesleğini icra ederken ülkesine hizmet için ülkesinin istihbarat teşkilatına resmi olarak geçen bir kişiyi taktir etmek gerekirken kamuoyuna açık bir şekilde deşifre etmek, yabancı istihbarat birimlerine bilinçli veya bilinçsiz açık kaynaklardan istihbarat sağlamaktır. Bu suçu işlerken cesaret ve özgüvenin tavan olması da ayrı bir analiz konusu. Zira kendi ülkesinin istihbarat elemanını deşifre etmeyi gazetecilik görevi olarak gören Soner Yalçın’a “Türkiye’de bağlantıda bulunduğum gazeteci görünümlü istihbaratçılar” diye bir yeni yazı kaleme almasını öneriyoruz.

Bu bağlamda istihbarat termolojisinde biyografik istihbarat diye bir kavramın olduğunu Soner Yalçın’a hatırlatmak isteriz. Bilmeyenlere de bu kavramı kısa ve öz bir şekilde tanımlayalım: Biyografik istihbarat, şüpheli kimselerle gizli ilişikler içinde olduğu düşünülen kişiler için yapılır. Biyografik istihbarat oldukça uzun süreli bir faaliyet olup, hedef kişiyle ilgili, tıpkı bir elektrik süpürgesiyle çeker gibi, tüm bilgiler elde edilir.

Sonuç olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ulusal ve milli güvenliğini tehdit eden DEVLET’in isimsiz kahramanlarına operasyon çeken ODA TV’nin ışıkları söndürüldü.