SON TV

Adalet Bakanı Tunç’tan hakim ve savcı adaylarına tavsiye

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Adalet Akademisi tarafından Hâkim ve Savcı adaylarının mesleğe uyum sağlamalarını hızlandırmak için düzenlenen Mesleki Uygulama Yarışmaları Ödül Töreni’ne katıldı. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Tunç, hakim ve savcı adaylarına tavsiyelerde bulundu. Bakan Tunç, “Hâkim ve savcı, adli hizmet süreçlerinde; kendisine, annesine, babasına, sevdiğine nasıl davranılmasını istiyorsa, nasıl bir hizmet anlayışı bekliyorsa, vatandaşımıza da aynısını sunmalıdır. Adliyenin kapısından giren herkese, kendimize nasıl muamele edilmesini bekliyorsak, öyle muamele edelim. Vatandaşımız, yargı sistemi ile irtibat kurduğunda; adalet beklentisine uygun nezaketle davranılacağından şüphe duymamalıdır” dedi.

Adalet Bakanı Tunç’tan hakim ve savcı adaylarına tavsiye

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Adalet Akademisi tarafından Hâkim ve Savcı adaylarının mesleğe uyum sağlamalarını hızlandırmak için düzenlenen Mesleki Uygulama Yarışmaları Ödül Töreni’ne katıldı. Yargıtay Başkanlığı İsmail Rüştü Cirit Konferans Salonunda düzenlenen ödül törenine; Adalet Bakan Yardımcıları Hasan Yılmaz ve Akın Gürlek, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili ve İkinci Daire Başkanı Mehmet Akif Ekinci, Birinci Daire Başkanı Halil Koç ve Kurul üyeleri, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir ile hakim ve savcı adayları katıldı.
GEREKÇELİ KARAR VURGUSU
Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Tunç, gerekçeli kararın önemine vurgu yaptı. Gelişen teknoloji ile birlikte herhangi bir mahkeme kararının ülke gündemini etkileyebildiğini belirten Bakan Tunç, “Bazen dosya içeriğinden habersiz olarak bazen de gerçeği çarpıtarak negatif algı oluşturmaya dönük söylemlerin dolaşıma sokulduğunu görüyoruz. Mahkeme kararlarına ilişkin algıyla olgu arasındaki çelişkiyi gidermenin yolu mahkeme kararlarının gerekçesinden geçmektedir. Ne diyoruz? Yargı, kararlarıyla konuşur. Evet, mahkeme kararları; yargının âdeta tek dilidir. Yargı; kararları ile konuşurken, gerekçesini açık, anlaşılır, tutarlı, somut olaya yönelik ilgili ve yeterli bir şekilde ortaya koymalıdır. Böylece verilen kararlarda, toplumun denetimi gerekçe ile sağlanır. Gerekçede; sebep ve sonuç diyalektiği doyurucu bir şekilde ortaya konulursa; verilen karardaki hakikatin ışığı toplumca anlaşılır, hissedilir. Ve böylece tarafların ve toplumun adalet duygusu tatmin olur. Taraflar kadar bu sürece tanıklık edenlerin de adaletin tecelli ettiğine inanması, gerekçe olmadan mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
GEREKÇE DEZENFORMASYONLA MÜCADELEDE ÖNEMLİ BİR İLETİŞİM YÖNTEMİDİR
Gerekçenin aynı zamanda dezenformasyonla mücadelede de önemli bir iletişim yöntemi olduğunu kaydeden Bakan Tunç, “Bu yönüyle gerekçe, yargı organının temel kamusal iletişim aracıdır. Gerekçe aynı zamanda, yargısal denetimin etkin bir şekilde işlemesine imkân sağlar. Verilen kararın gerekçesinin net ve doyurucu bir şekilde ortaya konması kanun yolu denetiminin niteliğini artırır” diye konuştu.
HAKİM VE SAVCI ADAYLARINA TAVSİYE
Bakan Tunç, hakim ve savcı adaylarına da tavsiyelerde bulundu. Bu görev ve unvanların gelip geçici olduğunu kaydeden Tunç, “Geriye nezaketiniz, zerafetiniz ve verdiğimiz adil kararlar kalır. Milletimiz adliyeye bakınca korku, kaygı değil; güven duymalıdır, huzur bulmalıdır. Varlığınız vatandaşlarımız için bir rahatlık, bir sükûnet kaynağı olmalıdır. Adliyeler, mahkemeler; tarafların derdinde deva; sorunlarına çare olmalıdır. Çünkü Hâkim ve savcılık mesleği, aynı zamanda hukuku uygulayarak toplumun huzurunu amaçlayan büyük bir sorumluluğu gerektirir. Bu sorumluluğu yerine getirirken hâkim ve savcı milletin hizmetinde olduğunu da unutmamalıdır. Millet adına, millet için karar verdiğini her daim aklında bulundurmalıdır. Her hareketinde, her davranışında, her kararında buna dikkat etme zorunluluğu vardır. Çünkü hâkimlik ve savcılık mesleği, yalnızca hukuki bilgi ve tecrübeye dayalı bir meslek değildir. Aynı zamanda insanlarla iletişim kurabilmek, duygusal zekaya sahip olmak, empati yapabilmek gibi önemli becerileri de gerektirir” ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç, hakim ve savcıların, adli hizmet süreçlerinde annesine, babasına ve sevdiklerine nasıl davranılmasını istiyorsa, nasıl bir hizmet anlayışı bekliyorsa vatandaşlara da öyle davranması gerektiğini belirterek, “Adliyenin kapısından giren herkese, kendimize nasıl muamele edilmesini bekliyorsak, öyle muamele edelim. Vatandaşımız, yargı sistemi ile irtibat kurduğunda; adalet beklentisine uygun nezaketle davranılacağından şüphe duymamalıdır” dedi.
DERECEYE GİREN ADAYLARA ÖDÜLLERİ VERİLDİ
Bakan Tunç, açılış konuşmalarının ardından Kurgusal Duruşma, Hukuk Yargılamasında ve İdari Yargıda Gerekçeli Karar Yazımı ile İnsan Hakları Hukuku alanlarında düzenlenen Mesleki Uygulama Yarışmalarında dereceye giren hakim ve savcı adaylarına ödüllerini takdim etti.