Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nden ilginç ByLock değerlendirmesi!

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bir FETÖ sanığına verilen ceza ile ilgili yaptığı incelemede örgütün kriptolu haberleşme uygulaması ByLock delilinin usulüne uygun şekilde elde edilmediğini iddia etti. Daire, ancak sanığın ByLock kullandığını itiraf etmesini örgüt üyeliği için delil olarak sayılabileceğini kaydetti.

Muhammed D. isimli şüpheli FETÖ operasyonu kapsamında gözaltına alındı. ByLock kullanıcısı olduğu belirlenen ve ByLock’u kullandığını itiraf eden şüpheli hakkında Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlaması kapsamında iddianame düzenlendi.

Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Muhammed D. pişmanlığını dile getirip örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi. Fakat mahkeme, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına hükmederek Muhammed D. hakkında atılı suç kapsamında herhangi bir indirim yapmadan mahkûmiyet kararına hükmetti. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi de kararı onadı.

Şüphelinin avukatları kararı Yargıtay’a taşıdı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise, yeterli gerekçe gösterilmeksizin etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin kararın bozulup şüphelinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması doğrultusunda karar verilmesi için bozdu. Fakat sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesine hükmetti.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararında, örgütün kriptolu haberleşme uygulaması ByLock ile ilgili ilginç bir değerlendirme yapıldı. Kararda, ByLock’u usulüne uygun olarak temin edilmediği, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair ikrarda bulunduğu, bu sebeple açık ikrar sonucu örgütsel faaliyetler bakımından örgüt üyesi olduğunun kabul edilebileceği ileri sürüldü.

Dairenin söz konusu kararında ByLock’un usulüne uygun temin edilmediğini değerlendirmesi ile neyi kastettiği tartışma konusu oldu.