Doların silah olarak kullanılması, Trump’ın müzakere fantezisi ve bumerang!

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın Amerika’yı yalnızlaştırmak için adeta uğraştığı şu günlerde müzakere taktikleri ve Türkiye ile ilişkilerine yönelik hedefleri konusunda sıkça tartışmalar yapılıyor ve bu hedefler doğrultusunda şüpheler giderek artıyor.

DÜNYADA YALNIZLAŞIYOR

Ticaret savaşlarının hız kazandığı bugünlerde Amerikan kamuoyu da Trump’ın icraatlerinin iç siyasete dönük eskizler olduğunu tartışırken bir yandan da Amerika’nın dünyada yalnızlaşmaya gittiği ve Pax Americana yerine kaosçu Amerika’yı inşa ettiğini kaygıyla seslendirmekte. Bilindiği üzere piyasa ve siyasetin kesişimi önemlidir ve bu ilişki özellikle seçim dönemlerinde yakından takip edilmektedir.

ABD’nin hibrit ekonomik savaşı bumeranga dönecek – TIKLAYIN

“EN GELİŞMİŞ VE EN ETKİLİ…”

Michael Lebowitz

Michael Lebowitz önemli bir alıntıyı aktarıyor: Charles Krauthammer’ın son derece açık bir şekilde tarif ettiği gibi, “En gelişmiş ve en etkili kültürlere sahip olabilirsiniz. Bununla birlikte, yanlış politika anlayışına sahip olduğunuzda her şeyin harap olması işten bile değildir. Burada bahsedilen antik tarih değil, 1933 Almanya’sı. ”

Bu itibarla, Batı entelektüel çevrelerinde özellikle Donald Trump’ın müzakere taktikleri ve Türkiye ile ilişkilerine yönelik hedefleri konusunda şüpheler giderek büyümektedir.

MÜZAKERE STRATEJİLERİNİN ARKASINDA YATAN…

Trump müzakere stratejilerinin arkasında yatan varsayımlardan biri şudur: Batılı literatüre göre Çin, Türkiye ve İran gibi ülkeler gelişmekte olan ekonomiler olarak sınıflandırılmaktadır. Sınıflandırma geniş ve farklı bir ülke grubunu içerirken, bu ülkelerin ortak birçok yönü vardır. Birincisi, bu ülkelerin para birimlerinin, çoğunlukla, likit ya da çok değerli olmamasıdır. Böylece, dünya ticaretini yürütmek için dünya rezerv para birimine yani çoğunlukla ABD dolarına dayalı olarak işlem yapmaktadırlar. Örneğin, Pakistan Katar’dan petrol aldığında, rupi veya riyale değil, dolarla işlem yapmaktadırlar. Ticaretin sürdürülmesi için bu ülkeler dolar rezerv tutarlar. Ayrıca, gelişmekte olan ülkeler, dolar ihtiyaçları için ABD doları cinsinden borçlanmaya gitmektedirler. Trump bu durumun sonsuza kadar süreceği varsayımından hareket ediyor.

ANLAŞMA SANATI

“Anlaşma Sanatı” (The Art of Deal) adlı bir kitap yazan Donald Trump’ın müzakere yeteneklerinden büyük gurur duyduğu ve bunu yansıttığı kolayca gözlemlenmektedir. Bu kitabın okuyucuları, Trump’ın müzakerelerde kaldıracın gücüne büyük değer atfettiğini bilir.

BAŞ EĞDİRME TEHDİDİ

Trump’ın her şeyden önce küresel manzarayı değiştirmek için muazzam bir kaldıraca sahip olduğu algısını dayattığı görülmekte.Ticaret müzakerelerinde, Meksika, Kanada, Avrupa ve Çin’e karşı tekrarlanan gümrük tarifeleri söz konusu oldu. Hedefin, bu ülkeleri önceki ticaret anlaşmalarını yeniden müzakere etmeye veya tarifeleri kaldırmaya zorlamak olduğuna inanılmakta. Trump için bu kaldıraç, ağır cezalar ya da misillemeli tarifeler dayatma yoluyla ülkeleri baş eğdirme tehdidi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu kapsamda, Trump’ın kullandığı araçlardan birinin özellikle de gelişen ekonomiler söz konusu olduğunda doların değerlenmesi olduğu Amerikan basınında da seslendirilmeye başlanmıştır.

İŞTE O TWEET

Bunu gösteren bir ipucu Donald Trump’ın 16 Ağustos 2018 tarihli şu Tweetinde: “Para daha önce nadiren olduğu gibi bizim sevgili DOLAR’a doğru akıyor.”

ABD Doları’nın yakın zamanda diğer para birimlerine karşı yükselişinin nedenlerinden bağımsız olarak, Trump’ın istediği şeyi elde etmek için doları bir müzakere taktiği olarak kullandığı konusunda hiç şüphe yoktur.

Nitekim, Amerikan medyasının deyişiyle Trump’ın Türkiye’yi müzakere masasına getirmek için sözel olarak veya fiilen doları manipüle etmesinin birkaç nedeni var:

-Türkiye, ABD’nin İran’a yaptırımlarına karşı çıkıyor ve onları görmezden gelen davranışlarda bulunuyor.

-Türkiye, doğudan batıya uluslararası ticaretin geçtiği Avrupa ve Asya ile çevrili stratejik olarak önemli bir coğrafi kavşağa oturmaktadır.

-ABD, Türkiye’ye bir kurtarma paketi sunacak konuma geçerse,dolarizasyonun azalma eğilimini yavaşlatacağını düşünmektedir.

-Tek Kuşak Tek Yol projesinin sekteye uğratılmasında önemli bir avantaj sağlayacaklarını düşünmektedir.

Sonuç olarak, Trump’ın Çin, Rusya ve İran ile olan ilişkileri etkilemek için Türkiye’yi ABD ile daha güçlü ilişkilere yöneltmeye çalıştığı düşünülmektedir.

ABD derin devletinin yeni bir İpek Yolu olarak düşünülen Çin’in Tek Kuşak Tek Yol (One Belt One Road (OBOR))projesinin artan ekonomik rekabet getireceği ve Amerikan ekonomik çıkarlarına zarar vereceği endişesiyle operasyonlar yaptığı artık uluslararası kulislerde bile açıktan dile getirilmektedir.

TRUMP’IN SİNİRLERİNİ ZIPLATIYOR

Çin, bu projeyi tamamlamak için Türkiye’nin katılımına güveniyor. Amerikan basınından öğrendiğimize göre Türkiye, İran ve Rusya’nın Eylül başlarında yapacağı üçlü zirve Trump’ın sinirlerini zıplatıyor.

Amerikan ekonomi ve politik çevrelerinde halihazırda ABD Doları’nın bir müzakere kaldıracı olarak kullanılmasının gerekip gerekmediği konusunda ciddi bir tartışma yürütülüyor.

Tartışmanın odağında şu soru var:ABD Doları daha da güçlenirse, ekonomik aktiviteyi ve varlıkları nasıl etkileyebilir?

Gluskin Sheff’den David Rosenberg’in hazırladığı aşağıdaki grafik, ABD Doları’nın değerine duyarlı birçok varlığın değerindeki son dönemdeki düşüşü gösteriyor.

Grafikte yer alan varlıklardan sadece petrol ve ABD konut inşaat şirketlerinin Amerikan ekonomisi ve yerel yatırımlarının performansı üzerinde etkisi bulunmaktadır. Ancak, varlıkların değerindeki kayıpların küresel çapta daha da genişleyeceği ve doların değer kazanmaya devam etmesi halinde ABD hisse senedi ve tahvil piyasalarını da kapsayacağı öngörülmektedir.

Aşağıdakiler ABD Dolarının daha da güçlenmesiyle ortaya çıkabilecek olası ABD’nin riskleri olarak sıralanmaktadır:

-Deflasyon
-Kötüleşen ticaret açığı, daha sert yaptırımlar ve tarifeler getirecektir.
-azalan şirket kazançları
-Yükselen piyasalardan bulaşabilecek bankacılık krizleri

ABD, hegemonya gücünü idame ettirmek için operasyonlar yapıyor ancak kurduğu oyunların yaratacağı girdabın en büyük kurbanlarından biri olmaya da aday gözüküyor.

Geçenlerde bir İngiliz yazarın dediği gibi “Kazdığınız kuyudan çıkmak için ilk yapacağınız şey kazmayı bırakmaktır”


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version