TIR vak’aları niye şimdi?

TIR vak’aları niye daha önceleri olmuyordu da, 17 Aralık’tan sonra olmaya başladı?

Türkiye ilk defa mı bu tür yardımlarda bulunuyor?

Bosna savaşı ve Azerbaycan’daki işgaller esnasında, Türkiye’nin eli armut mu topladı?

Türkiye ilk defa mı yapıyor böyle bir yardımı?

Sorular, sorular, sorular…

Kimse MİT’i bu tür yardımlar yapıyor diye suçlamasın. Tam aksine, kaynayan kazana dönen Ortadoğu’da MİT mensupları, bankamatik memurluğu yapıp köşesinde süklüm püklüm oturursa suçlanmalı bence.

İç siyaset aktörleri de, operasyona maruz kalan TIR’lar üzerinden iktidarı eleştireceği yerde, bu TIR’ların bir operasyona maruz kalmalarını eleştirmeli.

Türkiye’nin bu tür yardımlarının, bu şekilde ifşa edilmesi, devlet geleneğimizde daha önce vuku bulmuş bir şey değildir.
Düşünebiliyor musunuz?… Devletin MİT gibi çok önemli bir organı operasyonel bir faaliyet içinde ve gene bu devletin savcısı, bu operasyonel faaliyete karşı harekete geçiyor ve jandarma da TIR’a karşı bir operasyon düzenliyor. Yani “devletin gücünü kesen bir başka devlet gücü yapılanması” söz konusu.
MİT’in TIR’larına karşı düzenlenen 2 operasyon da, “paralel devlet” tespitinin objektif göstergesidir. Bunun tevili yoktur. Böyle bir operasyon, sadece iç siyasette seviyesiz muhalefet sonucunu doğurmaz, uluslar arası ilişkilerde Türkiye’nin elini zayıflatır.

17 Aralık darbe teşebbüsünde başarılı olamayan güçler, arkasından ilk TIR vak’asını; daha sonra da ikinci TIR vak’asını yaşatarak, 17 Aralık’ta elde edemedikleri başarıyı, uluslar arası platforma taşıma amacı gütmüştür.
Bu durumda, kimse “paralel devlet” iddialarını inkâr etmeye kalkmasın.

17 Aralık’a kadar devletin bütün kurumlarında mevzilenen “paralel devlet”çiler, iktidara güç göstermek ve Türkiye’nin istikrarını bozmak için kolları sıvamışlar; ilk anda karşılaştıkları iktidar gücü karşısında, geri adım atmamış; bir başka alanda, 7 Şubat 2012’de patlayan “MİT’i ele geçirme” eksik teşebbüsüne geri dönüp MİT’i itibarsızlaştırma amacı gütmüştür.
Türkiye’nin iç ve dış siyasette zaaf içine düşmesi, Türkiye’nin menfaatine değildir. Silah ve terör örgütlerine destek imalı böyle bir opeasyon, Cenevre Konferansıyla ilişkilendirilerek gerçekleştiriliyorsa, iddia değil bir gerçeği, yani “paralel devlet” gerçeğini yansıtır.
Başbakan veya bütün iktidar mensuplarının dillendirdiği “paralel devlet” olduğuna inanmayabilirsiniz. Ne de olsa onlar bir siyasi taraf ama iktidardan ve şahıslardan bağımsız bir şekilde gelişen TIR operasyonları, “paralel devlet”in varlığının açık delilidir.

Tekrar tekrar soruyorum: 17 Aralık darbe teşebbüsünden önce niye hiç bir TIR operasyonu olmamıştır da, 17 Aralık’tan sonra olmuştur?


SON HABERLER

İlgili Haberler

Exit mobile version