SON TV

Bilfen Okulları’nın büyük LGS başarısı!

2018 Liseye Giriş Sınavı (LGS)’nda büyük başarıya imza atan Bilfen Okulları öğrencileri İstanbul’un en önemli liselerine girmeyi başardı.

Bilfen Okulları’nın büyük LGS başarısı!

SON TV HABER MERKEZİ – Bilfen Okulları 2018 Liseye Giriş Sınavı’nda da büyük bir başarı sergiledi. İstanbul’un en başarılı liselerine giriş yapan Bilfenli gençler zor olarak nitelendirilen sınavı üstün bir başarıyla geçti.

Bilfen Okulları’nın yöneticisi Fatih Öztürk Twitter hesabı üzerinden konuya ilişkin yaptığı açıklamada’ “2018 Mezunlarımızın en çok öğrencinin yerleştiği ilk 12 okul, listede kaç öğrencinin okula yerleştiğini ve o okulun toplam kontenjanı içerisinde yüzde kaçının Bilfen öğrencisi olduğunu görebilirsiniz.  #BaşarımızTesadüfDeğil” dedi.

İŞTE O OKULLAR VE YERLEŞEN ÖĞRENCİ SAYISI

Üsküdar Fen Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 93

Üsküdar Amerikan Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 79

Amerikan Robert Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 79

Saint Joseph Fransız Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 80

Alman Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 46

St. Georg Avusturya Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 23

İzmir Amerikan Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 40

Notre Dame De Sion Fransız Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 29

Saint Benoit Fransız Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 29

Sainte Pulcherie Fransız Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 17

Özel Saint Michel Fransız Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 20

İstanbul Erkek Lisesi

Yerleşen Öğrenci Sayısı: 19

BİLFEN OKULLARI’NIN YÖNETİCİSİ ÖZTÜRK ‘OKULU OKUL YAPAN ÖĞRETMENDİR’ DEMİŞTİ

Bilfen Okulları’nın ikinci kuşak yöneticisi Fatih Öztürk eğitim ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. Öztürk, ‘Okulu okul yapan öğretmendir’ dedi.

Okulculuk hizmetlerine 1972 yılında Ortaköy’de açtığı Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi ile başlayan Osman Öztürk, Bilfen markası adı altındaki ilk okul girişimini 1988’de yaptı. Bugün 30’uncu yılını kutlayan Bilfen Eğitim Kurumları 16 lise, 17 ilkokul, 16 ortaokul ve 31 anaokulu ile 7 ilde hizmet veriyor.

Bilfen Okulları’nın ikinci kuşak yöneticisi Fatih Öztürk, “En başarılı okullardan biriyiz. Bizi yukarıya taşıyan en önemli unsur öğretmendir. Çünkü, okulu okul yapan öğretmendir” diyor. Bilfen Okulları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Öztürk ile eğitimi konuştuk.

– Sizin iş hayatınızdaki en büyük başarınız nedir?

İdeallerimiz. Biz 30 yıldır eğitime hep aynı bakış açısı ile baktık. “Eğitim ciddi bir iştir, bilmekten öte, gönül vermek gerekir” sözünü kendimize kılavuz aldık. Daima işini gönülden yapanlarla yol almayı önemsedik. Biz her zaman eğitimi ticaretin önünde tuttuk. Ticaret için hiçbir zaman taviz vermedik. Biz bir aile şirketiyiz. Örneğin 20 senedir, yönetim kurulumuzda tek bir öğretmenin işe alım sürecine müdahale etmedik, sözleşmesini imzalamadık. Öğretmenlerimizin işe alım süreçlerini profesyonel yönetim kadrolarımıza emanet ettik. Tüm bunlar da bize istikrar ve başarı getirdi. Kendimizi geliştirmek için hep çok çalıştık, halen de çalışmaya devam ediyoruz.

– Çalışma süreleri sizde uzun

Evet. Bizde işe başlayan öğretmen ilk yılı tamamladıktan sonra olumlu ise ki bunun yüzde 90-95’i ilk yılını tamamlar, ondan sonra da hemen hemen emekli oluncaya kadar uzun yıllar görevine devam eder. 20-25 yıl aralığında kurumumuzda çalışan çok fazla sayıda idarecimiz ve öğretmenimiz var

– Hiç mi yanlış kararınız olmadı?

Hepimiz insanız ve hepimiz yanlış karar verebiliriz. Yöneticilerimize her zaman karar verme yetkisi veririz. Yöneticinin her şeyi bizlere sorması da doğru yöneticilik anlayışı değil. Ama, sonuçta insanız. Herkes yanlış kararlar verebilir. Benim de 10 kararımdan 8’i doğru ise iyi bir sonuç diye düşünürüm. Yöneticilere “Asla bir karar verirken aman yanlış karar verir miyim değil, sizin için en doğrusu ne ise o şekilde karar verin” deriz. Eğer yanlış bir karar alınmışsa da hep beraber oturur değerlendirir, hatayı tespit eder, gerekli düzeltmeleri yaparız. Önemli olan birinin yapabileceği yanlıştan hepimizin ders çıkarmasıdır.

– Eğitim dışında yatırımlarınız var mı?

7 ilde onlarca okulumuz var. Önümüzdeki yıl İstanbul Alkent kampüsü, Ankara Çukurambar ve Gaziantep kampüsü açılıyor. Çok hızlı büyüme taraftarı değiliz, bütün okullarımız kendi işletmemiz altında, yüzde 80’i de kendi mülkümüz.

İki okul markamız daha var. Bilnet Okulları ve Ege Üniversitesi Güçlendirme Vakfı okulları. Bu iki okul markamız da gelecek yıl 21 kampüsle eğitime devam ediyor olacak. Toplamda çalışan sayımız 7 bini geçti. Yayıncılıkta da çok iyi bir aşamadayız, piyasadaki kitap sayımız 40 milyon adetin üstünde.

Gazete matbaalarını saymazsak belki de Türkiye’deki en büyük kapasiteye sahip bir matbaamız var. Avrupa’nın 3’üncü, dünyanın 9’uncu büyük tesisi. Yaklaşık 60 bin metrekare kapalı alanda hizmet veriyoruz. 35 ülkeye düzenli olarak ihracatımız var. Aynı zamanda toplu yemek işimiz de var. Şu anda farklı şehirlerde kurulu 5 büyük üretim tesisimiz ile taşıma yemek hizmeti sunuyoruz. Farklı sektörlerden birçok firmaya yemek veriyoruz. Günlük üretim kapasitemiz ortalama 160 bin porsiyon.

Bunun dışında İstanbul içi ve dışı 900’ü aşan servisimiz ile öğrenci taşımacılığı yapıyoruz. Gerek eğitim gerekse grup şirketlerimizin inşaabakım ve onarımlarını da yine kendi şirketimiz bünyesinde yürütüyoruz. Kendi öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurduğumuz bu şirketlerimiz ile bugün birçok firmaya hizmet ediyoruz.

HER KÖŞEYE BİR KOLEJ AÇILIYOR

Eğitim sisteminde çok fazla değişiklik bizleri de çocuklarımızı da yoruyor. Ama son yıllara bakıldığında özel okulculuğun payı arttı. Şu anda her köşeye bir özel okul açılıyor. Farklı sektörlerden bu girişimde bulunanlar var. Özel okulculukta çok para olduğunu düşünülüyor. Ben, bağımsız açılan bazı özel okulların ömürlerinin çok uzun olduğunu düşünmüyorum. Okulun, eğitim yapısı sosyal olanakları binaları önemlidir. Ama öncelikli olarak bakılması gereken şey o eğitim kurumunun ne kadar süre faaliyet gösterdiğidir. Kurucularının kökeni, hangi sektörden geldiği de önemlidir. Biz 30 yıldır eğitimin içindeyiz, ama bu yılların hepsi güzel günler olmadı, zor günler de vardı. Bakalım hepsi öğretmenine, öğrencisine sahip çıkacak mı?

ÖĞRENCİLERİMİZİN BÜYÜK KISMI ÇALIŞMAYI SEVİYOR

En başarılı okullardan biriyiz. Bizi yukarıya taşıyan en önemli unsur öğretmendir. Çünkü, okulu okul yapan öğretmendir. Biz hep bu felsefeyle, hep iyi öğretmenle çalıştık. Ama öğretmenlerimizi de hep iyi yetiştirdik. Bizde başarılı, başarısız öğrenci kavramı yoktur. Çalışmayı seven, sevmeyen öğrenci vardır. Öğrencilerimizin çok büyük kısmını çalışmayı seven öğrencilerden oluşuyor. Biz eğitim için hiçbir şeyden taviz vermedik. Hep en iyiyi yapmaya çalıştık. Akademik olarak çok kuvvetli bir okuluz. Bunu da her yıl yapılan ortaöğretime geçiş ve üniversite sınavları ile taçlandırıyoruz. Ancak, şunu da biliyoruz ki, “Akademik başarı önemlidir; ama tek başına yeterli değildir. öğrencilerimiz yabancı dille, sanatla, sporla, müzikle, rehberlik çalışmaları ve kültürel aktivitelerle sürekli destekliyoruz. Bizim Türkiye şampiyonu öğrencilerimize baktığınızda İngilizceyi ana dili gibi konuşan, en az bir enstrüman çalan, dört stilde yüzen öğrenciler olduklarını görürsünüz. Şu an okullarımızda 1.750’yi aşan lisanslı sporcu var.

YAPTIĞIM HATADAN DERS ÇIKARDIM

Ben kuruma üniversite bittikten sonra 1996’da katıldım. O zaman da benim için önemli olan bir şeyden ders çıkardım. O zamanlar tuttuğum takım Fenerbahçe ile yanıp tutuşuyorum. Aklımda tek bir şey var Fenerbahçe ile Bilfen’i yan yana getirmek. Hayalim de Fenerbahçe’de ana cadde üstünde bir Fenerbahçe-Bilfen anaokulu açmak. Babam Osman Öztürk’e sordum. O da bana fizibilite yapıp yapmadığımı sordu. Fenerbahçe aşkı öyle bir şey ki hiçbir fizibilite yapmamama rağmen, yapmış gibi davrandım. Bina tutup, anaokulunu açtım, sarı lacivert tabela yaptım. Her gün önüne geçip fotoğraf çekiyordum. Herkes bana Moda çevresinde o dönemde yaş ortalamasının yüksek olduğunu, anaokuluna öğrenci bulmanın zor olduğunu söylüyordu. Ama benim bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu. Sonra toplam 5 öğrenci buldum, ikisi de bursluydu. En sonunda okulu kapatmaya karar verdim. Babam, “Ben zaten biliyordum. Ama karşı çıkmadım. Bu kendi başına aldığın ilk karardı. Kaybımızı hesapladım. Ama ben eğer sana o gün karşı çıksaydım, hayatın boyunca babanın aldığı kararlara karşı çıktığını düşünürdün. Bundan sonra kalbine göre değil, mantığına göre iş yapmayı öğrenirsin. Başarısızlık denince aklıma gelen hep bu. Ondan sonra fizibilite çalışmalarına önem verdim, yanlış adımlar atmamaya çalıştım.

KİMDİR?

1973 yılında İstanbul’da doğdu. Lise eğitimini Bilfen’de tamamlayan Öztürk, İngiltere’deki Bournemouth Üniversitesi’nde finans eğitimi aldı. Bilfen Okullarının kurucusu olan babası Osman Öztürk’ten bayrağı devralan Fatih Öztürk, evli ve dört çocuk babası. Öztürk halen Bilfen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak başta grubun lokomatif markası Bilfen Okulları olmak üzere diğer tüm şirketleri ile yakından ilgileniyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bağış olarak yaptırdığı okullar ve içinde yer aldığı sosyal sorumluluk projeleri ile hem bir eğitim yatırımcısı hem de gönüllüsü.

Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olan Öztürk, aynı zamanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne kayıtlı bir koleksiyoner. Yağlı boya tablolara olan merakı ile de bilinen Öztürk’ün koleksiyonunda 750’ye yakın eser bulunuyor.

KULİS
→ Eğitim yolculuğuna yeni başlayan GEO Koleji’nin kurucu CEO’su Uğur Gazanker’le yollarının ayrılmasının ardından yönetimsel değişikliklerle büyüme ile ilgili kararlar tekrar gözden geçirildi. Kolejin CEO’luğuna Lütfullah Kutlu getirildi. Ankara’da yapımına başlanan ve öğrenci kaydı alınan okuldan vazgeçildi. Kayıt yapan 22 veliye bu karar bildirildi. Velilerden alınan ücretlerin de geri verileceği vurgulandı. Konuştuğum CEO Kutlu, yeni eğitim-öğretim döneminde İstanbul’daki Balmumcu ve Ataşehir kampüsünde eğitimlerine devam edeceklerini söyledi. Hürriyet Nuran Çakmakçı

ETİKETLER: