SON TV

Hadise bilinmeyenlerini anlattı

Yeni çıkardığı 'Visal' adındaki single'ı ile çok ses getiren Hadise; ölüm korkusundan aşk hayatına kadar her konuda samimi açıklamalar yaptı. Şarkıcı sözlerini; çok sevdiği Latince bir cümle ile bitirdi: 'Non Ducor, Duco' yani 'Bana yön verilmez, ancak ben yön verebilirim.'

Hadise bilinmeyenlerini anlattı

ÖMER KARAHAN/GÜNAYDIN

Şu sıralar yeni single’ı ‘Visal’ ile gündemde olan Hadise; basit şeylerin kendisini mutlu ettiğini söylüyor: Doğum günlerimde kız kardeşlerime ‘Sakın bana pahalı şeyler almayın’ derim çünkü mutlu olmam. Mesela bu yıl onlara ‘Bana birkaç pijama lazım’ dedim, onlar da pijama aldılar…

Herkesin albüm beklediği sırada; ‘Visal’ adında bir single çıkardınız ve Hadise şarkılarının dışında bir çalışma gerçekleştirdiniz. Neler söyleyeceksiniz?
-‘Visal’i single olarak düşünmüyordum, başka şarkılar vardı kafamda fakat albümü dolduramamıştık. “Bekletmeyelim insanları, çıkaralım” dedim çünkü herkes sabırsızdı. Ters köşe yapmak, insanların beklediği Hadise şarkılarının dışına çıkmak istedik.

RİSKLİ AMA GÜZEL BİR YOL

‘Visal’ hem beklenen bir Hadise şarkısı değil, hem de müziği ile oldukça değişik bir altyapıya sahip. Böyle bir ters köşeyi neden tercih ettiniz?
-‘Dubstep sound’; daha önce Türkiye’de hiç yapılmadı. Türkiye’de ilk kez biz deniyoruz. Evet, iddialıyız ama bunu ukalaca bir üslupla söylemiyorum. Ukalaca iddialı insanlar da olabilir fakat benimkisi öyle değil. Kendi alanımda neler yapabileceğimin farkındayım. Yeni şeyler denemeyi de seviyorum. ‘Visal’ müziğime yenilik kattı, ruhumu rahatlattı. Bu çalışmaya bir sanatçı olarak ihtiyacım vardı.

Peki, aldığınız bu riskin kariyer planlamanızda bir çöküş yaratabileceğinden korkmadınız mı?
-Tabii ki bunun risklerini kendi aramızda biz de konuşuyoruz ama bazen risk almak lazım. Risk almazsak, hiçbir şeyin sonucunu göremeyiz. Kötü eleştiri alsaydım, “Demek ki benlik değilmiş” derdim.

Kendinize belli bir çıta veya bitiş noktası koydunuz mu?
-Hayır, herhangi bir çıta koymuyorum kendime; sorun bu işte. Bir sınır yok ve nereye gideceğini bilmiyorum. O bir tünel ve tüneldeki açıklık insanı yorabiliyor. Her an tünelde karşınıza bir trafik çıkabiliyor ya da karşı şeritten, yanlış bir sürücü… Riskli bir yol ama güzel.

ÇOK FAZLA ARKADAŞIM YOK

Anı yaşamaktan hoşlanır mısınız?
-Anı yaşamak için çabalıyor ve bu konuda kendimi eğitiyorum. Bazen kafamı çok takarım, ‘şu an bu olayı değiştirebilir miyim’0 diye ama kendime “Hayır, bırak git, şu anın tadını çıkar” dediğim çok oluyor. Kendimi bu anlamda büyütmeye çalışıyorum.

Kendinizi yalnız hissediyor musunuz?
-Yalnızlığın tadını çıkarmayı seviyorum ve bunu öğrendim. Çok geniş bir çevrem yok, çok fazla arkadaşım yok! Zaten bilerek de istemiyorum. Ben hep çevremi küçük tuttum, eskiden de böyleydi. Okul hayatımda da çok fazla arkadaşım yoktu. Bu durum beni mutlu ediyor. Çünkü etrafımdaki insanların kalitesi o kadar yüksek ki; başka bir insan aramıyorum. Ama tabii ki her insan gibi arada sırada kendimi yalnız hissedebilirim. Bir şey yapmaya çalıştığınızda, insanlar sizi anlamıyor olabilir; işte onun yalnızlığını hissedebilirim bazen.

İçinde bulunduğunuz camiadaki kişiler bazen sizi ağır eleştirebiliyor veya geçmişteki birtakım olaylar ile sizi karşı karşıya getirebiliyor. Bu konuda ne söylersiniz?
-Her zaman, herkes bir şeyler söyleyecek. Herkesi tatmin edemeyiz ki… Bazı hayranlarım bile “Ben bunu çok sevemedim” ya da “Bu klibi o kadar beğenmedim” diyebiliyorlar. Bunu demek onların hakkı ve bu tip durumlara açık olmalısın. Sonuçta sanatçısın ve göz önündesin. Herkes seni sevmek zorunda değil ama herkes haddini de bilecek. Bilmeyenlere de bildiririz; bu kadar basit!

SÜRPRİZLERİ SEVERİM

Sizi neler mutlu eder?
-Sürprizleri severim. Çok basit bir gül bile beni mutlu edebilir. Doğum günüm olunca, kız kardeşlerime “Sakın bana pahalı bir şey almayın” derim çünkü mutlu olmam. Mesela bu sene “Bana birkaç tane pijama lazım” dedim, bana pijama aldılar.

Paylaşmayı sever misiniz?
-Hiçbir zaman bu konularda bir şey demem. Sadece şu kadar söyleyeyim; bende Allah korkusu var. Ben vermezsem, Allah da bana vermez. Al, al, al nereye kadar? Ben kazanıyorsam, bunu paylaşırım. Paylaşmak kadar güzel bir şey yok! Yoksa hayatın bir anlamı yok! 15 tane Channel çanta ile ne yapayım ben? Ne kadar anlamsız bir durum!

SPOR YAPMAK GİBİ AŞKA DA ZAMAN AYRILABİLİR

Türkiye’deki diğer meslektaşlarınızdan ‘fazla’ olduğunuzu düşünüyor musunuz?
-Kendimi ‘fazla’ değil ama sürekli yenilikler yaratmaya çalışan bir sanatçı olarak görüyorum. Kendisini tekrarlamayan, yeniliklerle kendisini geliştirmeye çalışan biriyim. ‘Fazla’ olmak değil de; kendi alanımda çok iyi olduğumu biliyorum. Kendi alanımda uzman olmanın peşindeyim. Herkes haddini bilmeli. Ben de haddimi bilirim. Uzmanlığın peşindeyim ama şu an orada mıyım? Hayır, daha değilim ama peşindeyim. Kendi alanımda en iyisi olmak istiyorum çünkü bu benim işim. Bu konuda iyi olamazsam, o zaman başka bir iş yaparım.

Aşkla ilgili neler söyleyeceksiniz peki?
-Aşk hayatımda neler olacağını birisi bilse ve bana söylese ne güzel olurdu! Şu an hayatımda kimse yok. Yalnız şunu söyleyeyim; ‘Aşka zaman ayıramıyorum’ gibi bir düşünce tarzı yok bende. Zamanı kendiniz yaratıyorsunuz. Nasıl sabahın köründe koşu bandına çıkıyorsanız spor için; aşk için de zaman ayırırsınız.

Sırtınıza dövme olarak da yaptırdığınız ‘Non Ducor, Duco’ cümlesinin sizin için özel bir anlamı var, öyle değil mi?
-Evet, Latince bir yazı ve şunu diyor: ‘Bana yön verilmez. Ben yön veririm.’ Bu cümle çok hoşuma gidiyor çünkü gerçekten herkes kendi hayatının yönetmeni olmalı, kimse başkasının hayatını yönetmemeli…

LÜKS ARABALARIN EVLERİN PEŞİNDE DEĞİLİM

Böyle bir şöhreti hayal ediyor muydunuz? Hayatınızda “Keşke yapmasaydım” dediğiniz şeyler var mı ?
-Günümüzde insanlar çok basit şöhretleri elde edebiliyor. Herkes sizi bir anda tanıyabiliyor. Benim aradığım böyle bir şöhret değil! Lüks arabalar, lüks evler ya da lüks seyahatler istemiyorum. Ünlü olmak başka bir şey ama kalıcı olup halktan saygı ve sevgi görmek bambaşka. Evet, paramızı kazanıyoruz ve tadını da çıkarmak lazım, sonuçta hayata bir kere geliyoruz ama benim ‘Keşke’lerim olmaz.

YAŞLANMAKTAN KORKUYORUM YAŞGÜNLERİNİ HİÇ SEVMEM

Ölüm korkusu yaşıyor musunuz ya da yaşlanmaktan korkar mısınız?
-Evet, ölüm korkusu yaşadığım anlar oluyor. Ben yaşlanmaktan da korkuyorum. Doğum günlerini hiç sevmem mesela çünkü büyümek istemiyorum.

17 YAŞIMDA OLSAYDIM…

Kaç yaşında kalmak isterdiniz?
-17 yaşımda olmayı çok isterdim.

Neden?
-Çünkü o zamanlar hem okuyor, hem de çalışıyordum. Derdim olmadan, güzel bir çevrede yaşıyordum. Okula gitmeyi çok seviyordum, yurtta kalıyordum. O zamanlar kafama taktığım şeyler, şu an bana o kadar komik geliyor ki… Zamanı geri çevirebilsem, o anların doyasıya tadını çıkarırdım.

YOKLUK NEDİR İYİ BİLİRİM!
-Alışveriş yaptığınızda ağırlıklı olarak ne alırsınız?
Ayakkabı alırım çünkü benim için anısı var. Küçükken annem ve babam, bana her istediğim ayakkabıyı alamıyordu. Tabii ellerinden geldiğince bizi mutlu ettiler. Zengin değildik, fakir de değildik ama yokluk nedir iyi bilirim. O zaman şöyle demiştim kendime; “Bir gün istediğim ayakkabıyı alabileceğim. Kendi ayakkabılarımı alırsam da hiç çöpe atmayacağım.” Şu an istediğim ayakkabıyı alabiliyorum ve hiçbir ayakkabıyı atmıyorum. Atmam, kıyamam çünkü o günler gelir aklıma.

ETİKETLER: