Taş Atan Çocuklar El Salladığı Gün…

“Hasankeyf’e Sadakat Treni”ni hatırlarsınız.

Hani, sanatçılar, yazarlar, popüler isimler, doğa eylemcileri Hasankeyf’e dair bir farkındalık oluşturmak için o trende İstanbul’dan Batman’a kadar gitmişti.

Bir takım etkinlikler yapılmıştı trende.

Bir dergi, bir sivil toplum örgütü ve Demiryollarının ortak düzenlediği tren bir “özel” trendi.

Tarifesizdi yani. O trenin hangi şehirden ne zaman geçeceğini sadece ilgilileri bilirdi.

Tren Diyarbakır’a girdiğinde, beş-on beş yaş arası çocuklar, gençler, birbirlerine ıslıkla haber vererek, treni taşlamaya başladılar.

Kırılan camlar oldu.

Yolcular olası yaralanma tehlikesine karşı cam kenarlarından çekildiler.

Tren taşlanıyordu taşlanmasına da, treni taşlayan küçük kız çocuklarının hali önemliydi:

Önce taş atıyorlar, ağabeyleri gibi mütemadiyen taş toplamaya ve trenine paralel koşmaya çalışmıyorlar, taşı attıktan sonra el sallıyorlardı.

İçsel bir durum.

İnsan trene taş atmaz, el sallar.

Henüz ağabeyleri düzeyinde militanlaşmamış bu çocukların esasında taş atmaları bile bir “eylem” değil bir oyun havasındaydı.

Diyorum ki, trene Diyarbakır’da el sallandığı gün, bu iş çözülmüş demektir.

O kız çocuklarının saflığı hakim eylem dili olduğu gün yani…


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version