SON TV

HSYK’da ”WhatsApp” skandalı

Hükümete yönelik 17 Aralık yargı komplosunun merkezindeki HSYK'da yaşanan 'toplantı krizi'ni İbrahim Okur ve Teoman Gökçe'nin yönettiği anlaşıldı.

HSYK’da ”WhatsApp” skandalı

Hükümete yönelik 17 Aralık yargı komplosunun merkezindeki HSYK’da yaşanan ‘toplantı krizi’ni İbrahim Okur ve Teoman Gökçe’nin yönettiği anlaşıldı. Hükümete yönelik girişilen yargı komplosunda HSYK yeni aşamaya girdi. HSYK değişikliği öncesi kurulu çalışamaz hale getirmeyi planlayan paralel yapı kurul içindeki üyelerini devreye soktu. 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ile üye Teoman Gökçe’nin diğer kurul üyelerine WhatsApp uygulamasından mesaj göndererek ‘toplantılara katılmayın’ baskısı yaptığı iddia edildi. Bir HSYK üyesi Yeni Şafak gazetesine yaptığı açıklamada, kendisine mesaj atıldığını, diğer üyelere de atıldığını duyduğunu söyledi. Paralel yapılanmanın bu yöntemle HSYK’yı çalışamaz hale getirmeyi amaçladığı belirtiliyor.

DARBE HATTI KURULDU

Darbe amaçlı soruşturmalarda imzası bulunan savcıların görev yerlerini değiştirmiş gibi görünen HSYK İstanbul’a darbe hattı kurdu. Son kararnameyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz’ü Bolu’ya atayan HSYK koridoru tamamladı. İki ayda yayımladığı kararnamelerle İstanbul Adliyesi’nde görev yapan başsavcıvekilleri Cihan Kansız Sakarya’ya, Ercan Şafak Kocaeli’ne, Fikret Seçen Gebze’ye 25 Aralık darbe girişiminin savcısı Muammer Akkaş ise Tekirdağ’a atandı. Böylece Bolu’dan Tekirdağ’a kadar İstanbul özel yetkili mahkemelerin iş alanına giren tüm bölgeler ‘özel ekip’ olarak bilinen savcıların kontrolüne geçti. Kamuoyu algısını ‘darbeci savcıların görev yerleri değişti’ şeklinde yöneten HSYK aslında büyük bir planı harekete geçirdi. Son kararnamelerde HSYK 1. Daire’deki iki üyenin aktif rol üstlendiği vurgulanıyor.

ÖZEL EKİP GÖREVDE

Uluslararası uyuşturucu baronlarının da güzergah olarak kullandığı hattın kritik önemde olduğu biliniyor. Bu bölgelerde başlatılacak hükümeti yıpratma amaçlı soruşturmalar İstanbul’a gönderilip yeniden bir kaos ortamı oluşturulmaya çalışılacağı belirtiliyor. HSYK’nın ‘sürgün’ gibi gösterdiği bu bölgelerin hem İstanbul’la aynı sırada olması hem de Jandarma’nın görev sahasının geniş olması gözden kaçan diğer ayrıntılar olarak belirginleşiyor.
(Yeni Şafak)