Suriye Müdahalesi

Tüm dünya medyası Suriye’ye yapılması planlanan operasyonu ve muhtemel sonuçlarını tartışıyor. ABD ‘nin mesajları operasyonun sınırlı olacağı yönünde olsa da operasyonun nasıl olacağı bilinmiyor.

Günümüzde, Rus S-300, S-400 sistemleri ile Amerikan patriot sistemlerini en yaygın kullanılan hava savunma sistemleri olarak düşünebiliriz. Türkiye, NATO ‘nun patriot sistemlerini geçici süre ile edinmiş ve güvenliğini bu sisteme teslim etmiştir. Ancak, komşumuz Yunanistan da NATO üyesi olduğu halde hava sahasını S-300 sistemlerini kullanarak korumaktadır. Suriye’nin ise kâğıt üzerinde güçlü ve kapsama alanı yeterli gibi görünen hava savunma sistemi eski Sovyet teknolojisi orta ve uzun menzilli füze sistemine sahiptir. Bu savunma sistemleri ülkenin Akdeniz kıyısı boyunca Kuzey güney hattında ve Halep-İsrail sınırında konuşlandırılmıştır. S-300 sistemi görece daha iyi gözükse de her 2 sistemin yoğun olarak kullanıldığı bir savaş henüz yaşanmadığından etkinlikleri tartışmalıdır.

İsrail jetleri, 2007 yılında El Kibar ‘da inşa edilen nükleer reaktöre 30 dakika süren bir saldırı düzenlemiş ve reaktör tamiri mümkün olmayacak şekilde vurulmuştu. Operasyona katılan unsurlar geri dönerken jetlerden birinin yakıt tankını Hatay üzerinde bıraktığı iddia edilmiş olmasına rağmen operasyonun detayları hala gizliliğini korumaktadır. Bu operasyonda elektronik sinyal bozma, virüs ya da görünmezlik teknolojisi kullanılarak İsrail hava unsurlarının tespit edilememesi sağlanmış olabilir. Ancak aynı hava savunma sistemi tarafından keşif görevi yapan silahsız Türk F4-fantom uçağı tespit edilmiş ve düşürülmüştü. Olay hakkında gayri resmi olarak uçağımızın o sırada Suriye hava savunma sistemini test ettiği çeşitli kaynaklarca öne sürülmüştü.

İsrail ise kendi geliştirdiği Demir kubbe sistemi ile hava sahasının neredeyse % 80 ‘ini koruma altına almıştır. Türkiye’nin hava sahası ise şu an için sadece hava kuvvetlerimizin uçakları ve NATO tarafından konuşlandırılmış patriotlar tarafından korumaktadır.

Günümüzün en önemli saldırı unsurlarını nükleer denizaltı, nükleer silah ve uzun menzili füze sistemleri oluşturmaktadır. Bu unsurların etkili kullanılabilmesi için en azından 1 metre ve altında çözünürlük kabiliyetinde sahip uydu sistemleri gerekmektedir. Savunma için ise radar ve orta/uzun menzili füze sistemleri gerekmektedir. Türkiye’nin elinde şu anda bu sistemlerden hiçbiri yoktur(bilinen) veya yok denilebilecek kadar demodedir.

Mevcut durum analiz edildiğinde; ABD ‘nin lk olarak Suriye ‘nin hava savunma sistemlerine yönelik füze saldırısı düzenleyerek hava sahasını tamamen savunmasız hale getireceği sonucuna varılabilir. Bu sayede en önemli gücünü kaybederek savunmasız hale gelen Suriye yönetimi etkisizleştirilecektir.

Operasyon sebebiyle Suriye ‘nin olası misillemesi doğrudan ABD ‘ne olamayacağından, misillemenin ABD ‘nin bölgedeki (sırasıyla İsrail ve Türkiye ‘deki) askeri unsurlarına/üslerine olacağı düşünülmelidir. NBC(nükleer, biyolojik ve kimyasal) riski ve mevcut hava savunmamız değerlendirildiğinde; Türkiye ‘nin kaliteli istihbarat elde ederek önleyici hamle yapmasının hayati önem taşıdığı anlaşılacaktır. Geç hareket etmek hem ülkemiz hem de bölge için kötü sonuçlara sebep olabilir.
aknbygl@gmail.com


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version