Cumhuriyet yazarı Cumhurbaşkanına ağır küfürleri aklamaya çalıştı

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, bugün “Gülcüler-Pelikancılar” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre’nin Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yayımladığı kararname ile Yargıtay Başsavcılığına atanmasında sözde “İstanbul Grubu” olarak nitelendirdiği bir grubun eli olduğunu öne sürdü. Barış Terkoğlu, Güre’nin İzmir Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün kendisini arayarak “Yanındayım” dediğini iddia ederken, Terkoğlu, 2014 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği belirlenen 5 kişinin cumhurbaşkanına hakaret suçundan haklarında soruşturma açılması ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatının Güre’ye mesaj attığını, Güre’nin de “Cumhurbaşkanına hakaret suçunun oluşmadığını ve kişilerin suç tarihinde 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle gözaltı yapmayacağını söylediğini iddia etti.  Terkoğlu, yazısında sürecin tanıklarıyla görüşmek üzere İzmir’e gittiğini ve Cumhurbaşkanına hakaret eden CHP’li o gençlerle konuştuğunu yazdı.

 

TERKOĞLU AĞIR HAKARETLERİ GÖRMEDİ

Barış Terkoğlu’nun, yazısında bahsettiği Cumhurbaşkanına hakaret etmediği belirtilen isimlerden biri İzmir Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda. Arda hakkında Facebook üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içerikli paylaşımlarda bulunması nedeniyle soruşturma açıldı. Halil Arda’nın, sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik birçok hakaretinin yanı sıra 16 Temmuz gecesi “Şuan Gaziemir de sela okunuyor, böyle komedi olmaz, yazıklar olsun Türk ordusuna kendini böylesine kullandırttı!” paylaşımları yaptığı belirlendi.

İŞTE CUMHURBAŞKANINA HAKARET ETMEDİĞİ İDDİA EDİLEN CHP’Lİ O GENÇLER

Barış Terkoğlu’nun yazısında bahsettiği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmediğini ileri sürdüğü o gençlerden biri Yasin Ergül.  Ergül, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma açıldı. Ergül’ün, sosyal medya hesabı üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı 10’dan fazla hakareti var.  Barış Terkoğlu’nun bahsettiği o gençlerden bir diğeri ise Volkan Gürboğa. Gürboğa da Twitter ve Facebook sosyal medya hesapları üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik, ağır küfürler içeren paylaşımlar yaptı. Gürboğa, ifadesinde, sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları söz konusu bu paylaşımları kendisinin yapıp yapmadığını hatırlamadığını söyledi. Dila isimli bir başka sosyal medya kullanıcısı hakkında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle kişilik haklarına saldırı kastıyla şeref, haysiyet ve onuruna yönelik ağır hakaret içeren ifadelerle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle şikayetçi olundu. Başlatılan soruşturma da takipsizlik kararı çıktı ve karara itiraz edildi. İtirazla ilgili yargı sürecinin ise devam ettiği öğrenildi.

AĞIR HAKARETLERİ GÖRMEDEN ALGI OPERASYONU YAPTI

Halil Arda’nın yargılama süreci devam ederken, Volkan Gürboğa ile Yasin Ergül’ün dosyalarının Bölge Adliye Mahkemesinde yargı süreçlerinin devam ettiği öğrenildi. Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu tüm bu yaşananlar ve ağır hakaretleri görmezden gelip, İzmir Cumhuriyet Başsavcısının değişimiyle CHP İzmir operasyonu adı altında algı operasyonu yürüterek CHP’li gençleri aklama çabasına girdi.

HSK AÇIKLAMA YAPTI

Hakimler ve Savcılar Kurulu ise haberlere ilişkin açıklama yaptı. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), son dönemde bazı basın yayın organlarında, Türk yargı sistemine yönelik eleştiri sınırlarını aşan bir takım açıklamalara yer verildiği ve bu kapsamda girişimlerde bulunulduğu belirtilerek, yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türk Yargısının itibarına halel getirebilecek bu durum nedeniyle, Kurulumuzca basın açıklaması yapılması zarureti hâsıl olmuştur. Anayasamızın 138’inci maddesinde, hâkimlerin görevlerinde bağımsız oldukları; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verdikleri; hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı öngörülmüştür. Değinilen Anayasal ilke çerçevesinde, tüm resmi ve özel kurum ve kuruluşlar ile birey ve toplulukların yargı bağımsızlığına saygı göstererek, yargılama süreçlerine müdahale niteliği taşıyacak her türlü eylem ve söylemden kaçınması önem arz etmektedir.”