SON TV

Bugün Dünya Türk kahvesi günü! İşte Türkiye’nin Türk kahvesi haritası..

Bugün Dünya Türk Kahvesi Günü! Türkiye'nin Türk kahvesi haritasına göre en çok Türk kahvesini en çok Egeliler içiyor. İşte mis gibi kokusuyla gönülleri fetheden Türk kahvesinin tarihi..

Bugün Dünya Türk kahvesi günü! İşte Türkiye’nin Türk kahvesi haritası..

Türkiye’de yedi bölgenin Türk kahvesi haritası çıkarıldı.

5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü dolayısıyla Kahve Dünyası tarafından yapılan araştırmada, her 100 kişiden 95’inin Türk kahvesi içtiği görüldü.

Kahve içenlerin yüzde 77’si gibi büyük çoğunluğunun tercihini Türk kahvesinden yana kullanıdğı, sonra filtre kahve ve cappucino geliyor.

Günde ortalama bir fincan Türk kahvesi içiliyor, günde 2-3 fincan tüketenleirn oranı Ege Bölgesi’nde yüzde 34.

Türk kahvesinin en az içildiği böle Doğu Anadolu…

Türkiye’de hiç yetişmeyen bir ürün olduğu halde pişirilme yöntemiyle ortaya dünyaca meşhur bir lezzet sunmanın gururunu bize yaşatan, bir fincanının kırk yıl hatırı olan Türk kahvesi, mutfak kültürümüzün zengin bir birikimi olarak kültürümüzde önemli bir yer tutuyor. Kültürümüze sıkı sıkıya yerleşmiş olan Türk kahvesinin kökenine biraz göz atalım;

Kahvenin Kökeni

Kahvenin kökeni Arap yarımadası olarak bilinir. İlk bilgiler 10. yy’da bir Arap doktoru olan Rhazes’e uzansa da, kullanım MS 575 yıllarında başlar. Bazı araştırmacılara göre kahve adının kahvenin üretim beşiği olan Güneybatı Etiyopya’nın Kaffa şehriyle ilgisinden geldiği tahmin edilmektedir. Farklı düşüncelere göre ise Arapçada şarap anlamında kullanılan kahva zamanla “kahve”ye dönüşür. Kahve, Yemen’den Mekke ve Medine’ye oradan 15. yy. sonunda seyyahlar vasıtasıyla İran, Mısır, Türkiye ve oradan Avrupa ülkelerine yayıldı.

Osmanlı’nın Kahveyle Tanışması

Kahvenin Osmanlı İmparatorluğu’na gelişi konusunda iki rivayet vardır. Birincisine göre, 1554 yılında Suriyeli iki girişimci tarafından İstanbul’a getirilir. Diğer rivayete göre Yemen Valisi olan Özdemir Paşa kahve çekirdeklerini İstanbul’a getirir ve onun sayesinde saray kahveyle tanışır. Saray teşkilatına “kahvecibaşı” tahsis edilir. Günden güne daha fazla önem arz ediyordu ki, padişahın içeceği kahvenin suyu bile özel olarak Eyüp tepesi civarındaki Gümüşsuyu’ndan getiriliyordu.

Avrupa serüveni

Osmanlı’nın Fransa’ya 1669’da elçi olarak atadığı Kolbaşı Müteferrika Süleyman Ağa’ydı. Süleyman Ağa ile ilk kez bir Osmanlı erkeğini gören Avrupalılar, süpergücün temsilcisi olan bu kişiye daha yakın olabilmek, hatta ona benzemek için birbirleriyle adeta yarıştı. Fransa Kralı XIV. Louis bile buna kendini kaptırmış olacak ki Süleyman Ağa’yı elmas süslü bir kıyafetle karşıladı, onuruna eşi benzeri görülmemiş bir davet verdi. Kralın düşük rütbesini sonradan öğrendiği Osmanlı elçisini mutlu etmek için yaptıkları o kadar gülünçtü ki Moliere ‘Kibarlık Budalası’ isimli eserini bu olayı anlatmak için yazdı. Sohbetiyle herkesi kendine bağlayan Hoşsohbet Nüktedan Süleyman Ağa sayesinde Fransızlar Türk kahvesiyle tanıştı.