Yargıda devrim gibi adımlar… Sosyal medya kullanımı, hakim ve savcı yardımcılığı..

Hâkimler ve Savcılar Kurulunca Ankara’da değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Meyra Palace Otel de gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yaptı.

“RUSYA’YI SALDIRGAN TUTUMUNDAN DOLAYI KINIYORUM”
Konuşmasının başında, Rusya’yı saldırgan tutumu dolayısıyla kınayan Bakan Bozdağ, “Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle ortaya çıkan dram ve savaş, ölümler, cinayetler yüzünden Rusya’yı ve bu saldırgan tutumunu kınıyorum. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş; savaşın çirkinliğini, yıkıcılığını, vahşiliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Savaşlar hiçbir zaman çözüm değildir. Savaşın acilen sonlandırılması, ateşkes ilan edilmesi, diplomasi yoluyla sorunların çözümüne fırsat verilmesi en büyük dileğimizdir. Ukrayna’da yaşanan dram bütün dünyayı etkilemektedir. Uluslararası toplumun bu yaşananları sadece seyretmesi insan olarak hepimizi derinden üzmektedir. Uluslararası toplum maalesef uluslararası hukuka hem uygun davranmamış hem de bu süreçte doğru bir sınav vermemiştir ” ifadelerini kullandı.

“ADALETİN GECİKMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN CİDDİ TEDBİRLER ALACAĞIZ”
“Kararların vaktinde verilmesi adaletin zamanında tecelli etmesi ve isabetli olması yargıya güveni de hukuk devletine güveni de artırmaktadır. Geciken adalet adalet değildir” diyen Bakan Bozdağ, hedef süre uygulaması hakkında şunları söyledi:
“Hedef sürelerin ilan edilmesinden sonra yargılamaların uzun sürdüğünü müşahede ediyoruz. Yargılamaları hızlandırmak ve zamanında adaletin tecellisine katkı vermek öncelikli vazifelerimiz arasındadır. Üzerimize düşen ne varsa kurul ve bakanlık olarak yapmaya hazırız. Hedef sürelerin ortaya konulmasından sonra uygulamada ortaya çıkan sorunları bir bir gündemimize alıyor, yeni dönemde adaletin vaktinde tecelli etmesini temin etmek, gecikmesini önlemek için ciddi tedbirler alacağız.”

SAVCILARIMIZ CESUR DAVRANSINLAR
Lekelenmeme hakkı ile ilgili tarihi bir düzenlemeyi hayata geçirdiklerini kaydeden Bakan Bozdağ, “Uygulamada bu düzenlemenin yüzde 85 oranında başarıyla uygulandığını görüyoruz. Lekelenmeme hakkını hayata geçirmek ve her bir insanımızın iftiralar, yalanlar karşısında yargı yoluyla kirletilmesinin önüne geçmek hakim ve savcılarımızın görevidir. Bu süreçleri dikkatle takip etmek ve bu konuda cesur karalar almak, insanlarımızı her türlü kirden ve lekeden korumak açısından önemlidir. Temiz bir insana şüpheli bir vasfı vermek daha sonra da sanık vasfı vermek ve daha sonra da beraatla sonuçlanan bir davada hepimizin bu süreçleri başlatanların sorumluluğu vardır. Şüpheli veya sanık sıfatı verilmesini gerektirmeyen her bir vatandaşımızla ilgili ihbar ve şikayetleri dikkatle, titizlikle incelemek ve takip etmek ve bunları insanların hak ve hukukunu, onurunu koruyacak şekilde değerlendirip somut deliller yoksa burada hukukun gereği neyse onu yapmak konusunda Cumhuriyet savcılarımızın özellikle cesur davranmasında büyük bir fayda vardır. Ben bir dilekçe vereyim de ona savcı şunu yapsın bunu yapsın diyen insanların önünü artık yargı kapatmalıdır. Cumhuriyet savcılarımız lekelenmeme hakkı konusunda büyük başarılı bir uygulama ortaya koymuştur. Bundan sonraki süreçte de bunu daha da artırmak savcılarımızın ana görevlerindedir” diye konuştu.

“BU KARARLARI TELEVİZYONDA DİNLEYİNCE KAHROLDUM”
Uygulamalarda insanların içini acıtan pek çok hadiseye maalesef şahit olduklarına dikkat çeken Bakan Bozdağ, “Özellikle kadına şiddet ve şiddetle mücadele konusunda şiddet mağduru olan kadınlarla ilgili veya cinayete kurban giden kadınlarla ilgili yapılan yargılamalarda toplumu ayağa kaldıran, pek çok insanımızın vicdanlarını sızlatan nice örneklere şahit olduk. Geçmişte, Tokat’ta 23 yerinden bıçaklanan bir kadını bıçaklayan fail ile ilgili adli kontrol kararı verilebildi. Aksaray’da kendinden geçmiş döne döne küçücük bir yavrumuzu dövene mahkeme iyi hal indirimi uygulama kararı verebildi. Ben bu kararları televizyonda dinleyince kahroldum. Mahkeme, hakim eleştirisi yapmak istemiyorum ama bir hakikati bizim tespit etmemiz lazım. 23 bıçak yiyen bir kadını bıçaklayan faili bizim kanunuz adli kontrolle serbest bırakmaya izin vermez. Ama hakimlerin ve savcıların takdir hakları anayasa kanun ve hukukla bağlıdır. Bunun dışında takdir hakkını hiçbirimizin kullanmaya hakkı yoktur. Takdir hakkı bunlarla sınırla ve bağlıdır” ifadelerine yer verdi.

İYİ HAL İNDİRİMİNE DÜZENLEME
Bu nedenlerle yeni düzenlemeler yapmayı ve hayata geçirmeyi kararlaştırdıklarını belirten Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Acaba bu iyi hal indirimi konusunda ortaya çıkan aksaklıklar yasadan mı yoksa uygulamadan mı kaynaklanıyor. Gördük ki esasında yasa uygulamaya bu konuda büyük imkanlar veriyor. Takdir hakkı doğru uygulandığı takdirde bir sorun gözükmüyor. Maalesef kanunun yazılış şeklinde de bazı sorunlar olduğunu hep birlikte gördük. O yüzden yeni düzenlemeyle iyi hal indirimi olarak takdiri indirim nedenlerini somutlaştırıyor, sınırlandırıyor ve ucu açık indirim uygulanmasına son veriyoruz. Duruşma öncesi ve duruşma sırasındaki davranışların somut pişmanlığı gösteren davranışlar olması kuralını yasaya getirip koyuyoruz. İkinci olarak, sırf duruşmada hakimi mahkemeyi etkilemek maksadıyla yapılan rol kesmelere, oynanan tiyatroya son veriyoruz. Kravat taktı, boyun büktü, el bağladı gerekçeleriyle veya mahkemeye sunulan bu rol ve algı nedeniyle indirim yapılmayacağına dair yasaya açık ve net yasa koyuyoruz. Üçüncü olarak, ‘…gibi hususlar’ ibaresi fıkranın sonunda geçiyor. Bu ‘…gibi hususlar’ ibaresinin içinde ne var bilen yok. Sınırsız ve sonsuz… Bu ucu açık indirim nedenlerini de tamamen ortadan kaldırıyoruz. Bundan sonraki süreçlerde iyi hal indirimi somut pişmanlık gösteren davranışlarla ilgili olacak. Ucu açık nedenlerle olmayacak. Bunu indirimi yapan hakim bunun gerekçesini de açık açık karara yazacak. Kanundaki kavramları tekrar etmek gerekçe yazmak değildir. Maalesef pek çok gerekçe kanundaki kavramları tekrar ediyor. İyi hal uygulamaları daha somut nedenlere ve daha somut gerekçelere bağlanmış oldu.”

KADINA ŞİDDET KATALOG SUÇLAR KAPSAMINA ALINIYOR
Yeni uygulamayla ısrarlı takibi müstakil bir suç olarak düzenleyeceklerini ve 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla bir yaptırıma bağlayacaklarına dikkat çeken Bakan Bozdağ, düzenlemeye ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Israrlı bir şekilde fiziken takip etmek haberleşme veya iletişim araçları veya bilişim sistemleri veyahut üçüncü şahıslar üzerinden bir kadına karşı ısrarlı takipte, tacizde bulunmak bundan sonra ceza kanunumuzda müstakil bir suç olarak yerini alacaktır. Böylelikle kadınlarımızın kendini bilmeyen kişiler tarafından ısrarlı bir şekilde takip edilerek taciz edilmesi ve rahatsız edilmesi, haklarının ve hukuklarının çiğnenmesi yönünde önemli bir tedbiri hayata geçirmiş oluyoruz. Tabi kadına karşı şiddet sadece darpla olmuyor. İşkence var, eziyet var, tehdit var. Yeni düzenleme içerisinde kasten yaralamada eziyette, işkence de ve tehditte de kadına dönük eylemlerin cezası özellikle artırılmaktadır. CMK’nın 100’üncü maddesinde yer alan tutuklama nedeni var sayılan haller başlığı altında yer alan katalog suçlar arasına kadına karşı şiddeti koyuyoruz. Artık katalog da yerini alacak. Sağlık çalışanlarına karşı şiddeti de kataloğa koyuyoruz. Kadınların yüzüne kezzap atmak suretiyle onlara zarar vermeyi de aynı şekilde bu kapsama alıyoruz. Kendini koruyamayacak durumda olan kişilere karşı darp suçunun işlenmesini de kataloğa alıyoruz. Döne döne çocuk dövenler, döne döne kendini savunamayacak insanlara zarar verenlere karşı hukukumuzun etkin bir şekilde uygulanmasını, kendini savunamayacak insanları hukukun savunmasının son derece önemli olarak görüyoruz. Kadınlara karşı şiddet içeren her türlü suçun işlenmesi halinde darp, işkence, eziyet, tehdit, çocukların cinsel istismarı, fuhuş ve diğer bütün hallerde hapis cezası süresi aranmaksızın talepleri halinde doğrudan ücretsiz avukat görevlendirilmesi sağlanacaktır.”

HAKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI GELİYOR
Hakim ve savcı yardımcılığı hakkında da önemli bilgiler veren Bozdağ, “Hakim ve savcılarımız ile ilgili önümüzdeki dönemde yeni ve tarihi yeni bir reforma imza atmaya hazırlanıyoruz. Cumhurbaşkanımızın da daha önce açıkladığı gibi hakim ve savcı adaylığı müessesini kaldırıyor kaldırıyor yerine hakim ve savcı yardımcılığı müessesini getiriyoruz. Hakim ve savcı yardımcılığı müessesesi için 3 yıllık bir süre öngörmekteyiz. Bu 3 yıllık süre içerisinde hakim ve savcı yardımcıları adliyelerde eğitici hakim ve savcılar nezdinde usta-çırak ilişkisi içerisinde büyük bir başarıyla yetiştirilecektir. Bir hakim ve savcının yanına en fazla 2 hakim ve savcı yardımcısı ataması yapılacak ve hakim ve savcı nezdine atanan eğitimci hakim ve savcının bunlarla daha etkin, verimli ilgilenmesi temin edilecek. Onlara da ayrıca terfilerinde bu işlemleri iyi yapmaları nedeniyle yeni imkanlar ve fırsatları yasaya koyacağımızı ifade etmek isterim” açıklamasında bulundu.  Coğrafi teminatı da bu yeni düzenleme kapsamında hayata geçirecekleri müjdesini veren Bakan Bozdağ, “Coğrafi teminatı hakim ve savcılarımızın arzu ettiğini ve buna önem verdiğini biliyoruz. Hukuk devletinin güçlenmesi, adalete güvenin artması, yargı mensuplarının üzerindeki baskıların kalkması bakımından da coğrafi teminatın son derece önemli olduğunu biliyor ve bu konuda da önemli bir adımı hayata geçireceğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.

GEREKÇELİ KARARIN ÖNEMİNE VURGU
Yargı ile medya arasında ciddi bir ilişki olduğunu söyleyen Bakan Bozdağ, “Yargının verdiği kararları vatandaş, medya ve toplumun her kesimi büyük bir dikkatle takip etmektedir. Bizim bu kararlarımızda yaptığımız iş ve işlemlerimizde medya denetimini ve kamuoyu denetimini de göz önünde bulundurmamız son derece önemlidir. Bunu yaparken medyanın ve sosyal medyanın hakim ve savcı yerine geçmesine asla izin vermemeliyiz. Eğer bir savcı veya hakim anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermek yerine medyaya, sosyal medyaya veya kamuoyu baskısına göre karar verirse adaleti ayakta tutmamış, hakkı teslim etmemiş, haksızlığa vesile olmuştur. Bizim kararımız doğruysa Türkiye ayağa kalksa dahi kararın arkasında durmalıyız. Kararımız yanlışsa düzeltmekte de hiç çekingen davranmamalıyız. Bu noktada yargı kamuoyu ayağa kalktı diye eğer bir karar değiştiriliyorsa iki şey vardır demektir. Ya karar yanlıştır ya da gerekçesi yetersizdir. Kararların gerekçelerinin doyuruculuğuna son derece önem vermeliyiz” ifadelerini kullandı.

“BEN HAKİM SAVCI OLSAM SOSYAL MEDYA KULLANMAM”
Sosyal medya kullanımı konusunda hakim ve savcılara uyarılarda bulunan Bakan Bozdağ, “Ben hakim ve savcı olsam sosyal medya kullanmam. İster başka isim altında kullansın ister gerçek isim altında kullansın o sosyal medya kullanımında sizin yorumlarınızdan, sizin değerlendirmeleriniz ve kanaatlerinizden sizin hakkınızda fikir sahibi oluyor ve ona göre size olan güveni sarsılıyor. O nedenle takdir size ait ama bu konuda büyük bir hassasiyeti yargı mensuplarımızdan bekliyorum” dedi.

HSK’DAN SOSYAL MEDYA KULLANIM REHBERİ
Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun, yargı etiği bildirgesi kapsamında sosyal medya rehberi kullanımına dair etik ilkeleri belirleyen önemli ve tarihi bir çalışmaya imza attığını belirterek, önümüzdeki günlerde Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun bu etik ilkeleri genel kurulda görüşüp karara bağladıktan sonra kamuoyu ile paylaşacağını söyledi.

 

STOKÇULUK YAPANLAR YANDI CEZALAR ARTIYOR
Stokçuluk yapan ve bu nedenle fiyat artışına sebep olan kişilere yönelik uygulanan cezaların fazla caydırıcı olmadığını, Kanun’da yer alan stokçulukla ilgili maddelerin yeniden ele alınıp düzenleneceğini ve cezaların artırılacağını kaydeden Bakan Bozdağ, “Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında yaşanan hadiseler nedeniyle zaman zaman piyasadaki fiyatları etkileme, stokçuluk yaparak daha fazla kazanma salikiyle hareket edenler söz konusu. Türk Ceza Kanunu’nun 237’inci maddesi, işçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimselere cezai yaptırım öngörüyor. Yine Kanun’un 240’ıncı maddesi, belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi şu kadar hapis cezasıyla cezalandırılır diyor. Bunu ceza kanunu ülkenin ihtiyaç duyduğu zamanlarda bu konuları kötüle kullanan suç maksadıyla fahiş fiyatların oluşmasını sağlamak, piyasada daralmayı temin etmek ve kamu düzenini bozmak içinde kullanabilirler. Bu maddeler esasında kötü niyetli fiyatları artırmak isteyenler, stokçuluk yapanlara karşı ceza kanunumuzun aldığı tedbirlerdir. Bu tedbirlerin uygulanması son derece önemlidir. Ama bizim gördüğümüz kadarıyla buradaki cezaların fazla caydırıcı olmadığı gerçek. Yeni dönemde fiyatları etkileme ve stokçulukla ilgili maddelerdeki yaptırımları yeniden ele alıp yeniden düzenleyeceğiz. Türkiye’nin iç hukuku içerisinde vatandaşlarımızın her birinin menfaatlerini ilgilendiren bu konuda elbette yargı mensuplarımızın hassasiyetinin son derece önemli olduğunu ifade etmek isterim. Bu konuda yeni düzenlemelerin hazırlığı içerisinde olduğumuzu paylaşmak isterim ve yeni adımları önümüzdeki günlerde hayata geçireceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı
Toplantıya, HSK Başkanvekili ve İkinci Daire Başkanı Mehmet Akif Ekinci, Birinci Daire Başkanı Halil Koç ile kurul üyeleri, 81 ilin Başsavcıları, Komisyon Başkanları, Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcıları ve Başkanları katıldı.
Açılış konuşmalarının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti. Toplantının bu bölümünde ise HSK Başkanvekili ve İkinci Daire Başkanı Mehmet Akif Ekinci, Birinci Daire Başkanı Halil Koç ve kurul üyeleri yargı mensuplarının talep ve sorunlarını dinledi.

 

KAYNAK : SABAH