SON TV

Başbakan Erdoğan: ‘Müslüman Müslümana tuzak kurmaz’

Başbakan Erdoğan, İmam Hatip Liseleri'nin kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla İstanbul'da düzenlenen törende konuştu.

Başbakan Erdoğan: ‘Müslüman Müslümana tuzak kurmaz’

İmam Hatip Liseleri’nin kuruluşunun 100. yılı nedeniyle İstanbul’da düzenlenen törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, imam hatiplerin karşılaştığı katsayı sorunundan başörtüsüne, son günlerde Türkiye’nin gündemine oturan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan 4+4+4 eğitim sistemine kadar geniş bir yelpazeye değindi.

İşte Başbakan Erdoğan’ın o konuşması:

Katsayı zulmüne ve ayrımcılığına son veren ve imam hatip kapısındaki kilidi söküp atan yol arkadaşlarımı özellikle tebrik ediyorum. Sizlere layık olabildiğim için mutluyum. Üniversitelerde başörtüsü zulmünün son bulması için kararlı şekilde mücadele eden arkadaşlarımı özellikle tebrik ediyorum.

CUMHURBAŞKANI’NA 4+4+4 TEŞEKKÜRÜ

30 Mart 2012 tarihinde kod numarası olarak 444 diyorum yani 4+4+4 düzenlemesini yasallaştırarak imam hatipler üzerindeki kara bulutları dağıtan AK Parti gurubuna, hükümetimize, TBMM’ye, sayın Cumhurbaşkanımıza burada şükranlarımı iletiyorum.

O çok sevdiği Mekke’yi, evini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Sığındığı bir mağarada onun hüzünlendiğini gören Hz. Ebubekir’in dudaklarında, “Korkma, çekinme, hüzünlenme, yeise kapılma Allah bizimle beraberdir” dedi.

O sabır ve tahammül ile Medine’ye vardılar. İşte imam hatiplilerin de yolu budur.

‘DİRENDİK KAZANDIK’

Kaderin üstünde mutlaka bir kader vardır dedik. Karamsarlığa kapılmadık, direndik, mücadele ettik. Hiçbir şey yapamadığımızda ise seccadelere sığındık. Biz sabırsızlardan olmadık. Tahammülsüzlerden olmadık. Bütün tahriklere rağmen eline silah alanlardan, şiddeti bir çözüm yolu olarak görmedik. Yerin altını tercih edenlerden, gizlenenlerden, sinsi bir virüs gibi bünyeyi işgal edenlerden olmadık.

Milletimizle bağımızı, irtibatımızı hiçbir zaman koparmadık.

Burası bizim öz yurdumuzdur, burası bizim öz vatanımızdır. Biz bu milletin fertleriyiz. Biz bu vatanın aziz evladının şehitleriyiz. Bu toprak bizim toprağımız. Bu vatan bizim vatanımız. Bu bayrak bizim bayrağımızdır.

‘TAKKİYE YAPMADIK’

Biz kendi öz yurdumuzda siyaset yolları açıkken yerin altını, takkiyeyi, maskeleri tercih edenlerden olmadık ve olmayacağız.

Şunu herkesin bilmesini istiyorum. Bizim mücadelemiz adalet mücadelesidir. Hukuk mücadelesidir. Milletin değerlerini, kutsallarını yüceltme mücadelesidir. Mücadelemiz yeni Türkiye, büyük Türkiye mücadelesidir.

Haklı olduğumuz bir mücadelede gayri meşru yolları tercih edip haktan kopamayız. Biz Allahın taktirini yok sayıp menzile ulaşmak için her yöntemi mübah göremeyiz. Kardeşlerim, sevgili yavrular. Bize gelen emir son derece açıktır.

Ancak doğru olursan kazanırsın, ancak dik durursan başarırsın. Kalıba göre şekil değiştiren, ahlak ve edep tanımayan hiçbir mücadele başarıya ulaşamaz.

İşte biz böyle bir mücadele geleneğinin içinden geliyoruz. Kardeşlerim şunu unutmayın, hak mücadelesini, millet mücadelesini, imam hatip okulları mücadelesini böyle meşru, böyle ilkeli bir zeminde verdik veriyoruz. Milletin öz değerlerinden asla uzaklaşmayacağız.

Endilüsün saraylarında bir hüküm dikkatinizi çeker; Allahtan başka zafer sahibi yoktur. Onun için ben bugün buradan, sizlerin huzurunda, sizlerle birlikte milletime ve dünyaya sesleniyorum; kardeşlerim hangi makamda olursak olalım, kibri, gururu yanımıza yaklaştırmadık ve yaklaştırmayacağız.

‘MÜSLÜMAN MÜSLÜMANA TUZAK KURMAZ’

Müslüman o kimsedir ki onun dilinden ve elinden tüm Müslümanlar emindir. Müslüman Müslümana tuzak kuramaz. Bırakın Müslüman başka insanlara da tuzak kuramaz.

Bizler özellikle Müslümanlar olarak ubudiyet anlayışımızı gözden geçirmeliyiz.

Hiçbir insan sorgulanamaz değildir. Hepimiz sorgulanabileceğimizi bilmemiz lazım. Hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekmeye mecburuz. Gençler, unutmayalım ki bir hesap günü var. O anda hesaba çekileceğiz, ama o güne gelmeden burada kendimizi hesaba çekmeliyiz.

Harama el uzatanlara izin vermeyiz, göz yummayız, karşısında sessiz kalmayız.

Sevgili muhterem hocamız Bekir Topaloğlu’nun hatırasında bir hatıra var ki anlamlı; 1955 yılında Vefa’da imam hatip okulu hizmet veriyordu. Bir gün matematik hocası Rasim hoca öğrencileri topluyor, diyor ki; öğretmenler kurulunu topladık, sizleri tebrik etmeye karar verdik. Şu okulun bahçesine bahçeye sarkan meyve ağaçlarına el sürmediniz, hergün 400 önğrenci altında olduğunuz halde dokunmadınız o meyvelere. Bunun için sizleri tebrik ediyorum diyor. İmam hatip öğrencisi işte budur. Ben imam hatip öğrencisi olmaktan her zaman gurur duydum.

‘YOLSUZLUĞA BULAŞAN EVLADIMI YANIMDA BİR SANİYE TUTMAM’

Evlatlarımdan bir tanesi yolsuzluğa bulaşsa bir tanesini yanımda bir saniye tutmam. Kalkıp evlatlarımın sosyal faaliyetleri üzerinden, vakıflar üzerinden rahatsız olan bu ana muhalefet lideri önce kendisi aynaya baksın aynaya. Bunların geçmişi karanlık. Affedersiniz bunların genel müdürlük yaptığı zaman bu millet bunların yolsuzluğu nedeniyle gidecek hastane bulamıyordu. İlacı bulamıyordu. Şimdi gerçekler ortada. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede siz Cumhuriyet tarihi kadar okul yaptırabilir miydiniz. Ücretsiz kitap verebilir miydiniz. Şu anda 45 liradan 500 liraya bursu çıkarabilir miydiniz. Sağlıkta attığımız adımlar ortada. Artık hastanesi olmayan ilimiz kalmadı. Şimdi de şehir hastaneleri yapacağız. 99 yeni üniversite yaptık bu ülkede.

İmam hatipliler olarak imam hatip çizgisine, imam hatip nesline kara leke çalınmasına izin vermeyeceğiz. İmam hatip öğrencilerin böyle bir şuur içinde olduklarına gönülden inanıyorum.

Yolsuzluk konusunda ortaya atılan bu iftira kampanyasına karşı bir kaç şey söyleyeceğim. Milli geliri 230 milyon dolardan 10 yılda 800 milyar doların üzerine çıkardık. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları gerçekleştirebilir miydi. IMF’e 23.5 milyar dolar borç vardı. Sıfırladık ve şimdi biz 5 milyar dolar borç verebiliriz size diyoruz. Çünkü veren el alan elden üstündür. MB döviz rezervi 27 milyar dolardı, şimdi ise 130 milyar doları yakaladı. Yolsuzlukların olduğu ülkede siz bunları yapabilir misiniz?

Eskiler, eski imam hatipliler paralel devlet kuralım demediler, istediğimizi düşürüp istediğimizi yüceltelim demediler. Uluslararası şebekelerin oyuncağı olalım demediler, ananas cumhuriyeti kuralım demediler. Tek değerleri vardı, inançlı imam hatipliler ayakta dursun dediler. İsimsiz birer kahraman olarak geldiler, vazifelerini sessizce yaptılar. İşte gençler bu çizgiden şaşmayacağız, ilkesi ve idealleri için mücadele edenlerden olacağız. 76 milyonu bir ve beraber göreceğiz.

Kucaklayıcı olacağız, etniksel, mezhepsel farklılıklara kucak açacağız, yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz.

Hak bildiğiniz yoldan hiç şaşmadan ve sapmadan yürüyeceksizin. Her karanlığın bir sabahı, her kışın bir baharı vardır. Yusuf’u kuyudan alıp Mısır’a sultan eden bir güç vardır.