SON TV

Danıştay’ın hakim savcı kararı Nedim Şener’in gündeminde

Danıştay 5. Dairesi, meslekten çıkarma kararının iptali için açılan davalarda çok sayıda iptal kararına imza atmış, göreve iade kararı verdiği 178 ismi HSK’ya bildirmişti. Daire ayrıca bu isimlere devletin de faiziyle birlikte tazminat ödemesini kararlaştırmıştı. Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener, bugünkü yazısında 342 dosya ile ilgili iade talebinin kabul edildiğini, 178 kişi dışında kalan 164 kişinin gerekçesinin henüz yazılmadığı için isim listesinin HSK’ya ulaşmadığını yazdı.

Danıştay’ın hakim savcı kararı Nedim Şener’in gündeminde

İşte Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener’in o yazısı:

Danıştay 5.Daire’sinin kararı, Hâkimler Savcılar Kurulu(HSK) ile Adalet Bakanlığı dahil FETÖ konusunda hassas olan yargı içinden ve dışından birçok kişiyi rahatsız etti. Nitekim HSK kararların tamamına itiraz etti.Böyle bir karardan rahatsız olmamak mümkün değil çünkü bu konuda en küçük hata ve ihmal Türkiye için felakete yol açar. TSK, Emniyet, MİT, Mülkiye başta devletin içinden FETÖ’cüleri temizlemek bir milli güvenlik sorunudur.

YARGI MAHREM YAPILANMASI

FETÖ’nün “devletin kılcal damarlarına” sızma hedefinde, TSK, Emniyet, MİT, Mülkiye yanında “Yargı Mahrem Yapılanması” önemli bir rol oynamıştır.

Yargıdaki FETÖ yapılanmasının örgüt açısından önemini 29 Mart 2019 günü Posta’daki köşemde şu satırlarla anlatmaya çalışmıştım:

“… satrançta, kareleri kendini gizleyerek tek tek küçük hamlelerle geçen ve tahtanın sonuna ulaşan piyon, aynı renkteki vezir, kale, fil ya da ata terfi eder. Yani o sıradan piyon, vezir, kale, fil ya da at’a dönüşür. Bunların içinde en önemli taş vezirdir. Çünkü kale, fil ya da at gibi sınırlı hareket etmez. Sağa, sola, öne arkaya ve çapraz yöne sınırsız giderek vurucu hamleyi yapar, tıpkı yargıdaki kripto FETÖ üyesi gibi.

Bir bakarsınız verdiği kararla FETÖ üyesini serbest bırakmış. Bir bakarsınız hiç ilgisi olmayan kişiyi tutuklayıp haksız mağduriyete yol açmış. Bir bakarsınız FETÖ’nün kripto iletişim yöntemleri ByLock ya da ankesörlü hat konusunda haksız bir takipsizlik ya da beraat kararı vermiş.

At, kale ya da file dönüşen piyon da tehlikelidir ama onların hareketi sınırlıdır. Bu üçünü bürokraside, Emniyet, TSK ya da diğer alanlara sızan FETÖ’nün piyonlarına benzetebiliriz. Bunların yetkisini, satranca benzetirsek hareketi hep sınırlıdır. Son sözü söyleyen yargıya sızıp vezire dönüşmüş piyon ise öldürücü vuruşu yapar yani hepsinin yaptığı çalışmaları sonuca ulaştırır.”

YARGININ ÜÇTE BİRİ FETÖ’CÜYDÜ

Bu satırlarla, yargıda bir tek FETÖ’cü hâkim ve savcının elindeki imkânlarla her türlü kumpası kurabileceği ve hedef aldığı herkese operasyon yapabileceğine dikkat çekmeye çalışmıştım.

FETÖ’nün yapılanmasının en güçlü yanlarından birisi yargıydı. Ergenekon, Balyoz, 7 Şubat 2012 MİT müsteşarının tutuklanma girişimi, 17/25 Aralık, MİT TIR’larının durdurulması gibi yaptığı her kumpasın yargı eliyle amacına ulaşacağını bildiği için bu konuya özel önem vermiştir. Öyle ki; 15 Temmuz 2016 darbe girişimi itibarıyla yargıdaki yapılanması; 14 bin dolayındaki hâkim ve savcının üçte biri düzeyindeydi.

Darbe girişiminin hemen ardından 16 Temmuz itibarı ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı suç duyurusuyla tam 2 bin 740 FETÖ mensubu hâkim ve savcı hakkında yasal işlem başlatıldı. HSYK’nın tespitleri o kadar yerindeydi ki bunların 1.460’ının Bylock kullanıcısı olduğu tespit edildi. İlerleyen zamanda ortaya çıkan deliller, itirafçı ifadeleri ile FETÖ’nün yargıdaki yapılanması önemli ölçüde deşifre edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2022 yılı Temmuz ayı itibarıyla 2 Anayasa Mahkemesi üyesi, 44 Danıştay üyesi, 5 HSYK üyesi, 118 Yargıtay üyesi, 3 bin 23 hâkim ve 1.230 savcı olmak üzere 4 bin 422 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bunların 22 bin 295’i tutuklandı. 1.284’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 213’ü gözaltı işleminden serbest bırakılırken, 294 kişi ise halen firari durumda.

Bunların yanında, öğretmen, din adamı, akademisyen, hâkimlerden oluşan, 25’i tutuklanan 12’si ise firari olmak üzere toplam 37 mahrem imam da tespit edildi.

Yargıdaki FETÖ yapılanmasını anlattıktan sonra gelelim Danıştay 5.Daire’sinin iade kararlarına. Sabah gazetesinin haberinde, Danıştay 5. Dairesi’nin FETÖ ile irtibat ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 178 ismin mesleğe dönmelerine karar verdiği, 122’si göreve iade edilirken, 56 ismin bulunduğu listenin ise HSK’ya geldiği bilgisi veriliyordu.

Edindiğim son rakam şu: 24 Ekim 2022 itibarıyla Danıştay 5. Dairesi’nda bulunan yargıdaki ihraçları kapsayan HSK dosyaları toplamı 4 bin 788. Daire bu dosyalardan 4 bin 246’sını göreve iade talebini reddetti, 342 dosya ile ilgili iade talebi ise kabul edildi. 178 kişi dışında kalan 164 kişinin gerekçesi yazılmadığı için isim listesi henüz HSK’ya ulaşmadı.

HSK İADE KARARLARINA İTİRAZ ETTİ

HSK ise göreve iade kararı verilenlerle ilgili kararların tamamına Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde itiraz etti. Ancak yasa gereği, Danıştay’ın verdiği kararı 30 gün içinde uygulamak zorunda olunduğundan göreve iadeler de gerçekleşti.

Elbette hatalı kararla görevden alınanların iadesi gereklidir. Ama haberlere yansıdığına göre; ankesör aramaları olan, mahrem imamlarla görüşmeleri tespit edilen, HTS ve geçmişe dönük arama ile sinyal kayıtları, tanık beyanları, ByLock yazışma içerikleri, emniyet analiz raporları ile FETÖ irtibat ve iltisakı tespit edilenler hakkında iade kararı, sadece yargının değil devletin temeline dinamit koymaktır. Verilecek bir “kamikaze kararın” nasıl sonuçlar doğuracağını herkes hatırlayacaktır. Unutmayın, her FETÖ’cü piyondur ama yargıdaki bir FETÖ’cü, vezire çıkan piyondur.