FETÖ’nün intihar eden mühendisi Burak Açıkalın’ın ifadesi ortaya çıktı

SON TV GÜNDEM – Fethullahçı Terör Örgütü’nün İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çalışan ve örgütün hesabı Fuat Avni’ye bilgi aktardığı gerekçesiyle tutuklanan mühendis Burak Açıkalın’ın ölmeden önce verdiği ifadesi ortaya çıktı.

O İFADE İDDİANAMEYE YANSIDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstihbarat Daire Başkanlığı’nı ele geçirmeye çalıştıkları gerekçesiyle çoğu dairenin eski çalışanı 36 kişi hakkında hazırlanan iddianamede intihar eden İstihbarat Daire Başkanlığı mühendisi Burak Açıkalın’ın 19 Temmuz 2016 tarihli ifadesine de yer verildi.

Burak Açıkalın ifadesinde, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu olduğunu, Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası İşletmecilik bölümünde Yüksek Lisans yaptığını, 2006 yılında EGM’ye ilanla Bilgisayar Mühendisi alındığını görünce başvurduğunu ve işe başladığını, FETÖ ile ilk olarak ortaokul döneminde evlerde ücretsiz ders verdikleri için tanıştığını, lise döneminde 3. sınıfa kadar gitmediğini, 3. sınıfta Sivas Selçuk Fen isimli dershaneye ücreti mukabilinde gittiğini, 1999 ÖSS sınavı sonrası Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümüne yerleştiğini, o günlerde yapı ile tanışmış olduğunu, örgüte ait evlerde kaldığını, evlerden sorumlu abi diye tabir edilen kişinin sohbet vermeye geldiğini, 2003 yılında Bursa’ya döndüğünü, özel bir firmada işe girdiğini, 2004 yılında THY Analiz Programcısı olarak 2006 yılına kadar çalıştığını, 2006 yılında EGM yazılı ve sözlü sınavını kazanarak İDB’ye girdiğini belirtti.

2006 yılında iş aradığı için ismini hatırlamadığı bir arkadaşına durumdan bahsettiğini, Ankara’da cemaat mensubu ismini hatırlamadığı kişiye yönlendirildiğini, onun da kendisini o dönem Başkomiser olan sonra TİB başkanı olan Osman Nihat ŞEN’e yönlendirdiğini, kendisinin de Osman Nihat ŞEN ile görüştükten sonra işe başladığını, kendisinin İDB’de işe başlamasında referans olan kişilerin adını hatırlayamadığı iki kişi ile Osman Nihat ŞEN olduğunu, kurumda yaklaşık 6 ay kadar çalıştıktan sonra örgüt içerisinden adını hatırlayamadığı şahsın kendisi ile irtibata geçtiğini ve aynı dairede mühendis olarak çalışan Muhammet ŞEN, Volkan GÖÇER, Abdullah ÖNER, Haşim TÜRKER isimli kişiler ile cemaat mensubu olduklarından dolayı kendisini de tanıştırdıklarını, ilerleyen zamanlarda bu şahıslarla sohbet grupları düzenlediklerini kaydetti.

İlk başlarda grup içerisinde haberleşmeyi telefonla sağladıklarını, gelişen teknoloji ile birlikte internet üzerinden Tango adlı herkesçe bilinen görünüm olarak da aynı ara yüze sahip ancak şifre ile girilen kriptolu uzaktan yönetilen özel yapılmış bir sosyal haberleşme programı üzerinden yürüttüklerini, Tango isimli programdan önce aynı kripto ve yazılıma sahip ByLock isimli programın örgüt içerisinde haberleşme unsuru olarak kullanıldığını, ayrıca Shu isimli yine kriptolu bir programın da yine haberleşme unsuru olarak kullanıldığını, bu programlar içerisinde ekli kişilerin birbirlerini ekleyerek grup oluşturmak suretiyle “BT” Bilgi Teknolojileri kısaltması ile kurulduğunu, kişilerin gruba üye olurken gerçek isimlerinin yerine eş sesli benzer isimlerle genellikle kayıt olduklarını veya belirleyici özellikleri olan isimler ve lakaplar kullanıldığını, gerçek isimlerini kullananların da bulunduğunu belirtti.

YAKALANMA RİSKİ OLDUĞUNDA…
Günlük rutin işlerini sorgulama, silme, yedekleme ve benzeri işlemleri resmi olarak yaptığını, gayriresmi olarak yapmış olduğu usulsüz işlemler ile ilgili detaylı ifadesini Cumhuriyet Savcılığı’nda vermek istediğini, kendisinden istenilen talepleri bilgisayardan sorgulayıp bilgilere ulaştığında normalde İDB bilgisayarlarında USB, Hard Disk takmalarının mümkün olmadığını, bilgisayar mühendisi olduğu için Linux işletim sistemi sayesinde almış olduğu bilgileri USB’ye alarak USB’yi de telefon ya da başka bir bilgisayara takarak aldığı bilgileri buradan Tango’ya aktararak gönderdiğini, güvenlik açısından yakalanma riski olduğundan bu bilgileri doküman veya hard disk ortamında çıkartmadığını, sadece Tango programı ile veri aktarımının olduğunu belirtti.

SORULANLAR ARASINDA ÜNLÜ İSİMLER
Tango üzerinden Akif kod isimli şahsın bazı taleplerinin olduğunu, bu taleplerin herhangi bir kişi hakkındaki tüm bilgilerden ibaret olduğunu, kim olduğu, aracı CDR yani yapmış olduğu tüm telefon iletişim kayıtları, aile bilgileri vs vs akla gelebilecek tüm bilgilerin sorulduğunu, kendisine sorulanlar arasında siyasetçilerin, sanatçıların, yani akla gelecek tüm kişilerin olduğunu, bunların kimler olduğunu şuan söylemek istemediğini, bu isimleri ilerleyen süreçte vermek istediğini, bağlı olduğu Akif kod isimli şahsın kendisinden talepte bulunduğunu, kendisinin de talepleri yerine getirdikten sonra kullanmış olduğu Tango programı ile kendisine gönderdiğini kaydetti.

Akif kod isimli şahsın gerçek ismini bilmediğini, Mühendisin bağlı olduğu teknik imam, bunun bağlı olduğu kurum imamı, kurum imamının bağlı olduğu Teknik İşler Koordinatörü, bu şahsın da direk olarak örgüt lideri Fethullah GÜLEN’e bağlı olduğunu değerlendirdiğini, yapı içerisinde Emniyetin teknik işlerinden sorumlu imamının kendisinin de bağlı bulunduğu Akif kod isimli şahıs olduğunu değerlendirdiğini, içinde bulunduğu yazışma grubu içerisinde; Levent kod Bülent GÜNAY, Hayrettin kod Haşim TÜRKER, Fırat kod Murat AHMETOĞLU, Mahmut kod Akif GÜNGÖR, Soner kod Abdullah ÖNER, Yavuz kod Yusuf Ziya SARI, Namık kod Şehmus Nusret MUNGAN, Ömer kod Ahmet Özkan ÖZALP, Cihat kod Serhat ALP, Galip kod Gazi TOPAL, Osman kod Hasan DEMİR isimli kişileri hatırladığını belirtti.

DARBE GİRİŞİMİNDE GELEN MESAJLAR
16 Temmuz 2016 tarihinde İDB civarında bulunan Hüdaverdi Cami etrafında yanında bulunan mühendis Haşim TÜRKER ile birlikte Yıldızevler Polis Merkezi Amirliği görevlilerince gözaltına alındıklarını belirtti. Darbe girişimi öncesinde ve sonrasında çalışmış olduğu İDB’ye gelme sebebi sorulduğunda; olay günü saat 20:30-21:30 zaman aralığında telefonunda kurulu Tango isimli programa önce Akif kod isimli şahıs tarafından “Daireye yakın bir yerde hazırda bekle” şeklinde mesaj gönderildiğini, Timur TECER isimli şahsın da “Daire önünde mukavemet var mı” şeklinde mesaj gönderdiğini, kendisinin de bunun üzerine gelen mesaj nedeniyle daireye yakın olabilmek için ikametgahına gelen Haşim TÜRKER ile birlikte İDB etrafında dolaştıktan sonra daireye yakın yakalandıkları yere gittiklerini, gelme sebeplerinin bir amacının olmadığını, ancak mühendis olmaları sebebiyle darbe gerçekleşmesi durumunda dairede bulunan mevcut sistemin korunmasının tahrip edilmemesinin sağlanması amacıyla çağrılmış olduğunu tahmin ettiğini beyan etti.